Menopoz sonrası dönemde ana östrojen kaynağının kalça ve memelerde biriken yağlı dokular olduğunu söyleyen Liv Hospital Ulus Meme Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Gazioğlu “Özellikle menopoz dönemi sonrasında alınan kilolar ve vücutta oluşan fazla yağ miktarı meme kanseri açısından risk teşkil ediyor” diyor. Prof. Dr. Ertuğrul Gazioğlu meme kanseri ve obezite arasındaki ilişkiyi anlattı.

Yağ ne kadar fazlaysa risk o kadar yüksek

Menopoz sonrası dönemde obez kadınlarda östrojen seviyesi, normal kilodaki kadınlara göre 1.5-2 kat daha fazladır. Menopoza giren kadınlarda yumurtalıklar işlevlerini yitirir ve östrojen salgısını durdurur. Bu dönemden sonra kadınlarda yağ dokusunda aromatizasyon yöntemi ile vücut, östrojene benzer bir hormon üretmeye başlar ve bu hormonun fazlalığı meme kanseri gelişiminde etkiye sahiptir. Bir kadında yağ dokusu ne kadar fazlaysa kandaki leptin düzeyi de o kadar yüksek seyreder. Bu leptin hormonu aromatizasyon yoluyla yağ dokusundan östrojen yapımını tetikler. Menopoz sonrası dönemde bir kadının vücudunda ne kadar fazla yağ dokusu varsa östrojene benzer ürettiği hormon da fazla olacağından meme kanserine yakalanma riskini artıracaktır. Yağ hücrelerinde ayrıca adipokin isimli bir madde salgılanır ve bu da tümör gelişimini hızlandırıcı bir etkiye sahiptir.

Aşırı kilo tanıyı da geciktirebilir

Obez kadınlarda meme kanserine yakalanma riski normal kilolu kadınlara göre 1.8 kat daha yüksektir. Yine obezite, memede büyüme ve yağlanmaya neden olacağından meme içinde oluşan kitlelerin fark edilmesi de gecikebilir ve bu nedenle geç tanı riski oluşur. Genel kural olarak bir kadın ne kadar aşırı kiloluysa o kadar daha büyük tümör gelişme riski vardır.

Lifli beslenin, meyve sebze tüketin

Diyetlerinde yağ ve şeker tüketimini azaltan, meyve sebze tüketimini artıran ve bolca lifli gıdalarla beslenen kadınlarda meme kanseri riski azalmaktadır. Meme kanserine yakalanıp da tedavi olan kadınlarda bu türlü beslenme hastalıksız yaşam süresini de uzatmaktadır

Editör: TE Bilisim