Güney Asya'da son bir haftada meydana gelen tayfun, tsunami ve depremler, İstanbul'la birlikte Akdeniz kıyılarını da tehdit etmeye başladı.

Uzmanlara göre, Pasifik tabakası, diğer plakaları harekete geçirince Kuzeydoğu Fay Hattı gerildi. Bu nedenle İstanbul ve Akdeniz kıyılarının da deprem riski altında olduğu belirtildi...

Bugün gazetesindeki habere göre, dünya depremler ve tsunamilerle dolu bir hafta geçirirken, uzmanlar Pasifik tektonik tabakasının diğer plakaları harekete geçirdiğini, bu nedenle İstanbul'un da deprem tehdit altında olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz hafta Filipinler'de tayfun, Samoa'da deprem ve tsunami, Sumatra'da şiddetli deprem yaşandı.

Uzmanlar, afetlerin son değil başlangıç olduğu konusunda hemfikir olurken, 400'ü aşkın can alan Ketsana'nın vurduğu Filipinler'de dün de Parma tayfunu ve 6.5'lik deprem, Tonga ve Samoa'da ise 6.3lük yeni depremler yaşandı. Singapur'daki Nanyang Üniversitesi'nden Sismolog Karry Sieh, 200 yılın en büyük afetleriyle karşı karşıya olduğumuzu belirtirken, Sumatra'daki Talang, Tandikat ve Merapi volkanlarındaki hareketliliğe dikkat çekti. Prof. Sieh, tayfunlar ve volkanik patlamalar, Samoa ve ABD'deki depremleri de felaketin ayak sesleri olarak yorumladı.


AKDENİZ KIYILARI TEHLİKEDE

Prof. Sieh, "Sumatra'nın önündeki Pasifik tektonik tabakası Endonezya'nın üzerinde bulunduğu Sunda levhası altında itiliyor. Levha bir yılda 8 santim çöktü. Yeraltındaki hareketlilik büyük felaketlere gebe. Plaka 10 metre çöktüğünde diğer fayları herekete geçirecek" dedi. Pasifik tektonik tabakasındaki hareketliliğin yol açtığı doğal afetler sonucu, Güney Doğu Asya'da son bir haftada 2 bin kişi hayatını kaybetmişti.

Bu arada, Alman Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Rainer Kind de "İstanbul'u büyük deprem bekliyor. Kuzeydoğu Anadolu Fay Hattı gerilim yaratıyor. İstanbul'un dışında Türkiye'nin Akdeniz kıyılarından Tibet'e kadar tüm bölge tehlikede" dedi.

DiĞER BÖLGELERi TETiKLEDi

Alman Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Rainer Kind, Asya'da meydana gelen depremlerin diğer bölgeler için de risk oluşturduğuna dikkat çekti. Prof. Kind, "İstanbul ve Türkiye'nin Akdeniz kıyılarından Tibet'e kadar olan bölge tehlikede" dedi.

MARMARA KAYNIYOR, SİLİVRİ'DE GAZ VAR

Denizin 1239 metre altına inerek fayın rontgenini çeken Prof. Naci Görür, "Marmara fokur fokur kaynıyor. Tekirdağ ve Silivri açıklarında ise gaz ve su çıkışları var" dedi...Marmara Belediyeler Birliği'nce düzenlenen "Deprem ve Deprem Sonrası" konulu panelde konuşan deprem uzmanı Prof. Naci Görür, "Marmara Denizi'nin altı fokur fokur kaynıyor. Tekirdağ çukurundan Silivri açıklarına kadar izlenmesi gereken gaz ve su çıkışları var" dedi. Panelde, Marmara'da yaptığı araştırmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, şöyle devam etti:

TEKİRDAĞ İZLENMELİ

"Marmara, dünyanın en riskli bölgelerinden biri. Denizin altında fayın röntgenini çektik. Marmara'nın 1239 metre altına indik. Yetkililer tarafından izlenmesi gereken gaz ve su çıkışları gördük. Marmara'nın altı fokur fokur kaynıyor. Özellikle Tekirdağ çukurundan Silivri açıklarına kadar olan kısımda ciddi gaz çıkışları var. Gaz ve su çıkışı olan yerlerde acilen istasyonlar kurulup, sürekli izleme yapılmalı. Deprem bir anda gelmez. Uzun bir süreçle gelir ve bu süreç doğru takip edilirse, büyük yıkımların ve acıların önüne geçilebilir." Prof. Görür, "Biz bilim adamıyız ve araştırma yapıyoruz. Araştırmalarımızı bile incelemeyen bazı insanlar, karşı açıklama yapıyorlar. Deprem konusunun tartışma yerleri TV ekranları değil, bilim platformlarıdır. Medyaya da halka da uyarıda bulunuyorum, bu kişilere aldanmayın" dedi.

KOLONLAR ÖLÜME DAVETİYE ÇIKARIYOR

Sakarya'da incelemelerde bulunan Tohoku Üniversitesi Afet Araştırma Kontrol Merkezi Müdürü Prof. Dr. Masato Motosaka, Türkiye'deki depremlerin binalara zarar vermesinin temel nedeninin, binaların yapım aşamasındaki detayların eksikliğinden kaynaklandığını söyledi.

Motosaka, Adapazarı'nda orta düzeydeki binaların yerine 2 katlı binaların yapıldığını görünce büyük şok yaşadığını belirtirken, "Binaların bitişik nizam olması en büyük tehlike. İki binanın birbiri ile çarpışması sonucu yıkımlar oluyor. Kolonların çoğu dikdörtgen şeklinde. Binaların yatay yöndeki hareketlerinin eşit kuvvette olması lazım. Türkiye'de buna dikkat edilmiyor. İki yöndeki kuvvetlerin eşit olması gerekiyor. Bu kare şeklinde kolanlar yapılarak aşılabilir" dedi.

Editör: TE Bilisim