SIĞINMACILAR , EMNİYET VE GÖÇ İDARESİ UYGULAMALARINA BAKIŞ AÇIMIZ;

Göç idaresi ve valinin yabancıyı altı aya kadar gözaltında tutma yetkisi kralda bile yoktur.Sınırlama ve yargı denetimi getirilmelidir ülkemizde artan iç huzursuzluklara karşın yabancılar için halen ülkemiz çekim merkezi...

Özellikle Rusya ülkesinden gelen İnsanların tercihi İstanbul.

Rusya'nın nüfusunun en az beşte biri müslüman ve bu insanlar içinde hayatlarını inançlarına göre yaşamak isteyenler çok fazla.Bu insanların yerleşmek için ilk tercihi ülkemiz oluyor.

Rusya,Tacik,Özbek ülkesinde islami inançlı binlerce kişi dışarıdan bakış da halkı müslüman, demokrat ülke gördükleri ülkemize gelerek yatırım yaptılar , iş kurdular...

Ev aldılar...

Zeytinburnu,Fatih,Başakşehir yoğun oturdukları yerler...

Bu insanlar uluslararası ticaretimize ülkemizin,büyük bir ülke olarak anılmasına ihracata katkıları çok fazla...

Yaşanan iç huzursuzluklar herkes gibi ülkemize büyük faydası olan bu yabancıları da etkiliyor.

Son operasyonlar da

yabancılar polisi ve göç idaresinin bazı yanlış uygulamaları Türk dostu konumuz yabancıları çok üzdü.
Turizm ve ticaret ülkesi olan ülkemizin bütün tanıtım çabalarını bitirecek yanlışlıklardan bahsediyorum...
Bu yüzden yabancılar arasında "Türk devleti dostlarını seçmeyi bilmiyor" düşüncesini taşıyanlar git gide artıyor.

6458 sayılı yabancılar ve uluslararası koruma kanunu polise ve göç idaresi yetkililerine "kral yetkileri" vermiş hatta ülkemizi ev kabül edersek "evin anahtarlarını" da kendilerinde görüyorlar.

Son günlerde ki operasyonlar sırasında olaylarla ilgisi olmayan ülkemiz de yerleşik bir çok yabancı mağdur oldu.Bu kişilerin baş örtülü yada sakallı olması cep telefonun da dini içerikli bilgiler bulunması yada bir hemşerisinin gözaltına alınması yabancının sınırdışı edilmesine ve altı aya kadar gözaltında tutulmasına yetiyor.

Örneğin bir yabancının her hangi bir nedenle evi aransın,evde yaşayan eşi annesi vs şahit sıfatıyla ifadesi alındıktan sonra ailesiyle birlikte derhal yabancılar polisi ve göç idaresinin yönetiminde ki "geri gönderme merkezi " isimli bir çeşit hapishaneye gönderiliyor.

İstanbul Kumkapı da ise hiç bir yakınına avukatına haber verilmeden "yer yokluğu"bahanesiyle Anadolu da bir şehirde ki geri gönderme merkezine gönderiliyor.

Yabancının yaşlı veya çocuklu olması sonucu değiştirmiyor.

Orada ki kötü koşullar bir yana yabancı sınırdışı işlemine tabi tutuluyor.

Yasada yer almasına karşı idare tarafından yabancıya avukat ve tercüman hakkı verilmiyor.Bu durum ilerde AİHM de büyük sorun yaratacak.

Yabancı ülkesinde inancı yada siyasi görüşü nedeniyle mağdur olmuş çare olarak daha iyi bir yaşam için ailesiyle ülkemize gelmiş, yatırım yapmış sonra en küçük bir hadise de göç idaresi takdir yetkisini çoğu kez kötüye uygulayarak 
formaliteye bağlı taleple yabancı hakkında valilikten altı aya kadar idari gözetim kararı alıyor.

Ardından sınırdışı işlemi yapıyor.Mahkemenin serbest bıraktığı insanlar için bile durum farklı değil.Sınırdışı işlemine karşı yabancının 15 gün içinde idare mahkemesine itiraz etme hakkı var.İtiraz halinde yabancı dava sonuna kadar sınırdışı edilemiyor.

Valinin idari gözaltı kararına karşı,yabancının sulh ceza mahkemesine itiraz etme hakkı var ise de çoğu kez adli suçlar ve arama vs işlerle uğraşan sulh ceza hakimi itirazı evrak üzerinde incelediği için itirazı yüzeysel kalabiliyor...

Göç idaresinin ve valinin yabancıları hiç bir suç işlemese bile altı aya kadar gözaltına alma yetkilerine sınırlama getirilmesi gerekir.

İdari gözaltı süreleri kısaltılmalı ve belli süreden sonra hakim iznine bağlanmalıdır.

Ayrıca göç idaresi idari gözaltı yerine 6458 sayılı yasada kendilerine verilen yetki uyarınca sorun halinde yabancıya imza veya belli çevrede bulunma yükümlülüğü getirebilir.

Bu yönde uygulama mağduriyeti ortadan kaldıracaktır.Göç idaresininin iş yoğunluğunu azaltacak yabancının kurallara karşı daha uyarlı olmasını sağlayacaktır.

Yabancı yatırımcının ülkemize "yaşanılacak ülke" gördüğü için geldiğini unutmayalım.

İstanbul Times / Av Musa Baykal