Son yıllarda toplum nezdinde sen kimin gazetecisin bakışlarından çok ama çok rahatsız olduğumu söylemek isterim.

Aslında Partinin, derneğin, vakfın veya sadece bir gurubun gazetecisi olunmaz.

Ya gazeteci olmayacaksınız yada mümkün olduğu kadar haklı ve doğru olmaları halinde her kesimin sesine kulak vereceksiniz.

Zaten o tür yapıların bültenleri var ve kendi seslerini orada bir şekilde duyuruyorlar.

Benim yaşam felsefemde kanuni olmaları halinde her görüşün hatta ve hatta toplumun mahalle baskısı olmazsa kanuni olmamalarına bile gerek olmadan her görüş sahibinin (Şiddet ve Baskı olmadan) sesine kulak verilmesi gerektiğini düşünen bir gazeteciyim.

Gazetecinin görevi devletin sırlarını korumak değildir. Devletin sırlarını o iş için para alan ilgili kişilerin koruması gerekir.

Gazetecinin görevi de halkı alakadar eden bilgileri bulup yayınlamasıdır.

Son yıllarda at izi it izine karıştı. Bir bakıyorsunuz zaten daha önce çarşaf çarşaf yayınlanan bir bilgiyi haber yaptı diye vay sen vatan hainisin devletin gizli bilgilerini haber yaptın denilerek hakkında bir sürü iddia sıralanıp o gazeteci toplumda tartışılır hale getiriliyor.

Tek kesimin kurşun askeri olan kişilere ve kurumlara karşıyım. Gazeteci dediğin sorgulayacak...Şüpheci olacak ...ve tek yere aklını kiraya vermeyecek diye düşünyorum...

Gazete patronları Holding Sahibi Oldu Meslek Öldü..

Ortaokulu Cağaloğlu'nda okudum.Okulumun çevresi gazete merkezleri ile dolu idi. O vakit Gazete sahiplerinin asli meslekleri dışında başka işler yaptıkları çok yoktu.

Öyle olunca şu haberi yaparsam falan kurum veya filan kuruluş borsada işlem gören şirketime karşı bir çalışma yaparsa ciddi zarar ederim endişesi ile gazeteciliğini özgür yapma şansı olmuyor.

Kişisel fikrim Gazete ,televizyon ve Radyo programcılığı yapan herkes mümkün olduğu kadar kamu kurum ve kuruluşları ile çok içli dışlı olmazlarsa daha sağlıklı yayın yaparlar kanısındayım.

Sosyal deneyler sayesinde halk artık gerçek şiddete maruz kalanlara da dönüp bakmıyor ...Yapmayın etmeyin batsın sosyal deneyiniz Ülen...

Bir bakıyorsunuz adam markete kamera kurmuş kasaya gelen müşterinin parası yetmiyor bakalım bir sonraki müşteri ne yapacak avında...

Bir diğeri kör numarası yaparak sahte para dolu çanta ile en kalabalık mekanda dolaşıyor.Rol gereği para çantası açılıyor.

Sokakta bulunanların bazıları paraları toplayıp çantaya koyarken bazı uyanıklar bir desteyi cebine diğer desteyi çantaya koyuyor.

Akıllı bir adam bu kadar parayı neden kör birisi taşıyor diye düşünür değil mi ?

Bu devirde o kadar parayı sağlam adam bile tek başına taşıymaz diye düşünmek aklınıza gelmiyor mu ?

Yapğtığınız çekim salakça ve basit bari Senaryonuz orjinal olsun değil mi ?

Bir diğeri Taksim'de eşi diye rol arkadaşı bayanı tartaklıyor sadece yürüme engelli bir vatandaş ne yapıyorsun deyip tepki gösteriyor.

Bu basit numaralar ile video çekip yayınlamak artık demode oldu. Yeni şeyler bulun be arkadaşlar.

Artık insanlar sizin yüzünüzden dayak yiyen kadınlara da sahip çıkmayacak...Batsın sizin sosyal deneyiniz diyecem ama neyse...

Parlamento ve Başkanlık seçimi öne alınacak ahanda buraya yazdım...

Bunu neden söyledim biraz açıklayayım...sizde bana hak vereceksiniz. 16 Nisan Referandumunda Ak Parti İstanbul ve Ankara 'de istediği oyu alamamıştı.

Bu iki ilin oy toplamı Türkiye seçmeninin % 20'sinden fazlasına denk geliyor.

Ak Parti bu iki kentte bekledği oyu alamadı. Yerel yönetim seçiminde de böyle bir sonuç ile karşlaşırsa Meclis seçimi ve başkanlık seçimi Ak Parti açısından tehlikeye girecek.

Erdoğan gibi tecrübeli bir siyasi bu hatayı veya riski göze almaz.

Peki ne yapacak ?

Birinci şık 15 Temmuz 2018'de Başkanlık ve Parlamento seçimi için ortam ve zemin yapacak olan Erdoğan zaten fiili başkanık var.Bunu bir sene öne alıyoruz derse şaşmayın derim ben.

Bunu da ilk turda seçimi alabildiğine inanırsa yapar.

Peki Erdoğan nasıl ilk turda seçimi alır ?

Bunun bir kaç tane nedeni var hemen yazayım. AFRİN tamamen ele geçirilmiş olacak. O bölgede ülkemize hiç saldırı olmayacak.

Dış İşleri bakanı Çavuşoğlu kısa bir süre önce Mayıs ayında Afrin 'de işler yoluna girer.

Irak Merkezi hükümeti ile yaptığımız istişareler sonucu Mayıs'ta Irak'ta (Kandil'de) harekata başlayacağız dedi.

Erdoğan Devlet Bahçeli ile beraber ele geçirilmiş Kandil'e Türk Bayrağı asar ve iki lider kandilde Türk kahvesi içiyoruz açıklaması yapıp 1 hafta sonra zafer marşları eşliğinde gireceği seçimde İlk turda % 55 ile 58 arasında bir oy ile başkan olacak.

Mart 2019 'da Belediye seçiminde istediği oy alınmazsa onunda kolayı var

HDP'lilere hemen KAYYUM atanacak... CHP ve diğer parti başkanlarına da meclis üyelerince istediklerini başkan seçirip işi devam ettirme yoluna gidecekler...

Meclis üyelerinin başkanı seçmesi acil durumlarda ve ölüm anında seçime kadar geçici başkanı seçtikleri bizim yasalarmızda istisnai bir işlem olmasına rağmen nerede ise bizde gelenek haine gelecek. Bu kadar da olmaz demeyin...

Davutoğlu seçime girdi başbakan odu ne oldu ? İstifa ettirildi...

KadirTopbaş İBB Başkanı idi neden görevden alındı ?

Adam FETÖCÜ ise bu seçmene denilsin... Çalmışsa verin yargıya hesabını versin... Sağlığı uygun değilse alın raporunu halka açıklayın...Başkan istedi istifa etti benim için yeterli bir gerekçe değil...

O zaman seçim olmasın başkanlar da müdür gibi atansın onların başı ne zaman isterse yerine başka birisini getirsin deniyorsa da benim için bu çok sakat bir mantıktır.

Erdoğan'ı seven ve bir çok konuda kendisini onaylamama rağmen bazı konularda haklı olarak eleştirme hakkını kendimde görüyoum.

Ülkemiz bir an önce rayına girmelidir. DYP barajı düşürmedi kendisi % 9.90 ila baraj altı kaldı.

ANAP düşürmedi % 5.5 ile baraj altı kaldı... Ak Parti düşürmezse korkarım gün gelecek onlarda bu barajdan çekecekler demedi demeyin.

Aslında yazılacak çok şey var ... Ama yine gönlüm hoş değil diyeyim siz anlayın...

Sevgili okurum her şeyi benden beklemeyin sizde boşlukları. doldurun derim size...

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner