Dr. Eraslan bunun gündelik bir üzüntü olmadığını da belirterek, "Oysa tedavi gerektiren major depresyon, bir hastalık. Gündelik üzüntülerden, dış koşulların yarattığı gelgitlerden farklı bir şey. Depresyondaki bir insan uzunca bir süre boyunca, mutsuz, isteksiz, enerjisiz, kendine güvensiz hissediyor, bu şikayetleri günlerinin büyük kısmını kaplıyor ve bu belirtiler çoğu zaman dış koşullardan bağımsız.

Dünyada şu an 350 milyon kişi depresyon hastalığıyla mücadele ediyor. Bunların neredeyse yarısı hiç bir tedavi almıyor. Tedavi almıyorlar çünkü yaşadıklarının bir hastalık olduğunu düşünmüyorlar. Mutsuzluklarını, güvensizliklerini, verimsizliklerini, dikkatsizliklerini kendi beceriksizliklerine bağlıyorlar. Veya yaşamlarındaki kötü olaylara." diyor.

Depresyondaki kişiler mutsuzlukları için kendilerini ve yaşamlarındaki olayları suçlamayı bırakıp yaşadıklarının bir hastalık olabileceğinden şüphelendiklerinde ise bu kez karşılarına psikiyatrik durumlar ve tedaviler ile ilgili önyargılar çıkıyor. Bir çok kişiye göre psikiyatriste ancak deliler gider ( psikiyatristler de onlara uyuşturucu ilaçlar yazar veya onları bir yerlere kapatırlar.

Hala psikiyatriste gitmenin utanılacak bir şey olduğuna dair önyargılar olduğunu ve tedaviye başlayanların yakınlarının, "Yaa kafana bu kadar takmasan olmuyor mu?", "İlaca bağımlı mı olacaksın?", " Bu psikiyatristler insanı ancak uyuştururlar", " Terapiste gitmene gerek yok, benimle muhabbet et", "Bunu kendi iradenle yenemiyor musun?", "Toparla işte kendini!" gibi tepkilerle karşılaştığını belirtiyor.

Depresyon için ilaç kullananların da tepkilere maruz kaldığını söyleyen Dr. Defne Eraslan depresyondaki insanların tedavi almadan ancak yıllar sonra, büyük hatalar yaptıktan sonra iyileşebileceğini ancak bazen bunun bile olmayabileceğini belirtiyor, "Peki depresyonu olan kişi tedavisiz iyileşmez mi? İyileşir, ama belki seneler sonra. Okulunda, mesleğinde mutsuz ve başarısız seneler geçirdikten sonra iyileşir. Belki hiç hak etmediği, dengi olmayan bir ilişkiye veya evliliğe girdikten sonra iyileşir. Çocuklarının en çok anne-baba sevgisine ihtiyaç duydukları dönemi kendi dertleriyle boğuşurken kaçırdıktan sonra iyileşir."

 
Editör: TE Bilisim