Emin Çolaşan 1 Mayıs Tarihli Sözcü Gazetesi’ndeki köşe yazısında Koskoca Türkiye Cumhuriyeti başbakan’ına “Öyle buyurdu Tayyip” başlıklı bir makale yazdı.
 
Her yazar demokratik kurallar içinde istediği kişiyi eleştirebilmeli. Ama küçük düşürücü makamları ayaklar altına alıcı ifadelerden kaçınması gerekir.
 
İnsan ancak kendisinden küçük olanlara ve de samimi olduğu kişilere ismi ile hitap eder.Başbakan’ın avukatı değilim,zaten benim avukatlığıma da ihtiyacı yok.Ancak Emin Çölaşan’ın makalesini okuyunca dondum kaldım.Neymiş efendim Başbakan demiş ki bu ülkede;
 
-Esselamünaleyküm
-Elhamdüllillah
-İnşallah   diyenler dışlandı hor görüldü.Çolaşan da buna itiraz etmiş demiş ki ”İnsan bunları söylerken Allah’tan korkar,kuldan utanır”
 
Emin bey başbakan yüzde 2.500 doğru söylüyor.40 yaşında bir insan olarak sene 1992 o zaman şirketler ticaret odasına bağlı değildi. Malatya da bulunan şirketimin merkezini İstanbul’a alacaktım.Malatya’dan gelip yeni yeni İstanbul’ a alışmak isteyen bir genç olarak Sultanahmet adliyesinin bodrumunda bulunan Ticaret Sicil memuruna  selamünaleyküm dediğim için dayak yemediğim kaldı.
 
Halen bugün bile Allah bir mani vermezse demek olan İnşallah dediğin zaman birçok kişi bu işin inşallahı maşallahı yok demiyorlar mı ? Bu tavır yaratana isyan, söyleyene hakaret değil de nedir Emin bey ?
 
AK Parti’nin yaptığı her şeyi ben de savunmam amaaa…
 
AK Partililerin yaptığı her icraati ben de savunmam. Mesela eskiden şatafa israfa karşı olan bir çok AK Partili büyüğümüz bugün eşlerine son model JEEP aldıkları için Müslüman her şeyin en iyisine layık diyerek bu israflarına kılıf bulmalarını eleştirsen diyeceğim ki Çolaşan işin merkezinde konuşmuş. Sen hepimizin kabul edeceği yanlış ve hataları söyleyeceğin yerde başbakan’ın hiçbir zaman uğrunda canını vereceği yüce kitap ile şoy yaptı dersen ben de sana başbakan'ın kalbini yarıp içine mi  baktın ki böyle bir hüküm veriyorsun derim  bay Çolşan.
.
AK Parti içinde yanlış yapanlar var ama bu başbakan’a hakaret hakkı vermez
 
İmar konusunda parası makamı mevkisi olanların imar almamaları gereken yerde imar aldıklarını söylemek mümkün ben de buna isyan ediyorum ve yapanlara kızıyorum ve de ALLAH indinde hakkımı helal etmiyorum.
 
Mesela yollar aynı kalmak şartı ile Bakırköy de Marmara Forum’a 375 bin m2 lik inşaat izni verenler her gün 25 dakika o trafikte çakılı kalmama vesile oldukları için elbette hakkımı helal etmeyeceğim. Bu başka bir şey hayatı kur’an’a hizmet ile geçmiş Başbakanımız için yüce kitabımızı öptü diye Tayyip şov yapıyor demek insafsızlık değil mi ?
 
22 yıldır başbakanı takip ediyorum eylem ve söylemi bir,o şov için Kur’an ı öpmez
 
Başbakan’ı 22 yıldır takip eden birisiyim hiçbir zaman kutsal değerleri siyasete alet etmediğini biliyorum. Yüzde iki binde eminim ki Başbakan Erdoğan Ankara genel merkez gençlik kolları başkanı Fatih Şahin tarafından verilen Kur’an-ı kerimi öperken aklında bunda oy devşirme hesabı olmadığını adım gibi biliyorum.
 
Çolaşan, Başbakan’ın şov yaptığını söylüyor acaba kalbini yarıp bakmış mı ?
 
Emin Çölaşan makalesinde yine her zaman yaptığı gibi hükmünü vermiş. Neymiş efendim hediye edilen Kur’anı rol gereği mizansen olsun diye üç kez öpüp başına koymuş. İnsanda biraz edep ve haya olur. Başbakan’ın hayatını,mücadelesini, çalışmasını, İslamın hakimi değil hadimi olduğunu görse ve anlasa yüce kitabımıza gösterilen saygıyı şov olarak değerlendirmezdi.   İnsanın söylediği ve yaptığı bir şey de aksi sabit olana kadar söylediğini doğru kabul etmek önemli bir karine olduğunu yılların gazetecisi Emin Çolaşan bilir.Lakin bilmek yetmez.Bildiğinle amel etmezsen o bilmek işe yaramaz.
 
Başbakan’ın gelişi ile havası ve mevkisi giden meslektaşım saldırayım da nasıl olursa olsun mantığını gütmüş ama vatandaş bunu yemez.
 
Çolaşan’ın Diğer bir savunması da;
 
Diyanet işleri başkanlığının Atatürk tarafından, İmam hatiplerin de CHP tarafından kurulduğunu söyleyerek bir yere varmak istiyor.
 
Evet doğru Atatürk diyanet işlerini başkanlığını yeni kurduğu rejimi tehlikeye sokabilecek imamları ve müezzinleri kontrol altına alabilmek adına kurdu. O zaman belki bu bir zarurette olabilir. İran da Şah’ın Mollaları kontrol altına alacak bir yapı kuramadığı için imamı-ı Humeyni’nin 1979 da devrim yapmasına engel olamadı.Atatürk Diyanet İşleri başkanlığını İslamiyeti yaysın tezinden daha çok rejimini güçlendirmek adına aldığı bir karardır.Eğer Atatürk Diyanet işleri başkanlığını kurarak hocaları maaşa bağlayıp kontrol altına almasaydı Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutamazdı. 
 
İsmet Paşa da İmam hatipleri gençlerimiz dinini diyaneti öğrensin diye kurmadı. O zaman Müslümanların dini eğitimlerini alamadıklarından dolayı rahatsız olan halkı sakinleştirek için ismet Paşa aynen şöyle demiştir “Kaynayan kazanın kapağını azıcık aralamasan su taşar“ O halde biz de imam hatip okulları kuracağız der.

Vaktin Milli Eğitim Nazırı paşam derslerimiz ne olacak deyince İsmet paşa müfredatta yazılan sosyoloji’nin önüne bir DİN kelimesi ilave eder nazırına der ki öteki derslerin başına da Din kelimesi ilave et imam hatiplerin de müfredatı da böyle olacak demiş. Tabii Allah’ın da planı var daha sonra imam hatipler biraz gerçek dini bilgileri gençlere öğrettiler. Yani her iki paşa da Diyanet’i ve İmam hatibi kurarken amaç ve niyetleri yeni rejimlerini sağlamlaştırmaktı. Belki de buna mecburdular.

Çünkü 623 yıllık bir Osmanlı ve daha öncesi olan bir gelenekten gelen topluma bazı şeyleri zorlamazsan toplum kolay kolay değişmez. Emin Çolaşan insanların kalbini yarıp bakma imkanın olmayacağı için sen sen ol birisi hakkında konuşurken kesin hüküm verme…
 
Gündem de seçim yok başbakan inanmazsa neden üç kere Kur’an-ı öpüp başına koysun ?
 
Çölaşan’ın işi biraz üzüm yiyen iki körden birinin arkadaşına üzümleri çift çift yeme demesi ile arkadaşı biz körüz sen nasıl çift çiff yediğimizi söylüyorsun demesi ile arkadaşı ben çift çift yiyorum demiş.   
 
Çölaşan da kendisi üzümleri çift çift yediği için herkesi kendisi ile aynı sayıyor.
 
Danışmanları İsmet paşaya biraz dinden diyanetten bahset dedikleri zaman Paşa aynen şunu demiş toplantılarda ayrılırken ALLAHA ISMARLADIK DİYORUZ ya demiş.
 
Neymiş Emin bey hemşehrim İsmet Paşa'nın dine balkış açıısı bu Çıkarken ALLAHA ISMARLADIK diyoruz. Nede müslümanlara büyük lutufmuş aman yarabbi....

Emin bey Başbakannın yapısını bilsen onun numaradan kur'an ı öpmeyeceğini bilirdin. Senin hayatında hep frıldak siyasetçiler olduğu için herkesi onlar gibi sanıyorsun ama T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tırnakları ile kazıyarak söylediği bütün HORLAMALARI ve aşağılamaları hayatında bizzat yaşayarak buralara gelmiştir. Başbakan Erdoğan hiç bir zaman Kur'an'ı siyasete alet etmeyecek kadar o yüce KİTABA sayglı birisidir. 
Bu başbakan İsmet Paşa gibi işte giderken halka ALLAH ısmarladık diyoruz ya diyen bir başbakan değil.
 
Yani özü sözü bir başbakan anladın mı Emin bey…
 
Son söz sana ne üzerine istersen iste iddiaya girerim ki başbakan o el yazması Kur’an’ı öperken zere kadar oy hesabının kafasında olmadığına eminim.  Çünkü 22 senedir her halini yakinen takip ediyorum Başbakan Erdoğan’ın.
 
AK Parti’nin kurmayları belediye başkanı olacak mı ?
 
Malum AK Parti tüzüğüne göre makamlar 3 dönem üst üte aynı kişiler tarafından doldurulmaz kuralı var. Bu kriterden dolayı bir çok AK Parti kurmayının yapılacak ilk seçimlere giremeyeceği gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor.  AK Parti daha doğrusu başbakan’da bu yol arkadaşlarını dışarıda bırakmamak için formüller deniyor.
 
Bu bağlamda ;
 
Ankara Büyük şehir Belediye başkanı adaylığı için Ali Babacan
Kayseri Büyük Şehir Belediyesi başkanlığı için Taner Yıldız
Gaziantep Büykşehir Belediye başkanlığı için  Fatma Şahin
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Binali Yıdırım
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı için Eğemen Bağış
7 yıldır ciddi bir şekilde İstanbul il başkanlığı yapan Aziz Babuççu'nun adı da İstanbul için geçiyor 
 
Öne alınması daha kesinleşmeyen yerel yönetim seçimleri için bu isimler telaffuz ediliyor. Gerçi daha seçimlere 2 yıl var ama üç aşağı beş yukarı bu liste olabilir.
 
İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER