Bekaroğlu'ndan müthiş iddialar 
 

 Kadın mühendis, AKP'li adayla tartıştı sürüldü 
 
Saadet Partisi (SP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, bugün Aksaray'da bir otelde düzenlediği basın toplantısında müthiş iddialar ortaya attı.


"CHP ve AKP, 3 Kasım 2003 seçimlerinde kurdukları ikili siyasetle birbirlerini besleyerek seçmeni oyalıyorlar" diyen Bekaroğlu sözlerini, "Sayın Kılıçdaroğlu, çantasında yolsuzluk dosyaları olduğunu söylüyor ama henüz somut bir örnek vermiş değil. AKP ve Sayın Topbaş da Kılıçdaroğlu'nun çıkışlarına Sevigen olayı ve Çankaya Belediyesi'nin "yamyamları" ile cevap veriyor. Ancak bugüne kadar yolsuzluk iddiaları konusunda kamuoyunu ikna edecek hiçbir şey ortaya koymuş değiller" şeklinde konuştu. Bekaroğlu, ardından bir bir kendi yolsuzluk iddialarını ortaya attı.

USULSÜZ İHALE, İMZALAMAYANA BASKI

Yasal ihale şartlarını anımsatan Bekaroğlu, İBB bünyesindeki ihale işleyişinin tamamen farklı olduğunu söyledi. İhale komisyonun toplandığını, tekliflerin incelendiğini karar verilmeden İhale Komisyonunun dağıldığını iddia eden Bekaroğlu, ihalenin kime verileceğine daha sonra komisyonun amir statüsündeki üyelerinin karar verdiğini de öne sürdü. İhale komisyon evraklarının, tek tek her üyenin kendi birimindeki odasında odacı marifetiyle elden dolaştırıldığını söyleyen Bekaroğlu, "Karar hiyerarşik silsile ile yukarıdan aşağı doğru imzalattırılır. Yani ihaleyi alacak firmanın komisyon halinde tespiti söz konusu olmadığı gibi, bir komisyon istişaresinin sonucu da değildir. Bu imzalar dolaştırılırken ilk imzalar komisyon başkanı ve yardımcısı tarafından atılarak komisyonun diğer üyelerinin önüne hazır olarak gelir" şeklinde konuştu.

Bekaroğlu'nun iddialarına kanıt olarak gösterdiği ve gazetecileri dağıttığı ilk kamera görüntüsünde; ihale komisyon üyelerinden birisinin çalışma odasında elden dolaştırılarak imza attırılan ihale evrakları görülüyor. Görüntülerin çekildiği yer İhale Komisyon Odası değil.

Bekaroğlu, görüntüdeki komisyon üyesinin, kararların birlikte alınmadığını belirten muhalefet notu koyduğunu belirtip , "Daha sonra o dairenin amiri evrakları yeniden yazdırıp üyeye imzalatmak için baskı yapmıştır" dedi.

İŞ BİTTİKTEN SONRA İHALE VERİLİYOR İDDİASI

Yapılan ihalelerin kararlarının bazen sözleşme yapıldıktan sonra, bazen hak ediş alındıktan sonra, bazen ihalenin verildiği medyaya yansıdıktan sonra, bazen de imalat yapıldıktan aylarca sonra ihale komisyonunca imzalandığını söyleyen Bekaroğlu, "İş verilip bitirildikten sonra ihalesi yapılmaktadır" gibi müthiş bir iddiada daha bulundu. Bu iddiasına kanıt olarakta bir görüntü izleten Bekaroğlu, Halkalı Gümrük yolu 2.Kısım İnşaatını alan Gürhan İnşaat Adlı şirketin işe Şubat 2008 tarihinde başladığını, ancak ihaleyi Ocak 2009 tarihinde aldığını söyledi.

Bekaroğlu, " Şubat 2008'de başlanmış işin ihale ve sözleşmesi 26.01.2009 tarihinde yapılmıştır. Yani ihalenin kimde kalacağı belli olmayan iş 1 yıl önceden firmaya yaptırılmıştır" şeklinde konuştu.

Bekaroğlu'nun iddialarına kanıt olarak gösterdiği görüntülerde adlarını vermediği iki kişi arasında aynen şu konuşmalar geçiyor; "Beni getirip kurtların kucağına attınız, 700–800 milyar da onlara ödedik. Beni işin içine sokmuşsun, metazori ihale olmuş. Ben bu işi yaptım bir hafta sonra da açılış yapacaklar. Bak hepimiz aynı taraftayız. Burası siyasi bir yer, her türlü hizmeti size yapıyorum "

Bu konuşmaların skandal olduğunu söyleyen Bekaroğlu, "Burası dediği İBB'nin Fen İşleri Dairesi. Müteahhit hangi cüretle "burası siyasi bir yer" diyebilmektedir? Kime her türlü hizmeti yapmaktadır?" diye sordu.

GÖRÜNTÜLERDEKİ DİYALOGLAR VE BEKAROĞLU'NUN SORULARI

Görüntülerin devamındaki konuşmaları tek tek aktaran Bekaroğlu, arada bazı sorular da sordu. İşte kayıttaki sözler ve Bekaroğlu'nun soruları:

"Sen kardeşim elli bin yüz bin ucuza mal ettiğin zaman, yani birileri sana aferin diyecekse ben o birilerine söyleyeyim yine sana aferin desinler"

Soru: Yüklenici görevini yapan devlet memuruna hangi cüretle bu lafları etmektedir?

"Cebindeki 8 trilyon parayı sekiz ay önce bağla gelip sekiz ay sonra alırsan…"

Soru: Bu söz işin ihale yapılmadan yükleniciye verildiğinin açık delili değil mi?

"Ben dün Abdurrahman beye çıktım, konuştum hem de gergin konuştum. Ya boş ver dedi, ben seni biliyorum dedi. Sonra ben yanındayken açtı telefonu konuştu, elektrik peyzaj pozlarını bilmiyorum, diğerleri (inşaat pozları) neyse odur dedi."

Soru: Kim bu katına çıkılan Abdurrahman Bey, kime telefon edip Yüklenicinin işlerini kolaylaştırmasını istiyor?

"O zaman işi yaparken bana kim yap dediyse benim muhatabım o olsun."

Soru: Yükleniciye ihale yapılmadan işi yap diyen kim?

"Ben bu idareye kırgınım bu kırgınlığımı en üste kadar söyleyeceğim"

Soru: Acaba bu en üstteki yetkili kim? Sayın Kadir Topbaş mı?

"Ben saraçhaneye gidip beni bu işin içine sokanlara derdimi anlatayım"

Soru: Yüklenici Saraçhane'ye niçin gidiyor, orada kim oturuyor?

"Ben bu işi 6 ay önce yapmışım"

Soru: Bu söz iş bittikten sonra ihalenin yapıldığının kanıtı değil mi?

"Benim Büyükşehir belediyesine yıllık cirom 250 trilyon"

Soru: Yüklenici diğer işleri de ihalesiz mi almaktadır? Tüm bu işlerde İBB ne kadar zarara uğratılmıştır?

"Sizin yarım kalan işinizi ben bitirdim"

Soru: Kimin hangi yarım kalan işlerini bitirmiştir?

DEMİR DİYOR İHALEYİ UCUZA ALIYOR BETON YAPIP EN PAHALIYA MALEDİYOR

Bekaroğlu'nun bir diğer önemli iddiası da ihaleyi alan firmaların en düşük fiyat teklifinde bulunmak için ucuz malzeme gösterdikleri, ancak işi yaparken en pahalı malzemeyi kullandıkları oldu. Buna örnek olarakta demirle yapılacak üst geçitin, betondan yapılmasını gösterdi. Bekaroğlu bu yöntemin çok sık kullanıldığını da sözlerine ekledi.

TOPBAŞ'A UYKUNUZ KAÇACAK

Bekaroğlu iddilarını seslendirdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın uykularının kaçacağını söyledi. Bekaroğlu sözlerini, "Size ve krallar gibi yaşayan ekibinize asıl sorum şudur: Bütün bunları vicdanlarınıza nasıl anlatabiliyorsunuz, bundan önce rahat uyuyabiliyor muydunuz" şeklinde sürdürdü.

BAŞBAKANA ÇAĞRI

Bekaroğlu Başbakan Erdoğan'a da çağrıda bulunarak, " Sayın Başbakan, "Savcılığa teslim edin" diyorsun, zaten ettik, bu dosyayı da biraz sonra teslim edeceğiz, bundan emin olun. Ama size de bir sorum var; İstanbul'a yerleştirdiğiniz bu "mutemet" adamların bunları yaptığını bilmiyor muydunuz? Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını gasp eden bu ekiple yola devam mı edeceksiniz. Yoksa bunlardan istifalarını isteyecek, Sayın Kadir Topbaş'ı da adaylıktan çekecek misiniz? Bu işin soruşturulması için Mülkiye Teftiş Kuruluna talimat verecek misiniz, Topbaş'ın yargılanabilmesi için İçişleri Bakanınız soruşturma izni verecek mi?" şeklinde konuştu.

KADİR TOPBAŞ: YARGIYA TAŞI, MEŞGUL ETME

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Saadet Partisi'li Mehmet Bekaroğlu'nun yolsuzluk iddialarına ilişkin, "Rahatız, eminiz, emin olmayanlar varsa taşısınlar yargıya ve bizi meşgul etmesinler" dedi.

Topbaş, bir müteahhidin belediye görevlisine rüşvet verdiği yönündeki iddialarına da, "Yargıya götürürsünüz hiç acımam, kimseyi de korumam. Gerektiğinde 4. Murat oluruz ondan endişeniz olmasın" dedi.

Kadir Topbaş, seçim çalışmalarını sürdürdüğü Gaziosmanpaşa'da basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Topbaş, Saadet Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Bekaroğlu'nun yolsuzluk iddialarına ilişkin bir soruya, "Buna yazılı cevaplar verilecek. Tüm siyasi partilerin adayları eşit yarış içerisindeyiz. İstanbul'da bir yarış var ve bu dönemde bu kenti tanımayan, projeleri olmayan insanların bu yarışı farklı kulvarlara çekmeye çalıştıklarını görüyoruz. Sayın Bekaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tanıtımıyla ilgili basın toplantısı yapacağım" diye bahsetti.

Şimdi ihalelerle ilgili basın toplantısı yapıyor, ondan daha ağırlıklı bahsediyor. Bu iddialarınız da doğruysanız yargıya gider dava açarsınız ihale üst kurumları var. Oralara şikayetlerinizi yaparsınız. Bu hukuk devletinde herkes yargı önünde eşittir. Gümrük yolu diye Halkalı'da bahsedilen yere ikinci inşaatın normal ihalesi yapılıyor. Bunlar ne ihaleyi, ne işi, ne sistemi bilmediklerinden böyle farklı şeyler ortaya koymaya çalışıyorlar. Burada hiçbir sorun yok, alnımız açık hiçbir zamanda bu tür tavırlardan rahatsız değiliz. Bu seçim satında bunlarla siyaset yapılmaz. Böyle bir seçim olmaz. Bu seçim satında siyaset konuşulmalı, projeler konuşulmalı" diye yanıt verdi.

Önce iş yapıldığı ve ihalesinin ise sonra verildiği yönündeki iddialarının hatırlatılması üzerine Başkan Topbaş, "İhale ve takip etsinler, yargıya götürsünler, dava açsınlar. Bunlar müfettişlik mi yapıyor, yoksa muhbirlik mi yapıyor? Gelsinler seçim satında adam gibi partilerini temsil etsinler. Vizyonlarını şehir adına koysunlar, böyle bir şey yok. Götürsünler yargıya, bizim dokunulmazlığımızda yok. Rahatız, eminiz, emin olmayanlar varsa taşısınlar yargıya ve bizi meşgul etmesinler" şeklinde cevap verdi.

Başkan Topbaş, gelini Burcu Topbaş ile ilgili iddialara ise şöyle yanıt verdi;

"Başkanın neresinden ne buluruz diye uğraşıyorlar. Başka açıklayacağım şeylerde olacak. Şimdi medyamızın bazı grupları ve bazı gazetelerimizin benimle ilgili daha detaylı yerlere gidip bazı bilgi edinme yasasıyla ilgili talepte bulundukları bazı şeyler var, onları daha sonra açıklayacağım. Diyorlar ki "başkanın bir açığı olmalı, bir yerlerden bulmak gerek, bir açığını bulup yerden yere vuralım." Burcu benim yeğenimin eşi. Kreatif olarak kendi yanımda bulunduruyorum. Belediyeden ne maaş alıyor, ne imza yetkisi var. Hiç bir şeyi yok, akçeli işlerde asla yok. Öyle bir tavır ve yapıda bir aile değiliz. Hamdolsun ne çocuklarım, ne ailem, ne yakınlarım, ne belediyelerden gelip geçerler, ne de devlet kademelerinde, bakanlıklarda göremezsiniz. Çocuklarımızın yanlarında koruma yoktur. Kendi yasal işlerini yapar, devam ederler. Hiçbir zaman bu kentin bize ekledikleri ve verdikleri dışında, bizim alın terimizin dışında bir kazancımız olmadı. Burcu Topbaş'ın hiçbir şirkette bir ortaklığı yok."

Medyanın doğru haberler yapmasını ve bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını isteyen Topbaş, "Üzülerek söylüyorum bazı siyasi parti adaylarına ne kadar yakın durduklarını vatandaşımız takip ediyor. Hatta yüzde 1'lerin altında olan adaylara bile birazcık bir şeyler söyletebilmenin peşindeler. Bizi birazcık yıpratmanın adına, bu etik değil. Biz medyadan çok baskı gördük, rencide olduk" dedi.

Başkan Topbaş, Mehmet Bekaroğlu'nun elinde belge olduğu ve İstanbul'da iş yapan bir müteahhidin belediye görevlisine rüşvet verdiği yönündeki iddialarının sorulması üzerine, "Rüşvet verdiyse, söylemiyorsa zaten suçlu. Hemen söylesin, biz gerekeni yapmazsak o zaman "himaye ediyor başkan" desinler. Tüm vatandaşlara sesleniyorum böyle bir durumda kaldığınızda mutlaka beni arayın, mail atın veya bildirin. Gereğini yapmadığımda gidin istediğiniz yere "başkan yapmadı" diyin. Belgeleri varsa getirsin hemen gereğini yapalım, ipini çekelim, verelim savcılığa bitirelim. Bugüne kadar bunu yaptım, asla bu konuda taviz vermem. Böyle bir şeyi varsa getirip koyması lazım böyle bir hala devam ediyorsa buna göz yuman ortak anlamına gelir. Yargıya götürürsünüz hiç acımam, kimseyi de korumam. Kim olursa olsun, insanın kolu kangren olsa vücudu korumak için kolu kesip atarsınız. Benim yapım bu. Gerektiğinde 4. Murat oluruz ondan endişeniz olmasın" diye konuştu.

Bağcılar'da seçim gezisi sırasında bir İETT işçisinin "paramızı alamıyoruz" yönünde şikayetleri olduğunu hatırlatan Topbaş, konuya da açıklık getirdi. Topbaş, "Ne maksatla söylediğini burada söylemek istemiyorum. Dün koordinasyon toplantımızda özellikle ilgili genel müdürüme sordum. 2,5 hak ediş 15 günde bir veriliyor. 2.5 hak ediş demek 1.5 ay demek. İlk hak ediş verildiğinde onun güncellemesi bekleniyor, onun gecikmesi normaldir. Yani 1 aylık bir gecikme söz konusu orada 6 ay diye söylüyor. Kameraları görünce kendinden geçiyor vatandaşlar" dedi.


 

Editör: TE Bilisim