BÜYÜK BIRLIK PARTISI, BÜYÜKAILE ILE BELEDIYECILIKTE BIR DEVRIM BAŞLATIYOR.

2009 Yerel Seçimleri öncesinde, BüyükAile adı verilen alternatif yerel yönetim modeliyle tanıştık. “Beyaz Masa” ve “Beyaz Örtü” projelerinin de sahibi olan, BBP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Cevdet Tellioğlu’nun; akademisyenlerin desteği ve uluslararası çalışmalarla, 7 yıl süren bir çalışma sonucunda geliştirdiği BüyükAile projesi; yerel yönetimler için tümüyle yenilikçi olmasına rağmen, işleyişi basit ve etki gücü yüksek bir yönetişim modeli.

Halkın ihtiyaçları, etik değerler, bilimsel ve tarihsel gerçekler ışığında modellenen BüyükAile belediyeciliğinin sosyal hedefi; genç, yaşlı, çocuk, tüm vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek. Projenin ekonomik açılımlarında ise “şehirde, açlık sınırının altında vatandaş kalmaması” ön koşuluyla; “ortak kaynakların; eşit şartlarda, eşit paylaşımı” ve “girişimde fırsat eşitliği” ilkeleri benimseniyor.

Son zamanlarda basında sıkça yer alan proje hakkındaki sorularımızı; BüyükAile Modeli'nin Mimarı ve  Büyük Birlik Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Sayın Cevdet Tellioğlu'na yönelttik.

RÖPORTAJ: Ömer ADIYAMAN/ISTANBUL TIMES

FOTOĞRAF: Ferdi TÜRK/ISTANBUL TIMES

 

SORU: Bir şehircilik projesi değil; geniş bir vizyona sahip, alternatif bir yerel yönetim modeli geliştirmiş olduğunuzu anlıyoruz. Türkiye'deki mevcut yerel yönetim anlayışını ve kalitesini değerlendirebilir misiniz?

Türkiye’de vizyon sahibi belediyecilerin yaptıkları uygulamalarla, halkın talep ettiği hizmet standardı, bazı bölgelerde yakalanmıştır ama bu yeterli değildir. Tüm il, ilçe ve beldelere, aynı şekilde hizmet götürmelisiniz. Bunun yolu, doğru belediye başkanlarından değil, belediye başkanının uygulayacağı doğru sistemden geçer. Yerel yönetim kalitesi; kişilere değil de sisteme dayanırsa; ülkenin her noktasındaki vatandaşa aynı anlayışla hizmet edebilirsiniz.

Bununla birlikte; bazı bölgelerde, halkın talep ettiği hizmet standardının yakalanmış olması da yeterli değildir. Halkın, belediyesinden hizmet beklentisini yükseltmesinin zamanı gelmiştir. Yol yapmak yetmez... Belediye; “Bu yolda yürüyen vatandaş; aç mı, güvende mi, huzurlu mu, özgür mü, beden ve ruh sağlığı destekleniyor mu, kendini yaşadığı kente ait hissediyor ve kentini sahipleniyor mu?” sorularının yanıtlarından da sorumludur.

Çöpten, çukurdan, çamurdan kurtarma hedefi, artık ihtiyacı karşılamamaktadır. Bizim hedefimiz; bu 3ç’ye 2i’yi yani “imar” ve “insanca yaşam”ı ekleyen; dünya vizyonunu aşan bir belediyeciliktir.

SORU: BüyükAile Modeli’nin temeli hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

BüyükAile süreci; belediyenin bir anonim şirket kurmasıyla başlıyor. Belediye başkanının, CEO’su olacağı bu şirketin yönetim kurulu; bölgedeki sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlar arasından seçilen temsilci muhtardan oluşuyor. %10’u belediyeye ait olan bu şirketin, %90’ı, belediye sınırları içindeki vatandaşlara açılıyor. Her ev ve işyeri, sadece bir kuruş ödeyerek, bu şirketin ortağı oluyor.

Bu şirket; binlerce ortağının gücünü arkasına alarak, ürün ve hizmet sağlayan firmalarla anlaşmalar yapıyor. Şirket ortağı olan aileler ve işyeri sahipleri, kendilerine verilen ortaklık ve aidiyet kartıyla; gıda, giyim, yakıt v.b. alışverişlerinde indirim kazanıyorlar. Belediye, vatandaş için, benzini bile ucuzlatıyor. Bu indirimlerden elde edilen bireysel kazancın bir bölümünün aktarıldığı sosyal sorumluluk projesi “Nuh’un Gemisi”yle, şehirde hiç kimse aç kalmıyor.

Belediyeye ortaklıktan doğan kazanç, aidiyet kartı indirimleriyle sınırlı kalmıyor. Halkın ortak olduğu belediye şirketi tarafından, anlaşmalı şirketlere yaptırılan otopark, toplu taşıma, alışveriş, spor, eğitim ve eğlence merkezleri gibi işletmelere de ortak edilen vatandaş; geleceğini garantileyen, sürekli bir gelire sahip oluyor. Vatandaş, BüyükAile belediye kumbarasında biriken gelirini; ister vergisini ödemek, ister ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyor.

Köyden, kentten, farklı büyüklüklerdeki işletmeler; coğrafi sınırları aşan ekonomik birliktelikler kurabiliyorlar. Bu ortak girişimlerin, teminat karşılığı belediyeden aktarılan sermayeyle geliştirdikleri dünya markalarının, tabana yayıldığı sistemde; tüm paydaşlar; üretim, satış ve tüketimden kazanıyorlar. Küçük üretici de evinden, köyünden göç etmek zorunda kalmadan, hakkı olan kazancı elde ediyor.

BüyükAile belediyesi; eğitim ve istihdam konularında da çözümler üretiyor. Şehir enstitülerinde, uluslararası projelerde çalışabilecek nitelikte bilişim uzmanları yetiştiriliyor. Üretime katılmak isteyen herkese tam veya yarı zamanlı iş fırsatları yaratılıyor.

Projenin en önemli özelliklerinden biri de şeffaf süreç yönetimiyle, belediyedeki ihale yolsuzluklarının önlenecek olması. Şeffaf süreç yönetimi ve denetimiyle; il ve ilçenin tüm olanaklarının halk için kullanılması, vatandaşın belediyesini ve yaşadığı bölgeyi sahiplenmesi ve temiz toplum bilincinin gelişmesi gibi olumlu sonuçlar da doğuruyor.

 

SORU: Şeffaf ihaleler olduğunu biliyoruz ama bu şeffaflık yolsuzluğa engel olamıyor. Hem ihale aşamasında hem de ihale sonrasında yolsuzluklar devam ediyor. Bu bilginin ışığında, "Yolsuzluk Bitecek" iddianızdan söz eder misiniz?

BüyükAile Şeffaf Süreç Yönetimi; şimdiye kadar bildiğiniz şeffaflık anlayışından farklı olarak; ihalenin tüm aşamalarının halkın denetiminde olduğu bir anlayıştır. Şeffaflığı sağlamak için; tüm mahallelere dijital dev ekranlar yerleştirilecektir. Halkın ortak olacağı şirketin de tümüne katılacağı belediye ihaleleri; ihale öncesi hazırlık döneminden, işin teslim ve kabulüne kadar tüm aşamaları; bu dev ekran yayınlarıyla, halkın gözü önünde gerçekleşecektir.

İhale sonrası iş sürecindeki yolsuzluklar da STP, denetleme kuruluşları ve halkın denetçi olduğu çok aşamalı şeffaf süreç denetimiyle engellenecek. Şeffaf süreç sayesinde; hizmetler ucuzlarken, kalite artacak.

Halkın denetimi ihalelerle de sınırlı olmayacak. Halkı etkileyen kararların altına imza atılacak olan tüm belediye toplantıları; her ilçedeki "Şeffaf Koridor" merkezlerinde; şirkete ortak olan vatandaşlar tarafından canlı olarak izlenerek, denetlenecek."İki dudak arası belediyeciliği"ni bitirecek olan bu yöntemle;

·       İmar alanı rantı; halkın kazancı olacak. Haksızlıkla, adam kayırmayla anılan rant; toplumsal faydaya dönüştürülecek.

·       Halk; belediye ve belediye şirketlerinin kasa hareketlerini denetleyecek.

 

SORU: Projenizle ilgili vatandaştan aldığınız tepkiler nasıl?

Herkesin başlangıçtaki yorumu; bu kadar farklı ve geniş kapsamlı bir sistemi, halka anlatmanın çok zor olacağı yönündeydi. Biz de kısa bir zamanımız olmasının dezavantajını bilerek yola çıkmıştık, ama bugüne kadar yaptığımız toplantılarda bilgilendirilen tüm vatandaşların, projeyi en az bizim kadar sahiplendiklerini gördük. Farklı siyasi görüşlerden olan tüm vatandaşlar; birer BüyükAile gönüllüsü oldular.

Bu bize iki şey gösteriyor... Birincisi; halk; kendi yararına olanı gördüğü zaman kolaylıkla anlıyor ve sahipleniyor. Ve ikincisi; halkın yararına, halkla birlikte hareket ettiğinizde, siyaset üstü bir yeriniz oluyor.

 

SORU: Sivil toplum kuruluşlarını yönetime dahil etmenizin sebebi nedir? Yönetime katılacak STP temsilcilerini nasıl seçeceksiniz?

Gelişmiş demokrasilerin temel taşlarından olan sivil toplum; halkın iradesinin garantisi ve siyasi iktidarın en önemli denetim aracıdır. Türkiye’deki sivil toplum örgütlenmesi zayıf olduğunu ve yetki sahibi olmadığını görüyoruz. Ayrıca; halkın sivil topluma katılımı; olması gerekenden çok düşüktür. Yapılması gereken; sivil toplum örgütlenmesini güçlendirmek ve halkın katılımını artırarak; sivil toplum bilincini tabana yaymaktır. Sivil toplum; etnik köken, din, mezhep, ideoloji, siyasi görüş ayrımı olmadan; toplumun her kesiminin temsil edildiğinin garantisidir.

STP temsilcilerinin seçimini yapmayacağız. Sistem şöyle işleyecek; Seçilen belediye başkanı; belediye sınırları dahilindeki tüm dernek, vakıf, oda ve sendikalardan birer temsilci isteyecek. Her STK temsilcisine bir büro tahsis edilecek ve tüm sivil toplum kuruluşları; Sivil Toplum Platformu (STP) çatısı altında toplanacak. Sivil Toplum Platformu; yönetimde ve denetimde yetkili olacak.

Sivil irade; STP ile de sınırlı kalmayacak. Niyetimiz; halkın sesinin duyulduğu ve yaptırım gücü olduğu bir yapı kurmak ve desteklemek. Bu amacı taşıyan diğer projelerimizden de söz edelim:

·       Üç ayda bir; belediye ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte düzenlenecek olan “Ses Alma Günü”yle; halkın istek ve şikayetleri alınacak. Bu toplantılarla; halkın sesi, halkın yaptırım gücüne dönüşecek. Vatandaşların; belediye dışındaki bir kurumla ilgili sorunları olduğunda; bu kurumlar üzerinde de sivil toplum baskısı yaratılabilecek.

·       Vatandaşın, belediye ve belediye şirketlerinin faaliyetleriyle ilgili öneri ve eleştirileri; “Muhalifim” projesiyle değer kazanacak. Sorunların çözülmesini sağlayan, uygulanabilir projeler üreten vatandaşlar ödüllendirilecek.

·       Modern çağın ihtiyar heyeti ve sivil toplumun hakem kurulu niteliğinde olan “Dede” yapısıyla; herkes hakkını arayabilecek. Toplumun ileri gelen, güven duyulan kişilerinden oluşan “Dede”; haksızlığa veya iftiraya uğrayan vatandaşların çaresi ve toplumun vicdanı olacak.

 

SORU: Halkın bir kısmı ortak olmak istemezse veya sivil toplum kuruluşlarının bir kısmı temsilci göndermezse; sistemin işleyişini nasıl sağlayacaksınız? Hak sahipleri sonradan katılım sağlayabilecekler mi?

BüyükAile elbette ki demokratik bir sistem. Katılım zorunlu olmayacak. Şirket ortaklarına sağlanan avantajlar videoboardlardan duyuruldukça;

·       Ortaklara uygulanan indirimler,

·       Sağlanan özel eğitimler,

·       İhale ve sabit gelirlerden alınan paylar ve/veya

·       Nuh’un Gemisi’nin sistematik yardımlarından

faydalanmak isteyen, henüz ortak olmamış vatandaşların da kendi yararlarını düşünerek, katılım sağlayacaklarından şüphe duymuyoruz. Başlangıçta, ilçemizdeki tüm ev ve işyerlerinin hisselerini ayırmış olduğumuz için, vatandaşlar, sistem işlemeye başladıktan sonra da ortaklık için başvurabilecekler.

Emin olduğumuz şu ki; BüyükAile’nin, en azından her haneden bir kişi tarafından duyulmasını sağlayabilirsek, başlangıçtaki katılım oranı çok yüksek olacaktır. Sistemin işleyişi, internet sitesindeki sunumlarda ve proje tanıtım kitapçıklarında net bir şekilde anlatıldığı için; vatandaş, nasıl bir sisteme dahil olduğunu baştan bilecek ve güven sorunu yaşamayacak.

Sivil toplum kuruluşları için de benzer bir durum söz konusudur. Sistem hakkında yeterli bilgisi olan STK temsilcilerinin, kentin denetiminde yetki sahibi olmak istememeleri çok düşük bir olasılıktır. Şu anda bırakın yetki sahibi olmayı; bir çoğunun kendilerine ait bir mekanları yok veya olanların bir kısmı da masrafları karşılamakta zorlanıyorlar. Bu nedenle; yönetime katılmak isteyen, istemeyen ayırt etmeden; ilçemizdeki STK’ları aynı çatı altında toplayacak ve her birine, ücretsiz bir faaliyet bürosu sağlayacağız.

Şirket kuruluş aşamasında katılıma sıcak bakmayan, az sayıdaki sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin de; din, mezhep, ırk, etnik köken, ideoloji veya siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin, eşit katılımı benimseyen ve halka fayda sağlayan bu sisteme dahil olmak isteyeceklerine inanıyoruz. Söz konusu STK’lar; kuruluş aşamasından sonra da yönetime katılım için talepte bulunabilecekler.

 

SORU: Ortaklık ve aidiyet kartından söz ettiniz. Bu kart nerelerde geçecek ve ne kadar indirim kazandıracak?

Ortak olan işyeri sahipleri ve ailelere, banka kartı özellikleri taşıyan, ortaklık ve aidiyet kartları verilecek. Halkın şirketi; akaryakıtla başlamak üzere, diğer sektörlerden firmalarla da anlaşmalar yaparak; firmaları "Kent Borsası”na dahil edecek.

Firmalar; ortaklara uygulayacakları indirim oranlarını; “Kent Borsası”yla, internet üzerinden duyuracaklar. En iyi teklifler; ayrıca, mahallelerdeki dev ekranlarda da yayımlanacak.

Katılan firmalar arttıkça; gıdadan, giyime; eğitimden, seyahate; kartla yapılabilecek tüm ürün ve hizmet alışverişleri; %5 ile %60 arasında değişebilen oranlarda indirimli olabilecek.

 

SORU: Kart indirimleriyle fon sağlayacağınızı söylediğiniz "Nuh'un Gemisi"nden söz edebilir misiniz?

Kart indirimleriyle birlikte; bağış ve yardımlar da sosyal sorumluluk projesi "Nuh'un Gemisi"ne fon sağlayacak. Belediye bütçesine dokunmadan destek sağlayan “Nuh’un Gemisi”yle, şehirde kimse aç kalmayacak.

Şirketin maaşlı mahalle yöneticileri olan muhtarlar; açlık sınırının altında yaşayan mahalle sakinlerini tespit edecek. Durumu; STP ve Beyaz Masa tarafından da onaylanan yoksul vatandaşların yardımları, ortaklık kartlarına yüklenecek. Bu vatandaşlardan, iş gücüne sahip olanlar, sistem içinde istihdam edilene kadar desteklenecek; diğer vatandaşların mağduriyetleri ise mahçup edilmeden, sistematik olarak giderilecek.

Bu süreçte; ihtiyaç sahibi vatandaşları tespit etmekten sorumlu olan Mahalle A.Ş. yöneticileri olan muhtarların ihmali olursa; öncelikle maaşlarından kesinti yapılacak ve ihmalin sürmesi halinde de müdürlük görevinden alınacaklar.

 

SORU: Ortaklık kazancının; kart indirimleriyle sınırlı olmadığını belirttiniz? Şirkete ortak olan vatandaşların diğer kazançları ne olacak?

İhale süreçlerinin dev ekranda yayımlanmasıyla; serbest ve açık rekabet artacak. Yoğun rekabet ortamında;

·       Belediyenin yaptıracağı işler için, açık eksiltme yöntemiyle yapılan ihalelerde; öngörülenden daha düşük teklifler alınacak.

·       Belediyeye ait alanların kiralanması gibi; açık arttırma yöntemiyle yapılan ihalelerde ise; bütçedeki değerin üzerinde teklifler gelecek.

Her iki yöntemde de; elde edilen kazanç halkındır. Örneğin; bütçedeki yeri 400 bin TL olan bir inşaat işi, 360 bin TL’ye yaptırılabilecek. Aradaki 40 bin TL halkın kazancıdır. Aynı şekilde; bir büfe veya otoparkın; belirlenenden daha yüksek bir değerden kiralanması halinde de kazanç halkın olacak.

Bu kazancın yarısı, direkt olarak aile ve işyeri sahiplerinin ortaklık kartlarına yüklenecek ve nakit olarak kullanılabilecek. Diğer yarısıyla da halkın ortak edileceği işletmelere yatırım yapılacak. Vatandaş; geleceğini garantileyen, sürekli bir gelire sahip olacak.

Halkın şirketi;

·       Otopark, toplu taşıma, alışveriş, spor, eğitim ve eğlence merkezleri, hastaneler gibi; halka hizmet verecek işletmelerle ilgili ihtiyaçları belirleyecek.

·       Konularında uzman şirketlerin bu işletmeleri kurmaları için; sermaye desteği verecek ve belediye öncülüğünde, çok düşük maliyetle yer sağlayacak.

·       Tek bir şirkete veya küçük işletmelerin oluşturduğu bir ortak girişime, faizsiz sermaye desteği verilebilecek.

·       Sermayenin bir bölümünün veya tamamının sağlanması ve girişimcilerden teminat veya teminat mektubu istenip istenmemesi; girişim modeline göre değişebilecek.

·       Halk, bu işletmelere, sermaye desteği oranında %10-%49 arasında ortak olacak.

·       Vatandaş; kumbarasında biriken ve ortaklık kartına yüklenen işletme gelirlerini;

·       vergisini ödemek, alışveriş yapmak için kullanabilecek veya

·       kartından nakit olarak çekip harcayabilecek.

Bununla birlikte; dev ekranlar sayesinde; tanıtıma, reklama para harcamayan belediye; reklam bütçesini de hizmet için kullanacak.

 

SORU: Halkın kazancıyla ilgili somut bir örnek verebilirseniz konunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum. Ortaklık kartı olan vatandaş, rakamsal olarak ne kazanacak?

Yenişehir isimli, 250 bin nüfuslu bir şehrimiz olsun... Örnek şehrimiz Yenişehir'de; 45 bin ev, 15 bin işyeri olsun. Belediyenin kurduğu, 60 bin ortaklı Yenişehir A.Ş.’nin; ortaklarına ait yaklaşık 20 bin aracı olacaktır. 20 bin araç için, bir akaryakıt firmasıyla anlaşma yapıldığında; Yenişehirliler; benzin ve mazotu, %12’ye varan oranda ucuza alabilecekler.

Gıda, giyim, mobilya, sağlık, eğitim v.b. ürün ve hizmetleri için uygulanan indirimleri de hesaba katarak; kazanılan ortalama indirimin %13 olduğunu varsayalım... Bu kazancın %10’u direkt olarak Yenişehirli'nin cebine gider; %3’ü ise “Nuh’un Gemisi”ne aktarılır.

Bir Yenişehirli’nin, kira v.b. sabit giderler dışında kalan ve kartla yapılan harcamalarının; aylık ortalama 200 TL olduğunu kabul edelim. Bu durumda, 250 bin Yenişehirli’nin ortalama kart harcaması;

Aylık..........250.000 x 200 = 50.000.000 TL ve

Yıllık..........12 x 50.000.000 = 600.000.000 TL olacaktır.

600.000.000 TL’nin %10’u olan 60.000.000 TL; Yenişehirli’nin, kart indirimlerinden elde ettiği yıllık kazancıdır.

Kart harcamalarının %3’ünün “Nuh’un Gemisi”ne fon sağlayacağını söylemiştik... O halde; 600.000.000 TL’nin %3’ü olan 18.000.000 TL; Yenişehirli yoksul vatandaşlara aktarılacaktır. Kaymakamlık fonlarının bile 8-9 kat üzerinde olan bu yardımla; şehirde kimse aç kalmayacaktır.

Yenişehirliler’in ihale kazancıyla ilgili de örnek verelim; Bütçesi 140.000.000 TL olan Yenişehir Belediyesi’nin, geri dönüşü olmayan harcamalar dışında kalan bütçesi 100.000.000 TL olduğunu kabul edelim. Bu işleri ihaleyle alan firmalar, en az %25-30 oranında kar etmektedirler. Açık ve serbest rekabet ortamında, firmalar daha düşük teklif vereceğinden; bu karın yaklaşık %10’u, yani 10.000.000 TL halkın olacaktır.

 

SORU: Bu gelirlerle vatandaşı ekonomik olarak biraz rahatlatacağınızı görebiliyoruz. Bununla birlikte; yine önemli bir iddianız var; "İşsizliği sonlandıracağız." diyorsunuz. Bunu hükümet bile yapamazken; yerel yönetim üzerinden nasıl yapabileceksiniz?

Biz bu noktada; eğitim, istihdam ve belediye desteğiyle yapılacak girişimleri bir bütün olarak görüyoruz. Hepsine sırayla değinelim:


Belediyeye bağlı "Şehir Enstitüleri"nde, uluslararası projelerde çalışabilecek nitelikte bilişim uzmanları yetiştireceğiz. Sektör tecrübesine sahip olan eğitmenlerle; analiz, sistem yönetimi, kod yazımı, tasarım konularında pratik ağırlıklı bir eğitim verilecek. Şehir enstitülerinde yetişen gençler; enstitü üzerinden gelen bilişim projelerinde çalışabilecekler. Başarılı öğrenciler; enstitüde eğitim de verebilecekler.

Üretime katılmak isteyen vatandaşlar da şehir enstitülerinde ilgili konuda pratik eğitim alacaklar.  Sonrasında halkın ortak olduğu belediye şirketinin sermaye desteği vereceği girişimlerle; bu vatandaşlara tam/yarı zamanlı iş fırsatları sağlanacak. Vatandaşlar, “Üretim Peronları”nda bir arada üretecekler. “Montaj Evleri” projesiyle; evlerde de üretim yapılacak.

Üretim Peronları”nda; ailelerden oluşması tercih edilen her bir grubun ayrı bir peronu olacak. Tüm peronlar eşit şartlarda üretim yapacak. Özellikle aileler ve emekliler; sorumlu oldukları alanda birlikte üretip, gelir elde edecekler. Yüksek verim alınan peronda çalışanlara ek prim verilecek. Verim alınamayan perondaki aile, bir dönem dinlendirilecek.

Her peronda, en az bir evsiz vatandaşa da görev verilecek. Evsiz vatandaşların; üretime katılması, gelir kazanması ve sosyalleşmesine imkan sağlanacak. Peronların güvenliği; güvenlik kameraları ve özel güvenlik elemanları tarafından temin edilecek.

Üretim Peronları” planlanırken, yeni üretim alanlarından ziyade; üreticilerin atıl durumdaki atölyeleri, fabrikaları tercih edilecek. Hedef; eldeki kaynakları verimli kullanarak; mümkün olduğunca çok kişiye gelir sağlamak olacak.

Montaj Evleri”yle emekliler, evlerinde de deneyimlerini kazanca dönüştürecebilecekler. Ev hanımları, evde üreten hanımlara dönüşecek ve montaj sanayinin bir parçası olarak para kazanacaklar. Zamanla, üretim konularına göre farklı uzmanlık alanları olan montaj evleri grupları oluşacak.


SORU: Şirketin hangi girişimlere destek vereceği nasıl belirlenecek? Nasıl bir yapılanma olacak?

Halkın ortak olduğu il ve ilçe belediye şirketleri, sivil toplum platformu, Beyaz Masa, üniversite, ulusal ve uluslararası araştırma şirketleri, dış ticaret firmaları ve profesyonel denetleme kuruluşlarının katılımıyla; "Markadaş" adlı yapı kurulacak. Markadaş;

·       İç ve dış piyasanın ihtiyaçlarıyla ilgili araştırmalar yapacak;

·       Dünya markaları yaratmaya ve ihracatı arttırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirecek;

·       Halkın şirketinin, hangi alanlarda girişimlerde bulunacağını belirleyecek;

·       Bu girişimlere ortak olacak esnaf ve sanayiciye; sermaye, alan ve bilgi desteği sağlayacak.


Markadaş'ın desteğiyle;

·       Köyden, kentten, farklı büyüklüklerdeki işletmeler; coğrafi sınırları aşan ekonomik birliktelikler kurabilecekler. Üretim, satış ve tüketimden kazanacak; dünya markaları oluşturabilecekler.

·       Küçük üretici, “Küçük Kardeş” projesiyle; evinden, köyünden göç etmek zorunda kalmadan, hakkı olan kazancı elde edecek.

·       Uzaktaki Kardeş” projesi; ekonomik birlikteliklerin, ülke sınırlarını da aşmasını sağlayacak.

 

SORU: Bize; halkın ortak olduğu şirketin destekleyeceği girişimlerle ilgili de örnek verebilir misiniz?

İki senaryo düşünelim... İlki, "Küçük Kardeş"le ilgili olsun;

“Markadaş”; tarım ürünlerimiz ve hedef pazarlarla ilgili araştırmalarından birinde; çay fabrikalarının stok doluluk oranının çok yüksek ve satışlarının düşük olduğu belirleniyor. Bu sorunları yaşayan fabrikaların; zamanında ve değerinden ödeme yapamadıkları çay üreticisinin de mağdur olduğu görülüyor.

“Markadaş”ın sermaye desteğiyle; Beykozlular'ın şirketi Beykoz A.Ş., Trabzondaki Of A.Ş. ile bir ortaklık yapıyor. Of’ta üretilen çay; BEYKOZ-OF çay markasıyla, ortaklara yönelik pazardan başlanarak satışa sunuluyor.

Öncesinde; 10 ton yaş çay için 7.000 TL alan ve bu ücreti ne zaman alacağı belli olmayan çay üreticisi;

·       BüyükAile ile; parasını çok daha kısa zamanda ve bir kısmını nakit olarak alıyor.

·       Ayrıca; 10 ton yaş çaydan üretilen, yaklaşık 20.000 TL değerindeki kuru çayın satış gelirine de ortak olarak; ikinci kez kazanıyor.

Beykoz’lular ve Of’lular birlikte kazanıyor. Üründen en çok kazanan, Trabzon’lu çay üreticisi oluyor.

 

Diğer örneğimizi de esnaf birliğinin; halkla ortak olarak yaptığı girişimde istihdam sağlanmasıyla ilgili verelim.

Yine Markadaş'ın çalışmaları doğrultusunda;

Pendik A.Ş., elektronik üretici ve satıcılarıyla; cep bilgisayarı üretimi ve satışı için işbirliği yapıyor.

·       Teminat karşılığında; üreticinin ihtiyacı olan sermayenin tamamı sağlanıyor.

·       Nakit sermayeyle; Çin gibi dünya pazarlarından indirimli malzeme alınıyor.

·       Pendik halkı; cep bilgisayarı markasının ortağı oluyor.

·       Üretimin, evlerde yapılabilecek montaj aşamaları; “Montaj Evleri”nde gerçekleştiriliyor.

·       Kapatılması düşünülen, iş hacmi düşen veya kapasite fazlası olan elektronik fabrikaları da üretim peronları olarak kullanılıyor.

·       Üretime katılmak isteyen vatandaşlara; şehir enstitülerinde, elektronik sektöründeki firmalar tarafından, ücretsiz eğitim veriliyor.

·       Cep bilgisayarı üretiminde çalışan tüm aileler, emekliler, ev hanımlarının maaşları; Pendik A.Ş. tarafından, ortaklık kartlarına yükleniyor.



SORU: Şehircilik anlayışınızla ilgili konuşmadan önce; projenin sağladığı ekonomik faydalarla ilgili eklemek istediğiniz başka bir şey var mıdır?

BüyükAile ile; esnaflar için de etkin çözümlerimiz var... Daha önce de söz ettiğimiz “Kent Borsası” sayesinde, hipermarketlerle aynı koşullarda toptan ürün alan esnaf; büyüklerle, aynı şartlarda rekabet edecek. Alırken kazanan esnaf; ürünleri indirimli satarak, mahallelisine de kazandıracak. Ayrıca; BüyükAile‘nin "Bölgesel Ekonomik Planlama" danışmanlarından ücretsiz danışmanlık hizmeti alan esnaflar ve esnaf adayları; doğru sektörde ve doğru yerdeki dükkanlarıyla kar edecekler.

Yeni imar planları da bölgesel ekonomik planlamaya hizmet edecek şekilde yapılacak.

Bir diğer projemiz olan “Açık Pazar”la; sahip olduğunuz değerleri, diğer vatandaşların hizmetine veya kullanımına sunabileceksiniz. “Açık Pazar”da;

·       Bilgi ve yeteneğiniz olan alanlarda hizmet sağlayabilecek veya

·       Sahip olduğunuz menkul veya gayrımenkulü, kısa veya uzun bir dönem için kiraya verebileceksiniz.

Kattığınız değerin karşılığını nakit olarak veya pazardaki hizmetlerden biriyle takas (barter) yaparak alabiliyorsunuz. Örneğin; arabanızı kiraladığınız avukattan, hukuk danışmanlığı alabiliyor veya İngilizce öğreterek, İspanyolca öğrenebiliyorsunuz.

Pazar dahilindeki kiralama hizmetlerine aracı olan emlak ofisleri, otomobil satıcıları ve kiralama şirketleri de kazanç elde edecekler.

 

SORU: Biraz da şehircilik projelerinizden söz eder misiniz? Halka hizmet eden belediye nasıl olmalı?

BüyükAile ile; dünyada da bütünsel olarak benzeri olmayan; sosyal ve ekonomik açılımları olan bir yerel yönetim modeli geliştirdik. Ama şehircilik dediğiniz zaman; yeni proje üretmekten ziyade; uygulanmış olan, artıları bilinen dünya projelerini; Türkiye koşullarına uyarlamanın daha sağlıklı olduğuna inanıyoruz. Şehircilik eylem planımızla ilgili olarak; ihtiyaçlar üzerinden konuşalım.

Herkes; sağlıklı bir çevrede, güvenli ve özgür bir yaşamı hak eder. Bunu sağlamak için;

·       Hava, su, toprak ve gürültü kirliliğinden arındırılmış, temiz ve sağlıklı bir çevre ve ekonomik hizmet sağlayacağız. Bu çerçevedeki ana başlıklar;

·       Atık dönüşüm ve arıtma projelerinin hayata geçirilmesi

·       Su ve doğalgaz kaynaklarının israfını önleyecek bir model çerçevesinde fiyatlarının düşürülmesi

·       Yeni su kaynaklarının oluşturulması ve alternatif enerji projelerinin desteklenmesi

·       Sanayi tesislerinin şehir dışına çıkarılması

·       Yeşil alanların artırılması ve organik sebze-meyve üretiminin desteklenmesi

·       Engelli vatandaşlarımızın; özgürce seyahat edebilmeleri, kaliteli bir yaşam sürebilmeleri için düzenlemeler yapacağız;

·       Mahallelerdeki dev ekranların, engelli istasyonları olarak kullanıldığı; kabartma boya ve ray sistemleriyle; engellilerimiz şehirde özgürce dolaşacak ve ray sistemindeki kameralar sayesinde yakınları onları izleyebilecek.

·       Yollar, kaldırımlar ve toplu taşıma araçları; engelli vatandaşlarımızın, rahatlıkla yaşayabilecekleri şekilde düzenlenecek.

·       Engelli vatandaşlarımız; birer dünya markası olacak kalitedeki rehabilitasyon, eğlence, dinlence, bakım, eğitim ve spor merkezleriyle desteklenecek.

·       Engellilerimize iş edindirmeye yönelik eğitim ve iş imkanları sağlanacak.

·       Evsiz vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılayacak ve toplumsal hayata kazandırılmalarına yönelik projeler hayata geçireceğiz.

·       Evsiz vatandaşlarımızın ve sokak çocuklarımızın temel ihtiyaçları, "Sokak Çocukları Tramvayı" gibi gezici araçlarla yerinde karşılanacak.

·       "Bildirim Gönüllüleri" projesiyle sorumluluk almaları ve sosyalleşmeye ilk adımı atmalarıyla başlayan; "Hayata Transfer Programı" dahilinde; eğitim verilerek, yetenekleri doğrultusunda meslek sahibi olmaları ve yaşama kazandırılmaları için çalışılacak.

·       Sokaklarımız daha güvenli hale getirilecek.

·       BüyükAile'nin bireysel kazanç ve toplumsal kalkınmanın olumlu etkisi ve sosyal projeleriyle hırsızlık azalacak.

·       Dev dijital ekranları korumakla görevli olan modern bekçiler; gece-gündüz, sokaklarımızın güvenliğini de sağlayacak.

 

Altyapı ve imar sorunları; uzun vadeli planlarla kalıcı olarak çözülmelidir. Bu amaçla;

·       Kiracılar, konut sahipleri, gecekondu sakinleri ve kentin müteahhitlerinin hep birlikte kazanacakları kentsel dönüşüm sistemi "Galaksi Sistem"le; 100 yıla varan sürelerde bir değişiklik yapılmasını gerektirmeyecek uzun vadeli planlarla; alt ve üst yapısıyla birlikte çağdaş yaşam alanları oluşturulacak.

·       Kentsel dönüşüm gerçekleşene kadar, ilgili bölgedeki gecekondu sakinlerinin, ağır ecrimisil ödemeleriyle ezilmesi önlenecek.

·       İmar rantının %15'ini halka ve belediyeye dağıtılacak. İmar rantının 250 milyar dolar olduğuyla ilgili haberleri sizler de izlediniz. BüyükAile Modeli uygulanıyor olsaydı; bunun 18 milyar doları halkın cebinde olacaktı. Diğer yarısı ise; belediye hizmetleri olarak halka dönecekti.

·       Yol, kavşak, tretuvar, yağmur ve su kanalları yetersizliği veya düzensizliği, kanalizasyon altyapılarının rehabilitasyonu, dere yataklarının ıslahı gibi sorunlar; merkeze uzak yerlerde de hızlıca çözülecek.

·       Olası depremlerde can ve mal kaybını önlemeye yönelik çalışmalara; gerçekçi bir plan dahilinde hız verilecek. Eylem planı dahilinde;

·       Mikrobölgeleme yöntemiyle, jeolojik ve zemin altyapı analizleri ve röntgenleme sistemiyle, binaların depreme dayanıklılık analizlerini içeren deprem risk analizleri gerçekleştirilecek.

·       Analizler doğrultusunda; belirlenen problemli bölgeler; Galaksi Sistem ile kentsel dönüşümde öncelikli bölgeler olacak.

·       Kentsel dönüşümde ikincil bölgelerdeyse; binaların depreme dayanıklılığının artırılması ve bina korozyon etkisinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılacak.

·       Olası bir deprem halinde; her mahalledeki çocuk parklarının altında konumlanacak barınaklarda; deprem sonrasında ihtiyaç duyulabilecek çadırlar ve uyku matlarından yeter sayıda bulundurulacak. Ayrıca; bu alanlardaki su depolarında, sürekli olarak, arıtılmış içme suyu bulunması sağlanacak. Deprem sonrasından hızlıca faal hale getirilebilecek portatif tuvalet ve revir kabinleri de parkların altındaki alanlarda yer alacak. Ayrıca; internet, TV ve radyo gibi iletişim araçlarına ulaşılacak altyapı da hazır olacak.

 

Ulaştırma ve ulaştırma altyapısı sorunlarına getirilen toplu taşıma çözümlerinin yeterli olmadığı görülmektedir. Ulaşım master planı dahilinde;

·       Toplu taşıma araçları, özel taşıt, yaya ve bisikletlilerin, birbirlerini engellemeden hareket etmesini sağlayacak, modern bir alt yapı oluşturulacak.

·       Tek yönde kesintisiz hareket eden toplu taşıma araçları arasında aktarma sağlayan 90 derece sistemi ve tek yöne tek bilet uygulamalarıyla; toplu taşıma sistemini kaliteli hale getirerek kullanımını artırılacak.

·       Çok katlı otoyollar, köprüler ve tren yollarıyla; şehir içinde ulaşım kolaylaştırılacak.

·       Üç veya daha fazla yolcu taşıyan servis araçları ve özel otomobillerin; metrobüs yolu gibi tercihli yol veya hızlı şerit uygulamalarından faydalanmasını sağlayarak; trafik sıkışıklığı azaltılacak.

·       Denizlerle çevrili İstanbul'da deniz ulaşımına öncelik verilmelidir. Bu amaçla; doldur kalk sistemiyle ring seferler yapan deniz taşıtları kullanılacaktır.

·       Ambulans ve itfaiye gibi acil durum araçlarına öncelik sağlayan sinyalizasyon ve okul servisleriyle seyahat eden öğrencilerin güvenliği için ışıklı uyarı düzenlemeleri yapılacak.

·       Yeni ulaşım çözümlerinin üretildiği bölgelerde çalışan toplu taşımacılar mağdur edilmeyecek. Buralarda çalışan otobüsçü, minibüsçü ve taksiciler; halkla birlikte; kentin toplu taşıma sistemlerine ortak edilecek. Toplu taşımacıların rüsum derdine son verilecek.

·       Halkın ortak olduğu şirketin sermaye desteğiyle yapılacak olan otoparklara halk da ortak edilecek. Vatandaş; güvenle kullanacağı ve düşük ücretli park alanlarına sahip olacak. Otoparklar, güven duyulmayan bir rant aracı olmaktan kurtarılacak.


Her yaştan vatandaşların beden ve ruh sağlığı düşünülmelidir. Bu amaçla;

·       "Nuh'un Gemisi" destekli "İlçe Hastaneleri" ve "Kolay Laboratuvarlar" ile; ihtiyaç sahiplerine ücretsiz, diğer vatandaşlara ise ekonomik olmak üzere kaliteli sağlık hizmeti sağlanacak.

·       Spor ve hobi olanakları oluşturulacak; organizasyonlar desteklenecek; açık ve kapalı spor alanları ve çocuk parkları artırılacak.

·       Kültür- sanat merkezleri; yeterli sayı ve niteliğe ulaştırılacak ve düzenli bir program dahilinde; şehrin her noktasındaki kültür-sanat etkinliklerine ücretsiz ulaşım sağlanacak.

·       Şehrin meydanları trafiğe kapatılarak; açık hava sanat ve kültür merkezlerine dönüştürülecek.

·       "Tarih Ben'im", "Nostalji Sokağı", "Kaybolmasın Değerler", "Yüzyıldan Yüzyıla Gezi" ve "Canlı Müzeler" projeleriyle; çocuklarımızın, gençlerimizin ve şehrimizi ziyaret eden turistlerin; kültürümüzü, tarihimizi yakından tanıması sağlanacak.

·       Mutluluk ve huzur merkezleri “Huzurlu Mahalleleri” ile yaşlılarımıza; “Modern Öğretmen Evleri” ile öğretmenlerimize hizmet edecek.

·       Kapalı pazar alanları oluşturularak; pazar esnafı çamurdan, kötü çalışma koşullarından kurtarılacak. Çocuk oyun alanlarını da içeren pazar alanlarında; vatandaş alışveriş yaparken, çocuğu da oyun oynayabilecek.

 

SORU: Projeleriniz hakkında bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederiz... İstanbul'da Kadir Topbaş ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi güçlü rakipleriniz var. Son olarak; seçim çalışmalarınızla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?

Tüm seçimlerde bazı isimler diğer isimlere rakip olur. Bizim buradaki duruşumuzsa farklı... Halkın yararına bir projemiz olduğu için bir adım öne çıktık. Tıpkı ismimizden büyük olan; “Beyaz Masa”, “Beyaz Örtü” ve “Tek Kart Sistemi”projeleriyle, geçmişte halka hizmet ettiğimiz gibi.

BüyükAile halktır ve halka rakip olamazsınız. Benim dileğim, bu seçimlerden başlayarak; kişilerin değil, çözüm sunan projelerin birbirine rakip olmasıdır. Seçimi kazananın halk olmasının tek yolu budur.

BüyükAile, rant sevdalısı olanlar dışında herkesin faydasınadır. Proje hakkında bilgilendirdiğimiz vatandaşların, siyasi görüşleri ne olursa olsun birer BüyükAile gönüllüsüne dönüştüklerinden söz etmiştik. Bu nedenle, bizim tarafımızda, seçim propaganda çalışmalarının yerini; BüyükAile’yi, doğru bir şekilde, mümkün olduğunca çok vatandaşa duyurma çabası alıyor.

Bu amaçla; televizyonlar, radyolar, gazeteler, internet medyası gibi, ulaşabildiğimiz tüm iletişim araçlarında projemizi anlatacak; bilgilendirme toplantılarında ve internet sayfamız üzerinden, vatandaşların sorularını yanıtlamaya devam edeceğiz.

 

 

 

Editör: TE Bilisim