“Çocuğum İmam Hatip’e giderse gerici olur, sanattan ve edebiyattan geri kalır, partilerin militanı olur, ilmi alanda zafiyet gösterir ve ülke şartlarında meslek edinmek için akranlarına göre geride kalır.”

Sosyal medya ve siyasetin diliyle düşünen velilerimiz ne yazık ki imam hatiplere yukarıda sıraladığım çağ dışı bakış açısıyla yaklaşıyor.

Oysa imam hatiplere giden öğrenciler, imam hatiplerde çalışan eğitimciler bu ülkenin çocukları değil mi? Neden siyasi malzemeye alet edip bu çocukları ötekileştiriyoruz.

En çok söylenen kalıp cümlelerden ve sık sorulan sorulardan başlayarak konuyu biraz açayım.

Soru; İmam hatiplerdeki öğrenciler ne yapıyor?

Ben en yakından başlayayım, neredeyse butik sayılabilecek az öğrencili Göktürk kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ne yapıyor, beraber bakalım.

Birinci ve ikinci dönem sonlarında yazım aşamasına da katıldıkları bir tiyatro oyunu sergiliyor.

Dergi çıkarıyor, öykü yazıyor, deneme yazıyor. Tübitak’a proje yapıyor, robotik kodlama eğitimi alarak kodlama öğreniyor. 2018-2019 eğitim öğretim yılında on dört farklı müze gezisine giden bu öğrenciler, “liseli gözünden gezi rehberi” hazırlıyor.

Okulun müzik atölyesinde müzik kurslarına devam ediyor, resim atölyesinde yaptıkları çalışmaları her yıl sergiliyor.

İngilizce ve Arapça dillerini aynı anda öğreniyor, heybelerinde iki yabancı dille mezun oluyor. Bütün bu saydıklarımı her yıl üzerine koyarak yapan öğrenciler sizce tam olarak neyden geri kalıyor? Ve hangi gericiliği temsil ediyor. Aksine; hayatın, sanatın tam merkezinde, yaparak yaşayarak öğreniyor ve üretiyorlar.

Söylem; İmam Hatip’te ders yükü fazla, çocuğum beşerî ilimleri yeterince öğrenemez !

İlim, bir bütündür, bir kuşun iki kanadını temsil eder, kanatlardan biri zayıf kalırsa kuş uçamaz.

Beşerî ve ilahi ilimlerde öğrencinin iki kanadıdır. Bu ilimleri aynı anda öğrenmesi zorluk değil tam tersine çoklu düşünmeyi ve hayata farklı açılardan bakabilmeyi öğrettiği için birçok alanda kolaylık sağlar. Tek başına beşerî ilim teknolojik olarak ilerleyebilse dahi insan ahlakı açısından yetersiz kalır.

Sözgelimi kitle imha silahları üretmek beşerî ilimin bir sonucudur, başarı mıdır? Teknik olarak başarıdır.

Bu teknolojiyi silah üretmek için kullanmak ya da ürettiği silahı kullanmak hususunda ahlak, erdem, fazilet vasıfları devreye girer ki işte bu da ilahi ilimlerle kazanılacak değerlerdir.

Burada öğrenciler arasında ayrım yapmıyorum, imam hatibe gelen ahlaklı olur, diğerleri ahlaksız olur demek, bırakın bir eğitimciyi, bir insanın kuracağı cümle değil.

Dikkat çekmek istediğim konu, toplumsal düzenin temeli olan dinin ilimlerini, beşerî ilimlerle aynı anda öğrenen öğrencilerin bir adım önde olduğudur.

Bırakalım şu siyaset dilini, eğitimin diline, gayretin diline bakalım. İmam hatipli öğrencileri sırf politik olmak için ötekileştirmeyin.

Çünkü siz imam hatipli öğrencileri ve imam hatip okullarını karalamaya devam ederken o öğrenciler; okuyor, yazıyor, üretiyor, paylaşıyor, çabalıyor. Ve sizin imam hatipliliği küçümseyen tavırlarınıza sadece gülüyorlar çünkü hoş görü ve edep birincil öğretileri oluyor.

Gayretsiz iman da imansız gayret de boşunadır. İmam hatipli çocuklar işte tam bu ikisini gerçekleştirmek için çalışıyor.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim