Biz Eylül 2009  İstanbul sel felaketinden bu yana yetkilileri uyararak dere yataklarına müdahale etmeyin dedik ama dinleyen yok

Su akar yatağını bulur atasözümüze rağmen toprağın suyu emip sel baskınları ve taşkınları önlemek adına her şeyi ortada kaldıran yetkiler göz boyamak adına yapılan rant odaklı çalışmaları görmemek mümkün değil.

İstanbul Times Haber Merkezi / Özel Haber 


Dere yatakları ıslah edilebilir ama tabiatın akışı ile oynamak sağlıklı değil

Yüz Yıllar boyu kendi tabii mecralarında akarak yağan yağmuru denizlere taşıyan dereleri ıslah ediyoruz adı altında bir çok yeni sorunun yaşanmasına sebep olmak sağlıklı ve doğru değil.

Islah edildiği söylenen dereler bir gün mutlaka taşıması gereken sudan fazla bir yağış olunca ister istemez su kendi mecrasında akmak için bir çıkış bulup önüne gelen her şeyi alıp götürürse kimse bize takdir-i ilahi demesin. Dere güzergahları toprak ve ağaçlandırma şeklinde bırakılmalı hiçbir surette buralara müdahale edilmemelidir. Yapılan devasa yüksek Kibir kulelerinin etrafı düzgün görünsün ve biraz daha fazla rant elde edilsin düşüncesi ile yapılan makyaj içerikli çalışmalar uzun süre içinde yarardan çok zarar getirecek.

Kimse bize teknoloji gelişti derelerin yatağı da değişebilir demesin

Gelişen teknolojiye paralel olarak bir çok gelişim ve değişim olduğu kesin. Ancak teknoloji  gelişti diye de tabiatın akışı ile oynamanın alemi yok. Suyun yatağını belki değiştirebilirsiniz ama yüzyıllar boyu bu güzergahta devam eden canlı hayatını yok ettiğinizi nereye koyacaksınız ? Islah ettiğiniz dere 10 bin metre küp su taşıyacak şekilde ıslah edilmiş ise ya bunun üstünde bir yağış olursa çözümünüz ne olacak ?

Basın Ekspres yolunda yapılan dere ıslahın a dikkat !

Eylül 2009 da İstanbul’da yaşanan sel felaketinde en çok can kaybını n yaşandığı Basın Ekspres yolu (Tır grajı) bölgesinde bugüne kadar verilmeyen imar verilerek 69 tane yüksek binaya imar verildi. Bu binaların daha fazla rant elde etmesi adına bin  yıllardır  burada akan dereyi ıslah ediyoruz denilerek üstünün kapatılması demek yağmur suyu ile toprağın birleşmesini engellemek demektir.

Bu durum da ileride telafisi zor hataların yaşanması demektir. İstanbul Times Yayın Grubu olarak gerek gazete,gerek haber portllarımız gerekse de web tv lerimizde yaptığımız yayınlarla bu durumu hep eleştirdik. Ancak gözünü rant bürüyenler bizi duymazdan  geldi. Kimse tabiata insan eli ile yapılan müdahale yanlıştır ikazlarımıza aldırmadı. İnşallah ileride can ve mal kabı olunca biz demiştik demeyiz diye temenni edelim ama görünen  köy de kılavuz istemez.

Er yada geç tabiatın akışına tecavüz eden insanlık bunun  bedelini acımasız bir şekilde ödeyecek. O zaman bugün bu imar izinlerini  verenlerin sözler de belli. Son yüz yılın en çok yağışı,böyle bir şey tahmin edilemezdi,takdir-i ilahi,suda boğulmak şehitlik demektir. İmarlı izinli ve tapulu da olsa dere yataklarında ne kadar bina var ise yerle bir edeceğiz,tabiat er yada geç intikamını alır sözlerinin üç aşağı beş yukarısın söylenecek çünkü aynı sözleri Eylül 2009 sel felaketinde hayatını kaybeden 40 dolayından vatandaşımızın boğularak ölümünden sonra duyduk. Biz sorumlu yayıncılık ilkemiz gereği kimsenin ses çıkarmadığı bir dönemde yapılan yanlışı haykırdık.

Bizim elimizden gelen buydu ve yaptık. Allah vurdumduymaz yöneticilerin yaptığı yanlış ve hatalardan dolayı masum olan halkımızı korusun.

Son söz siz dereleri değil kendinizi ıslah edin.Dereleri kendi halinde özgür bırakın onlar görevlerini en iyi şekilde yapar.


Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim