Bugün bütün dünya enerji ve yakıt tüketimi maliyetini en aza çekmek için yeni gelişmiş sistemler, farklı enerji arayışlarına, kimyasal ve bitkisel veya madensel ucuz maliyetli ve devamlı kullanabileceği ve kolay bulunan ürünler arayışındadır. Bunlara örnek verirsek;
1 –Bio enerji,
2 – Güneş enerjisi
3 – Hibrit enerjisi
4 – Elektrik enerjisi
5 – Bor enerjisi
 6 – Dalga enerjisi
 7 – Deniz altındaki su akıntısı enerjisi
8 – Termal (ısı farkı) enerji
9- toryum enerjisi gibi enerji türleri yeni ve gelişmiş olarak yirmi yıl içinde hayatımızda yer alacak enerji türleridir.
Petrol kaynakları olarak 40 yıl kullanılır. Fakat bugünkü harcama, insan nüfusu ve enerjinin kullanılması ve teknolojik gelişmeler petrolle ilgili satışın ve yardımcı ürünlerin 20 yıl içinde biteceğini ve kullanımının yeni enerji kaynakları ile yer değişeceğini bizlere gösteriyor.
Yukarıda saydığımız ve daha bilmediğimiz birçok enerji türü ile insanlık yoluna devam edecektir. Bu noktada biz ulus olarak bugüne göre ve 20 sene boyunca petrol ve yan ürünlerini kullanırken; yeni gelişmiş enerjiler için ürün ve teknolojilere yöneliyor muyuz? Bizler ulus olarak enerjide en azından kendi kendimize yetecek veya dünya da söz sahibi olacak gelişmiş enerji türlerinde ön görüsü olan ve ileriye koşan bir enerji politikamız var mı? Yoksa koca karı tartışmalarında öteye gitmeyen büyük adamlar edası ile orta da dolaşan ne yaptıkları belli olmayan adamları seçmeye devam mı edeceğiz?
Bunları neden mi diyorum? Bizler ulus devlet isek; bir enerji politikamız olarak kısa, orta ve uzun bir öngörümüz var mıdır? Çünkü yeni gelişmiş ürün ve teknolojiler piyasada yüzdelerini gün geçtikçe arttıracaktır. Aynı şekilde petrol ve türevleri ise yüzde olarak enerji piyasasında düşecektir. Üçüncü dünya ülkesi olmak istemiyorsak bunun için kuru söz veya kalabalıkları bırakın!
Ey bizim siyaset işçilerimiz veya ey halkım artık siyaset işçilerimizi seçerken laf üreten değil iş ve proje üreten ileri koşan insanlarımızı gün yüzüne çıkaralım. Eğitim sistemimizi bunun için tekrardan gözden geçirelim. Birilerinin arka bahçesi değil bütün ulusun menfaatlerine göre düzenleyerek yeni gelişmiş önderler yetiştiren bir eğitim sistemine geçelim.
Yukarıda saydığım enerji türlerinin birçoğu hatta hepsi ülkemizde mevcuttur. Anlayacağınız bunları kullanacak liderlerimiz, yöneticilerimiz, aklını kullanan insanlarımız yok olduğundan “VARLIK İÇİNDE YOKLUĞU YAŞATIYORLAR”
Üç tarafımız denizlerle çevrili, güneş desen % 85 yararlanıyoruz, bir Almanya coğrafi konumu nedeniyle % 15 yararlanırken güneş enerjisinden toplam enerji üretiminin % 17`sini güneşten sağlıyor. Evet onlarda güneş bizdeki gibi yok fakat onlarda aklını kullanan ve sistemlerini ona göre düzenleyen bir eğitim ordusu var. Yer altı zenginlikleri dersen BOR MADENİ dünyanın % 72`si Türkiye`de, bilmek yetmiyor, MADENİN olması da yetmiyor aklını kullananı gören var mı? Bir kamyon BOR TOPRAĞI bedavaya ABD``ye uzay sanayisi, silah sanayisi ve enerji sanayisinde kullanılmak üzere ülkeler arası hayali ihracat yapılıyor. Gerisini sen düşün…
Altın desen gani KAZ DAĞLARI, ERZİNCAN Dağları ve benzeri hepsini kim çıkarıyor. Tabi ki biz değil elin oğlu çıkarıyor bizlerde açmış ağzımızı birbirimizi yiyiyoruz. Paramız yok gitmeye saraylar dikiyoruz “ANAYASA, BAŞKANLIK DİYORUZ KENDİMİZİ YOK ETMEYE” ne güzel memleket değil mi?
Akarsularımız var, haddinden fazla büyük kapasiteli barajlarımız var fakat aklımızı kullanmadığımız için barajlardan verimli enerji elde edemiyoruz. Birileri para kazanacak diye, birileri bu baraj yapılırken çıkan hafriyat topraklarında kim bilir hangi madenler nerelere gitti? Ya o topraklarda ekim dikimle uğraşan insanlarımız toprakları sular altında kaldı. Getto şehirlere gönderilerek hapishanelere çevrildi. Gören var mı? Kendi kendimize ülkemiz cennet iken cehenneme çeviren bizler ne uğruna veya kime hizmet ediyoruz? Bizler aklımızı kullanamayacak mıyız?
Türkiye yer altı zenginliği olarak o kadar zengin ki örneğin;
 TRONA ( DOĞAL SODA)  Türkiye`nin Beypazarı ve Kazan yataklarında toplam Trona rezervi 836 milyon ton düzeyindedir. 
Bir başka madenimiz MERMER VE DOĞAL taşlarımız Türkiye`nin 80 bölgesinde 150`den fazla değişik renk, desen ve kalitede mermer rezervleri bulunmaktadır. Türkiye`nin mermer potansiyeli 5,1 milyar metreküp civarında olduğu tahmin ediyor.
Yetmez BENTONİT  Türkiye`nin Ankara, Çankırı, Tokat, Edirne ve Ordu illerinde yoğunlaşan değişik alanlarda kullanılabilir 250 milyon ton BENTONİT rezervi bulunmaktadır. Bir kil çeşidi olan BENTONİT gıda, seramik, kâğıt, ilaç, farmasolik ve kozmatik, boya ve mürekkep, sabun, temizleyici ve parlatıcı bileşikler, lastik ve kauçuk üretimleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
 Yetmez, MANYEZİT Türkiye`nin manyezit rezervi 168 milyon tonla dünyanın ilk üç ülkeden biridir. Bir ülkenin sanayisinin ve teknolojisinin gelişmesi için gerekli hammadde kaynaklarının başında MANYEZİT gelmektedir. 
Ve tabiî ki BOR MADENİ Türkiye dünya Bor rezervleri açısından % 72 ile liderdir. Türkiye`de başlıca BOR YATAKLARI Balıkesir, Kütahya, Bursa ve Eskişehir`de bulunmaktadır. Bor elementini Amerika ve diğer büyük devletler uzay teknolojisinde ve askeri sistemlerinde kullanırken; Türkiye deterjan ve sabun yapımında kullanmaktadır. Yaklaşık 40 yıl sonra Türkiye dünya üzerinde Bor rezervine sahip tek ülke olacaktır. Bu yüzden BOR`un ülkemiz açısından stratejik önemi oldukça fazladır.
TORYUM rezervi Türkiye`de 380 bin ton ve radyasyonu olmayan bir enerji kaynağı ve daha sayamayacağımız birçok madenlerimiz var. Sorun nerde görebiliyor musunuz?
Türkiyemiz`de her şey var fakat aklımızda var bir farkla kullanmak yasak ve bunu bizi yönetenler tarafından uygulayarak aklımızı atıl hale getirdiler. Ne güzel memleket değil mi? Bizi yönetenler saraylarda, en güzel araçlarda, bir eli yağda bir eli balda umurumda mı HALK… Bu mudur sizin ADALETİNİZ? BU MUDUR SİZİN İNANCINIZ? BU MUDUR SİZİN SEVGİNİZ? BU MUDUR SİZİN AHLAKINIZ? BU MUDUR SİZİN KUL HAKKINIZ?
ANLAYACAĞINIZ; TÜRKİYE`DE HER ŞEY VAR, HELVA YAPACAK ADAM YOK
PETROL Arapların başına nasıl bela olduysa bizim bugünlerde başımız niye ağrıdığını anladınız mı? Bizi paylaşamayan büyük güçler demokrasi, insan hakları, kanunlar, diyerek bizleri birbirine düşürerek kendilerine menfaat sağlayacak işlerin peşinde koşarken; bizler bunlara dur demeyecek miyiz?  Büyük güçlerin akılları var fakat yer altı kaynakları ise bizim topraklarımızda ve kendi topraklarında var edemedikleri için bizlere öyle bir oyun oynuyorlar ki; evlere şenlik gören var mı? Bizler birbirimizi yerken; onlar madenlerimizi topraklarımızdan gözlerimizin içine baka baka alıp götürüyorlar. Sonra bize demokrasi dersi veriyorlar. Hadi kendi imkânları ile yaşasınlar görelim. Öyle bizleri “VAMPİRLER GİBİ KANIMIZI EMEREK” demokrasi dersi verilmez.
Bizlere emanet bırakılan bu miras ne zorluklarla bugüne geldiğini tarih bize gösterdi. Zamanla her şey öyle değişti ki savaşlar artık topla, tüfekle, süngüyle değil; bilim, teknoloji, ekonomi ve kültür ile karşımıza çıkıyor. İnanmıyorsanız hayatımıza giren evimizde, üzerimizde ve her yerde yabancılaştık geçmişimizden, değerlerimizden yavaş yavaş, birer birer kopartıldık. Şimdi ise BAŞKANLIK VE ANAYASA” ile bunu taçlandırmak isteyen ve bizleri yok sayan ve ön korkuncu kendi elimizle bizi ölüme götüren bir “EVET SOYKIRIMI” ile karşı karşıyayız.  HER ŞERDE BİR HAYIR, HER HAYIRDA BİR EVET VARDIR… NEYE OY VERDİĞİNİZE DİKKAT EDİN BENDEN SÖYLEMESİ…
TAMAM DA “BİR TOPLULUK NE HAK EDİYORSA ONUNLA YÖNETİLİR” BİZ BUNU HAK EDİYOR MUYUZ?
Sevgi ve saygılarımızla her şey “HAYIRLARA VESİLE OLSUN”… ATAM İRASI ULUS.. MURAT AKBAŞ