CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında hükümete zehir zemberek sözlerle yüklendi: 10 KASIM'DA GELMESİ TESADÜF DEĞİL "Cumhuriyet'in temelleriyle oynayan proje bugün Meclis'e getiriliyor. Bu çok büyük bir saygısızlıktır. Açılım TBMM'ye gelmesi tesadüf değildir. Tarihi rastlantıdır. Bugün bayraklarımızın yarıya indiği bir gün. Bugün Cumhuriyet'in boyunun bükecek bir planın yürürlüğe konmaya çalışması tesadüf değildir. O bayrak bugün yarıdadır. Ama yarın o bayrak tekrar zirveye çekilecektir. İKTİDAR CUMHURİYET'E KARŞI TERTİP İÇİNDE Cumhuriyet'e karşı bir tertip var. Cumhuriyet'e karşı ülkenin içinden engeller çıktığını görmüştük. Şimdiye kadar hiç bir eylemin iktidarıın himayesinde gerçekleştiğini görmemiştik. Bu en güç sınavdır. İktidar Cumhuriyet'e karşı bir tertip içinde.. İktidar tarafından planlanarak yürürlüğe konduğunu görüyoruz. Demokrasi anlayışının içi boşaltılıyor. Türkiye'den saklanan bir tuzak var. AÇILIMIN İÇİ BİLİNMİYOR Çok erkekçe söyle, ne yapmak istiyorsun. Açılımın içinde ne var hala bilmiyoruz. Bu gizlilik çok manalıdır. Ucu açık bir müzakere.. Kim çağırsa, orada durmalısınız. Ucu açıksa hiç bitmeyecek demektir. Ne zaman ne olacağı belli değil. Her zaman herşey olabilir. Böyle gizemli bir müzakere süreci olabilir mi? Anaların göz yaşları dinsin dedileri anaların gözyaşına sebep olanları kahraman gibi sınırlarda karşıladılar. Temennilerini söylüyorlar, tercihlerini saklı. İçişleri Bakanı neyi yapacaklarını yarın söyleyecek. Bu ne biçim kaçak görüşmedir. Bugün herşey ortaya konmalı. MEDYA YAZAMIYOR Bu iktidar yönetme kabiliyetini tamamen kaybetmiş. Birbirini ardına çok ciddi yönetim zafiyetleri oldu. Türkiye'de medya yazamaz, olayların üzerine yürüyemez bir haldedir. Sel baskını yaşandı, İstanbul'da. 40 kadar vatandaşımız öldü.. Ayamama deresinin geçtiğin böle eskiden çöp toplama imha alanı ve atık su tesisi alanı olarak ayrılmış. 1996 kadar böyleymiş. O tarihteki büyükşehir belediye başkanı Tayyip Erdoğan tarafından ticaret ve hizmet alanı olarak belirlemiş. Bunlar yazılıyor mu? Yazılabiliyor mu? Olay gerçek, belge burada.. Geçenlerde hep telefon kayıtları yayınlandı. Başbakan'ın işadamı arkadaşı ve çocularının Amerika'daki eğitiminden sorumlu işadamıyla konuşuyor ve kızına para göndermesi için "20-30 gönder işte" diyor.. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı KKTC Başbakanı'yla o dönemin cumhurbaşkanı olan Rauf Denktaş'a karşı tezgah kuruyor. "Bitti o, bitiyoruz" diyor. Medyayı sindirmeyi başadılar. Bunların hiçbiri yazılamıyor. ANAYASAL ÇATIŞMA VAR Yargıyı sindiremedi ama çok büyük mesafe aldı. Türkiye'de bir anayasal çatışma yaşanıyor. Bu olayın temelinde hükümeti oluşturan AKP'nin laikliğe karşı eylemlerin odak noktasında olduğuna ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin kararı var.. Böyle bir karardan sonra ne oldu? Hükümette olmaması gerekirdi bu partinin.. Bu olmadı. Bu hükmü saygıyla karşılar, kabul eder.. Bir kriz olmaz idi. Ama iktidar olmaz böyle bir karar kabul etmiyorum dedi. Hesaplaşırız sizle dedi. Hesaplaşmaya başladı.. TSK ile çatışma yargının sindirilmesi, Ergenekon hep bu hesaplaşmadı. O kararı bir uyarı olarak algılamadın, içselleştirmedin. Bu gidiş iyi gidiş değil. Bu gidişin üstesinden gelecek bir tek dayanak vardır. O da Türk milletinin kendisidir. Buna son vereceki umut bağlanacak kimse yoktur. Kimseye de ihtiyaç yoktur.."
Editör: TE Bilisim