Hey Allahım sonradan görme zavallı kullarını birazcık akıl fikir ver.

İktidar sarhoşluğunun iyi bir şey olmadığını anlasın akılları, yürekleri, vicdanları.
İktidar sahipliğinin vatandaşın hizmetkarılığından başka bişey olmadığını anlasın.
Bulunduğu koltuğun kendisine değil, millete ait olduğunu bilsin.

Bulunduğu koltuktan güç alan herkesin, tarihin lanetliler çöplüğünde yer aldığını anlasın.
Bulunduğu kamu kuruluşlarının halkın malı olduğunu, herkese açık alanlar olduğunu bilsin.

Milletin onları oraya bürokratik oligarşinin bir parçası ve efendi olsun diye değil, milletin temsilcisi, hizmetkarı olarak gönderdiğini bilsin...

*****


Neden mi yukarıdaki satırlar? Birazcık sabır...

Dün, İstanbul Times Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği Başkan Yardımcısı Hüseyin Çetiner'e, Başakşehir Belediye Meclisi'nde haber izlerken yapılan çirkin saldırıyı, belediye binası önünde siyah çelenk bırakarak protesto ettik.

AK Partili Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Öztürk'ün, çektiği fotoğraf ve görüntülerle kamuoyuna ulaştırmak için gazetecilik görevini yapan meslektaşımız Çetiner'e saldırmasının aymazlık olduğunu, açık seçik şiddet yoluyla görevini yapmasını engellediğini söyledik, protesto gösterisinde.

Gazetecilerin görevinin, bir belediye meclisinde taraflar arasında kavga çıkmışsa görüntü almak olduğunu, olayı haberleştirmek olduğunu söyledik.

****


Aynı zamanda gazeteci Mehmet Baransu'nun devletin gizli belgelerini açıklamaktan, belgeler üzerinde tahrifat yaptığı iddialarından dolayı tutuklanmasını da protesto ettik.

Bir gazetecinin görevi belgenin gizli olup olmadığına bakmaksızın, kamuoyunu ilgilendiriyorsa yayınlamak olduğunu söyledik. Baransu'nun belgeler üzerinde tahribat yaptığını iddia edenlerin, tutuklarken de devlete ait gizli bilgileri yayınladı diye tutuklanmasını da protesto ettik.


Bir gazecinin görevini yaparken şiddete maruz kalması, yaptığı haberden dolayı tutuklanması olmaz, bin kez olmaz, yüz bin kez olmaz...

****


Meslektaşımız Hüseyin Çetiner'e belediye meclis salonunda CHP'liler saldırsaydı, saldırıyı protesto etmek için ilçe başkanlığına siyah çelenk bırakır protesto ederdik. Ancak, saldırı belediye meclis salonunda gerçekleştirilmiş ve saldırıyı yapan ise AK Parti ilçe yöneticisi... Yani AK Partili yerel iktidarın ilçe yöneticisi.

Görevini yapan, kavgayı görüntüleyen bir gazeteciye kim saldırırsa haddini bildirmek, o'nu kamuoyunda deşifre etmek, hakkında gereğinin yapılmasını talep etmek gazetecilerin bir meslek örgütü olarak görevimizdir. 

****


Belediye binasına yürüyerek geldiğimizde, bizden daha fazla emniyet görevlisi ve özel güvenlik görevlisi vardı. Altı üstü eyleme yönetici arkadaşlarımızla gelmiştik. Galiba bizim oraya bir siyasi partinin taraflarıyla geleceğimizi düşünmüşlerdi. 

Diyorum ki, (tabi ki iyi niyetli olmaya çalışıyorum) sadece gazetecilerin geleceğini bilselerdi(!) öylesine bir güvenlik önlemi al(dır)mazlardı.

Biz CHP'li bir belediye başkanını da protesto ettik. Ancak belediye binası önüne kadar engelsiz gittik. Bir de üstüne üstlük çay ısmarladılar. 

Galiba çok uzun iktidarda kalınca güç zehirlenmesi oluyor... Allah akıl fikir versin... 

****


Neyse, belediye binası önünde uzun tartışmalar sonrasında basın açıklamasını yaptıktan sonra, Belediye Başkanı Av. Mevlüt Uysal ile görüşmek için, emniyet müdürü ve yönetici arkadaşlarımızla beraber belediye binasına girdik. Üst katta bizi karşılayan belediye yöneticilerine Başkan Uysal ile görüşmek istediğimizi söyledik. 

Başkan yardımcısı olan şahsı muhteremin odasına geçtik, derdimizi bir de yüzlerine söylemek ve başkana anlatmaları için...

Nezaketsiz adam, babanın malı değil odan  !

Bu muhterem şahıs Belediye Başkanı Yardımcısı ve Belediye Meclis Üyesi Murat Şahin. Mübarek MİT binasına girdiğimizi zannediyor. Emniyet istihbarat birimindeyiz. Belediyede, başkanı temsil ettiğini unutmuş. Meclis olarak ise milleti temsil ettiğini zaten unutmuş.
Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşımız Tayfun Ercan'ın yüz hareketlerini beğenmemiş, derdini anlatırken.

Utanmadan odasından arkadaşımızı kovuyor, sanki babasının makamı. Bizi kim zannettin, kime benzettin. Zort diye söylediğinde nezaketsizliğine boyun eğeceğimizi mi düşündün?


A be görgüsüz adam Murat Şahin, belediye binasına ve odana zorla girmedik. Karşında İYGAD yöneticileri ve diğer koltukta da emniyet müdürü oturuyor. Utanmadan zorla girdiğimizi söylüyorsun, nezaketin ne olduğunun bile farkında değilsin.

Nezaketle seni dinliyorduk, bir arkadaşımızın söylediklerini beğenmemiş olabilirsin, anlattıkların karşısında mimiksiz mi dinleyecek seni? Mimiklerinin kontrolünü de elinde tutacaksın? 

Birazcık nezaketten, utanmadan haberin olsa odana gelmiş olan bir meslek örgütü temsilcilerine nasıl davranman gerektiğini bilirsin. Kimsin ki, odandan yönetici arkadaşımızı kovuyorsun. Haddini bildirmek bizim görevimiz ve de öyle yaptık. Odandan topluca çıktık. Ne anlama geliyorsa senin için o'nu söylemiş olduk. 


****


Şayet nezaketsiz davranmasaydın söyleyeceğim şu olacaktı.

Belediye meclis salonunda güvenlik görevlisinin başından yaralanmasının muhatabı biz değiliz. Biz zaten o'nu haberleştirdik. Manşetimizi okusaydın, görürdün. 

İki, güvenlik görevlilerinin bir derneği varsa onlarda gitsin CHP ilçe binasında protesto yapsın. 

Üç, hikaye anlatmana gerek yok.

Dört, bulunduğun makam da, belediye binası da vatandaşa açık yerler.


Hizmet merkezleri, iktidar sarhoşluğuna kapılmış adamların zorbalıklarını göstereceği, nezaketsizlik yapacakları yerler değil.

Beş, millete ve misafirlerine karşı nezaketsizlik yapanları, bugün bu millet hatırlamıyor bile, aynı seni de hatırlamayacağı gibi.


****


Bu millet AK Parti'ye oy veriyor çünkü, hizmet için zorbalık yapasınız, nezaketsizlik yapasınız diye değil.

Yukarıdan kibirle bakasınız diye değil.

Ayrıca size oy vermemiş, destek olmamış vatandaşlarında hizmetinde olacaksınız.
Çünkü bulunduğunuz makam onu gerektiriyor.

Ve bir gerçeği daha bilin. Gazeteciler sizin emir erleriniz değil. İsteğinizi yazacaklar, istediğinizi yazmayacaklar.. Neyse bunu da öğreneceksiniz. Öğrenmenin yaşı yok ki... 

****

Ve biz gazetecilere ders vermeye kalkacağına, yaşananlardan ders almaya çalışın.

Ve haddinizi bilmeyi asla unutmayın.

O makam bir gün geçici. 

Makamdan güç alan herkesin bilmesini isterim ki, bir gün  gideceksiniz. Hem de arkanıza bakmadan.

Ve tarihin lanetliler çöplüğünde yerinizi alacaksınız.


Bu millet kendisine hizmet edeni de, adam yerine koyanı da unutmaz, kendisine tepeden bakan nezaketsizleri de, bürokratik oligarşinin zalim çarklısının dişlililerine dönüşmüş adamcıkları da unutmaz.
Bilesiniz...

Bilmez iseniz de, millet bir gün ergeç ya da bu gerçeği size hatırlatır

Aynen daha önce milletin oylarıyla gelenlerin ve hizmetçi olduklarını unutup milletin efendileri gibi davrananlara, her zaman millet onlara hatırlattığı gibi, korkmayın size de hatırlatır. 

Kimse hatırlatmıyorsa AK Parti'nin içindeki kimileri size hatırlatır. Yok hepiniz de birbirinize benzemeye başlamış iseniz de yapacak bişey yok. 

Allah size akıl ve fikir versin emi...

Ali Tarakçı /Gazete İstanbul /İYGAD Başkanı  

Editör: TE Bilisim