Reform kararlılığımızı diri tutan aziz milletimize teşekkür ederek sözlerime başlıyorum.
Birazdan açıklayacağımız paket, 11 yıllık uzun soluklu bir sürecin bir safhasıdır.
Terörün son bulması, gözyaşlarının dinmesi şehit yakınlarının arzu ve temennisidir. Bu demokratikleşme paketiyle özgür alanını daha çok açıyoruz.b
Bugün burada şu hususun altını önemle çiziyorum. Bu demokratikleşme paketi bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır. 1950'lerde başlayan demokratikleşme sürecinde nice adımlar atılmıştır.
Bugün açıklayacağımız paket Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin tabiî bir sonucudur. Açıklayacağımız paket, Türkiye'yi tüm yüklerinden kurtaracak, tüm tortularından temizleyecek bir paket değildir. Bu bir adımdır.
'BU BİR İLK DE SON DA DEĞİLDİR'
Çözümsüzlüğün bir siyaset tarzına dönüştüğü bir siyasi ortamda reform yapmak oldukça zordur. Biz bu dirence rağmen çok geniş reformlar yaptık. Tahriklere, kanlı provokasyonlara rağmen geri adım atmadık. Milli iradeye her türlü saldırıya rağmen demokrasiden taviz vermedik.
Çok açık söylüyorum; demokratikleşme paketi milletimizin yüzünü güldürür, darbecilerin ise uykusunu kaçırır. Biz milletimizi sevindirecek ne varsa yapmaya devam edeyeceğiz. Tekrar ediyorum bu bir ilk değildir, son değildir. Bu paket, bir ilerleyişin önemli bir aşamasıdır.
Hiçbir silah, hiçbir şiddet gösterisi meşru bir demokratik talebin yerini tutamaz. 11 yıl boyunca tüm gayemiz, kaskatı kesilmiş kalpleri çözmekti. Biz demokratikleşmeyi halkımızla beraber gerçekleştirme gayreti içindeyiz. Bu paket, Türkiye'nin ulaştığı seviyenin bir tezahürüdür. Bu ülkede vatandaşlarının dünya görüşüyle, etnik kökeniyle, dini inancıyla uğraşan bir devlet yoktur. Türkiye'de devlet bu anlayışa dönmüştür, aslına rücu etmiştir. Artık milletine efendilik eden değil, milletine hizmet etme aşkıyla uğraşan bir devlet vardır.
Türkiye değişimin önündeki en büyük engel, 27 Mayıs'ın gölgesidir. Elime o dönemlerin gazetelerini aldığımda atılan manşetlerin bile aynı olduğunu görüyorum.
'PAKETTE ÖLÜMSÜZLÜK İKSİRİ YOK'
11 yıl boyunca her reformla beraber 'Türkiye bölünüyor' iddiasıyla hereket edenler, bu paketi açıklamamızın ardından  göreceksiniz yine aynı şeyleri söyleyeceklerdir.
Muhalafet siyaset yapma tarzını değiştirmek, büyüyen Türkiye vizyonuna göre hareket etmek zorundadır.
İstiklal Marşı'mızın ilk kelimesi 'Korkma' diyor. Korkanlar, zafer anıtı dikemezler. Siyasetlerini korkutmak üzere kuranlar değişimin karşısında duramazlar. Muhalefetin korkutma üslubunu bir kenara bırakması gerekiyor.
Paketten insana ölümsüzlük iksiri bekleyenler, irrasyonel bir bekletinin içerisindedirler. Bu paket konuşulması bile yasak olan hak ve özgürlüklerin paketidir. Bu paket birilerinin dediği gibi dayatmanın eseri değildir. Bir pazarlığın eseri asla değildir. Demokratik hak ve özgürlükler, dayatmaların pazarlığın konusu olamaz. Hiçbir reformu dayatmalarla baskıyla pazarlıkla açıklamadık. Millet ne dediyse biz onu yaptık.
'76 MİLYON BİRİZ'
Her bir maddenin sözü geçmişte verilmiştir. Her bir madde geçmişte hedef olarak ortaya konulmuştur. Her bir madde seçimlerde milletimden teyit almıştır. Paketin içeriğine geçmeden önce, milletime şunları hatırlatmak istiyorum. Ay yıldızlı bayrağımızın altında 76 milyon olarak biriz beraberiz kardeşiz ve birlikte Türkiye’yiz. Biz burada gelip geçiciyiz, kalıcı olan millettir. Biz bizi sevenler için değil, muarrızlarımız tarafından da takdir edilmeyi istikametimizi ekleyen bir iktidarız.
Siyasi görüşler farklı olabilir, sorunlar farklı olabilir ama ortak olan bir şey var, aynı geminin içerisindeyiz. Birbirlerine müdahale etmediği sürece her yaşam tarzına saygılıyız. Birbirlerinindeğerini tehdit etmediği sürece, her değeri baş üstünde tutmaya devam edeceğiz.
Demokratik paketimizde yer alan reformların bir kısmı düzenleme gerekiyor.
Size öncelikle yasal düzenleme gerektiren reformları sıralamak istiyorum:
Öncelikle seçim sistemini değiştirmek için önemli bir adım atıyor tartışmaya açıyoruz. Mevcut sistemi, özellikle 12 Eylül ardından her zaman tartışma konusu olduğunu biliyoruz. Hemen tüm siyasi partiler de sistemin değişmesi gerektiğini ifade ettiler. Mevcut seçim sistemi yüzde 10 barajı AK Parti'nin getirdiği bir sistem değildir. Bunu bilenlerimiz var, bilmeyenlerimiz var. Biz 2002 seçimlerine girerken bu sistem uygulanıyordu. Yüzde 10 barajı vardı. Partimizi kurarken mevcut sistemin katılımcılıktan uzak olduğunu biz de ifade etmiştik. Geçen yıl da seçim sistemini değiştireceğimizi ortaya koymuştuk. 
Tüm öneri tavsiye eleştirileri gözden geçirdik. Bir adım atıyoruz. Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda biz üç farklı alternatifi tartışmaya açıyoruz. Yüzde 10 barajıyla devam edebiliriz. İki, barajı yüzde 5’e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi. Üçüncü olarak da ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemini getirebiliriz.
SİYASİ PARTİLERE DEVLET YARDIMININ KAPSAMI GENİŞLİYOR:
Siyasi haklar konusunda ikinci düzenlemeye siyasi partilere devlet yardımı kapsamını genişletiyoruz. Devlet yardımı için yüzde 7 olan mevcut oranı, yüzde 3’e çekiyoruz. Yani seçime katılan partilerde  yüzde 3 oy alanlara da devlet yardımı yapılacaktır. Bu değişimin rekabetin daha adil hale gelmesine neden olacağına inanıyoruz.
Siyasi partilerin teşkilatlanmalarına da kolaylık getiriyoruz. 20. Maddeyi değiştirip, ilçede teşkilatlanmak için beldede teşkilat kurma şartını kaldırıyoruz.
SİYASİ PARTİLERDE EŞ GENELBAŞKANLIK:
Bir başka düzenlemeyle, siyasi partilerde eş genel başkanlığın önünü açıyoruz. İlgili yasa maddesini değiştirmeyi uygun gördük. Seçim kanunun 15. Maddesine ek yapıyor, iki kişiden fazla olmamak kaydı ile eş genel başkanlık sistemini getiriyoruz.
SİYASİ PARTİLERE ÜYELİKTE ENGEL KALKIYOR:
Bir başka yasal düzenlemeyle, siyasi partilere üyelikte engelleri kaldırıyoruz. 11. Maddedeki değişiklikle, üye olmayı daraltan bazı engelleri ortadan kaldırıyoruz.
FARKLI DİL VE LEHÇELERDE PROPAGANDA:
Yine siyasi partiler kanunundan yapacağımız değişiklikle, farklı dil ve lehçelerde propaganda imkanı getiriyoruz. Türkçe’nin yanında farklı dillerin kullanabilmesini mümkün hale getiriyoruz. Ön seçimlerde de getiriyoruz. Kısıtlayıcı hükmü kaldırıyor, ön seçimlerde de farklı dille propaganda imkanını sağlıyoruz.
NEFRET SUÇUNA AĞIR CEZA:
Yeni süreçte nefret ayrımcılık yaşam tarzına müdahale gibi suçlarla daha etkin biçimde mücadele etmeye başlıyoruz. Belirli suçların cezalarını daha da artıyoruz. Belirli suçlar, kişinin dili ırkı rengi cinsiyeti engelliliği siyasi düşüncesi dini veya mezhebi nedeniyle işlenirse cezası daha da ağırlaşacak. Kişinin belli haklarını kullanmasını engelleyenleri ceza kapsamına alıyoruz. Bu sebeple işlenen suçun cezasını bir yıldan üç yıla kadar artırıyoruz.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURULU:
Türkiye’de hiç kimse dilinden ırkından milletinden renginden inancından, gereğini yerine getirmekten dolayı ayrımcılığa maruz kalmayacak. Ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu kuruyoruz.
Açık yerlerde gösteri yapılan yerlerdeki toplantıları gün doğumundan gün batımına kadar yapılacak tarzda genişletiyoruz.
Özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz. Ülkemizde özel eğitim kanunlarına tabii olmak konuşuyla özel eğitim kurumu açılabilecek. Bu diller Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Belli dersler Türkçe olarak okutulacak.
Köylerin 1980'lere kadar kullandıkları isimleri kullanmalarını işler hale getiriyoruz. İl ve ilçe isimlerinin değiştirilmesini de önemseyeceğiz.
Nevşehir Üniversitesi'nin adını Hacı Bektaş-ı Veli olarak değiştiriyoruz.
Yardım toplama konusundaki sınırlamaları kaldırıyoruz. Vatandaşımız bundan sonra tüm yardımlarını istediği yere verebilecek. Bu reformlar yasal düzenleme gerekiyor.
REFORMLARIN İKİNCİ KISMI:
Kamu kurumlarında çalışan personelin baş örtüsü yasağını kaldırıyoruz.
 Posta 
Editör: TE Bilisim