Bugün yaşadıklarımızdan sonra başlık olarak kullandığım Kur-an`ı Kerim`deki NİSA 136. Ayetini ne demek olduğunu bize gösteren ALLAH`a övgüler  olsun. Bakın ayet ne diyor;

“Ey iman edenler! Allah`a da, Resul`üne indirdiğine de, daha önce indirdiği kitaba da iman edin. Her kim, ALLAH`ı, meleklerini ve kitaplarını, resullerini ve ahret gününü inkâr ederse, uzak, çok uzak bir sapıklık ile sapmış, sapmış gitmiştir.”

Ey iman edenler gerçekten iman etmedikleri için bugün yaşananlara bir başka

Hucurat süresi 14. ayet bakın ne diyor;

“Bedeviler (Araplar): “İman ettik” dediler. De ki: “Siz henüz iman etmediniz. Fakat henüz iman kalplerinizin içine girmemiş olduğu halde, İslam`a girdik deyin ve eğer ALLAH`a ve Resulü`ne itaat ederseniz, size amellerinizden hiçbir şey eksilmez. Çünkü ALLAH, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”

Geçmişte hatırlar mısınız? Dinler arası hoşgörü altında Malatya`da bir cami kapısında indirilen Allah`ın kelamı olan Maide süresi 51. Ayet`i bakın ne diyor;

Maide Süresi 51. Ayet:

“Ey iman edenler! Yahudiler ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden her kim, onlarla dost edinirse kesinlikle onlardan sayılır. Allah ise, zulmedenleri doğru yola çıkarmaz.”

Evet, yanlış duymadınız bu ayeti bu topraklarda Müslüman’ım diyen yöneticiler cami kapısından kaldırdılar. Efendim bu yanlış anlaşılır ve bizi başka yerlere götürür. Hatta bu savaş zamanında inen bir ayetmiş gibi bir söylemle gözlerimizin içine baka baka cami kapısından indirmişlerdir. Külliyen Alllah`ın kelamına bu bir hakarettir. Kabul edilemez. Çünkü ayetin önündeki ve arkasındaki ayetleri okursanız görürsünüz. Bakın ne diyor;

Maide süresi 50. Ayeti:

“Durmuşlar da cahiliyet devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kimmiş ALLAH`tan daha güzel hüküm verecek? Fakat bunu kesin bir kanaatte sahip olan bir kavim anlar.”

Maide süresi 52. Ayeti:

“Onun için, yüreklerinde nifak hastalığı olanlar görürsün ki, onların içine koşar dururlar. “Ne yapalım! Tersine bir devrin başımıza dönmesinden korkuyoruz” derler. Umulur ki, Allah yakında o fetih veya katından bir emir getirecek de onlar, nefislerinde gizlediklerine pişman olacaklar.”

MAİDE 51, 52, 53. AYETLER açık net biçimde açıklıyor. Ey Müslümanlar buna niye müsaade ediyorsunuz? Yoksa Allah`ın kitabını okumuyor musunuz?

Allah`ın kelamı ayrıca kimlerin dost kimlerin düşman olduğunu MÜMTEHİNE SÜRESİ 8 ve 9. Ayetlerin de bizlere açıklıyor. Bakalım ne diyor;

Mümtehine süresi 8. ayet:

“Allah, sizi din hakkında size savaş açmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerden, onlara iyilik etmeniz ve kendilerine adalet yapmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, ADALET yapanları sever.”

Mümtehine süresi 9. ayet:

“Allah, sizi ancak size din hakkında savaşan ve sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanıza arka çıkmış olan kimselerden, onlara yardım edenleri dost edinmenizi yasaklar. Her kim de onlarla dostluk ederse, işte onlar kendilerine yazık eden zalimlerdir.”

Bizi yönettiğini sananlar kime hizmet ediyorsunuz? Bu ayet kâfirde olsa fakat adaletle davranıp sizlerin değerlerinize zarar vermiyorsa ve sizi dinden çıkarmıyorsa onlarla bir düşmanlığa girmeyin diyor.  Kimle savaşın diyor; Hz. Musa`nın yolunu bırakıp ALTIN BUZAĞAYI kendine put yapan ve Samiri`nin peşinden giden YAHUDİLERE söylüyor. Allah`a ŞİRK KOŞANLARA diyor. Kendi halinde kendi dinini yaşayanlara ve kimseye zarar vermeyenlere değil.

Bunu yapanlara Allah`ın kelamı ne diyor;

Al-i İmran süresi 78. Ayet:

“Bir de, onlardan öyleleri vardır ki, dillerini, kitaba eğer büğerler, onu kitaptan sanasınız diye “Hem o Allah tarafındandır” derler. Hâlbuki Allah katından değildir de, Allah namına bile bile yalan söylerler.”

Al-i İmran süresi 79. ayet:

“Hiçbir insan için o salahiyet yoktur ki, Allah ona kitap versin, hüküm versin, peygamberlik versin de o sonra onlara “Allah`ı bırakıp ta bana kulluk edin.” Diyebilsin fakat “Kitap öğrenmekte olduğunuz ve ders alıp vermekte olduğunuz için rabbaniler onunuz.” Der.”

Evet, beyler bayanlar tuz kokmuştur. Bu Allah`ın kelamlarına ne diyeceksiniz?

Allah`ın kelamı bütün yaratılanlara gönderilmiş ve ENBİYA SÜRESİ 106 – 107 – 108. AYETLERİ bakın ne diyor;

Enbiya süresi 106. Ayet:

“Şüphe yok ki, bunda (Kur`an`da) ibadet eden bir kavim için yeterli bir öğüt vardır.”

Enbiya süresi 107. Ayeti:  

“Ve seni sadece ÂLEMLERE rahmet olarak göndermişizdir.”

Enbiya süresi 108. Ayet:

“De ki: “Bana sadece vahyolunuyor ki, ilahınız ancak bir ilahtır. Şimdi siz MÜSLÜMAN oluyor musunuz?”

Evet, beyler bayanlar nedir bu sizin ARAP IRKÇILIĞININ DİNİNİ YAŞATMA SEVDANIZ?

İBRAHİM SÜRESİ 4. Ayetine biz o zaman ne diyeceğiz?

“Ve biz, her gönderdiğimiz Resule, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyi açıklasın. Sonra da Allah dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirir ve O, güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Demek ki: Arapların anlaması için kendi dilinde göndermiş. Diğer kitap inen kavimlerde anlasınlar diye kendi dillerinde göndermiş. Dilin bir kutsallığı yok. Okuduğunu anlamanın bir anlam ifade ettiğini söylüyor. Yoksa dini kendine yol yapıp bundan faydalanasın diye bu din inmedi…

Allah`ın kelamı KAMER SÜRESİ 32. AYETİ bakın ne diyor:

“Yemin olsun ki, Kur`an`ı kolaylaştırdık da düşünmek için, fakat düşünen mi var?”

Demek ki: Allah`ın kelamı anlamamamız için indirmemiş ve hatta kolay olduğunu hür irade ve aklını işleterek herkesin bu konuda ehil olmuş kişiler tarafından kendi diline çevrilmiş olarak okuyabileceğini ve düşünmesi gerektiğini söyleyen bir ALLAH KELAMI karşımızda dururken; kelamı parayla satanlara mı inanacağız?

Allah`ın kelamı bitmez fakat bizim yazının sonunu şu ayetle BAKARA SÜRESİ 103 -104 -105. Ayetler bakın bize ne diyor;

Bakara süresi 103. Ayet:

“ Eğer onlar iman edip korunmuş olsalardı, elbette Allah tarafından verilecek sevap çok hayırlı olacaktı. Bunu bilselerdi.”

Bakara süresi 104. Ayet:

“Ey iman edenler! “RAİNA ( bizi güt, çobanımız ol) demeyin. “UNZURNA” (bize bak, hizmet et) deyin ve dinleyin. Kâfirlere çok acı bir azap vardır.

Bakara süresi 105. Ayet:

“Ne ehli kitap, ne de müşrik olan kâfirler Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetini dilediğine verir. ALLAH çok büyük lütuf sahibidir.”

Bunları yazdıktan sonra her çoban olmak isteyeni çoban sanma, her sakallı cüppeliyi hoca sanma, her âlimim diyeni öğretmen belleme, her milliyetçiyim diyeni vatansever sanma, her ATATÜRK`ün askeriyim diyeni ortalıkta dolaşanları adam sanmayın…

Hele hele bizim kutsal değerlerimiz üzerinden bizi yoldan çıkaranlara ne kutsal bıraktınız ne de inanç bıraktınız. Bir de bunları koruyor ve üzerini örtüyorsunuz. Hangi vicdan, hangi kanuna uyar. Sonra da bu ülkeyi kuranlara ağza akla alınmayacak iftiralar atıyorsunuz. Gerçekten siz kime hizmet ediyorsunuz?

Bu ülke siz; çocuklarımıza tecavüz edesiniz diye kurulmadı.

Hele hele “AĞIZLARDA DİN – İMAN, GÖNÜLLERDE DOLARLA” nereye kadar? Bu ne iş kardeş?

“Köylü milletin efendisidir.” MUSTAFA KAMAL ATATÜRK

“Millete efendi yok. Millete hizmet var. Kim millete hizmet ederse o milletin efendisidir.”Hz. MAHMUT AHMET MUHAMMED MUSTAFA (ALLAH`IN SEVGİLİ KULUVE ELÇİSİ  – SAV)

Bizler iki Mustafa sevdik… Biri son resulümüz MAHMUT AHMET MUHAMMED MUSTAFA (ALLAH`IN SEVGİLİ KULU VE ELÇİSİ – SAV),

İkincisi de Allah`ın bizlere lider olarak gönderdiği MUSTAFA KAMAL ATATÜRK`tür.

NAHL SÜRESİ 43. AYETİ bakın bize nasıl anlatıyor;

“Senden önce de resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy verdiğimiz “ERLER” göndermişizdir. Zikir ehline sorun eğer bilmiyorsanız.”

NAHL SÜRESİ 44. AYETİ:

Apaçık delillerle ve kitaplarla, sana da bu Kur`an`ı indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara anlatasın ve gerek ki, tefekkür(düşünür ve uyarlar) ederler.

Daha ne desin ALLAH; Yunus süresi 109. Ayeti:

“Ve sana ne vahyedilirse, ona uy ve sabret. Ta ki, ALLAH hükmetsin. Hüküm verenlerin en hayırlısı O`dur.”

Saygı ve sevgilerimle…  Ey iman edenler, iman ediniz… ata mirası ulus…murat akbaş