Kur’an’ın üzerinde ısrarla durduğu önemli kavramlardan biriside, düşünmektir.

Düşünmek / sorgulamak/ değerlendirmek / önemli bir eylemdir.  Düşünmeyen insan, başkalarının otoritesine çok çabuk boyun eğer.

Başkalarının gölgesinde yaşayanlar/ düşünenler/ değerlendirme yapanlar/ yaşadıklarını iddia edemezler. Onlar sadece bir zümrenin adamlarıdırlar. Düşünsel anlamda, bir yaşamları yoktur. 

Başkasının gölgesinde düşünenler, kendileri değil başkalarıdır. Her şeyden bağımsız, kendimize has bir düşüncemizin, yorumumuzun, değerlendirmemizin, olması gerekiyor.  Bugün bunu yapanların sayısı, hakikaten çok azdır.

Toplum olarak gerçek manada düşünmüyoruz. Sadece birilerinin bizim yerimize düşünüp, karar vermesini bekliyoruz. Sanki sadece birileri düşünmeli, diğerleri ise sadece tabii olmalı.

Böyle bir ortam oluşturulmuş. Böyle bir ortamda bağımsız, fikri hür, vicdani hür bir duruş ortaya koymak imkânsızdır.

Oysa insanoğlu, Vahiy merkezli düşünmek ve yaşamak zorundadır. Allah (c.c.), defalarca biz kullarına,  “düşünün, aklınızı kulanın” diyor.

Vahiy merkezli yaşmak; doğruya doğru demek, yanlışa da yanlış demektir. Gerçek manada düşünmek, yanlışı yapan kim olursa olsun, onun karşısında, doğrunun da yanında olmaktır. 

İnsanların hayatlarına öldürücü dinamit koyan, kim olursa olsun, ister İslam adına ortaya çıkmış olsun, ister Türkçülük adına ortaya çıkmış olsun, isterse Kürtçülük adına ortaya çıkmış olsun,  aklıselim bir şekilde düşünen bir insanın, bir toplumun, bu yapılara hayır demesi gerekiyor. 

İnsanların hayatlarını, yaşamlarını gasp edenler, zalimlerinden başkası değildir. Zalime zalim demek, gerçek manada düşünenlerin işidir.  Zalim ister cemaatinizden olsun, ister ırkınızdan olsun, ister kan bağınızdan olsun, zalim zalimdir.

Derin düşünmek, insanı doğru göremeye, doğru değerlendirmeye götürür.

Bugün hangi cemaat, hangi mezhep, hangi ırktan, hangi oluşumun içerisinde olursak olalım, düşünürken eleştirel bir düşünce ile düşünmüyor, yorumlamıyorsak, gerçek bir düşünceye sahip değiliz demektir. 

Gerçek manada düşünmek cesaret isteyen bir iştir. Korkaklar gerçek manada, düşünemezler. Onlar sadece düşündüklerini iddia ederler.  

Düşünmek zor zamanda doğru olanı haykırmaktır. Ucunda ölüm olsa dahi, hakkın sesi olmaktır. Zalimlerin karşısında, mazlumların yanında yer almaktır.

Düşünmekten maksat, hak ve hakikati gerçek mamada görmek ve bunu dile getirmektir. Gerçekleri; saf, duru, sansürsüz, dolandırmadan olduğu gibi söyleyenler, düşünme eylemini hakkıyla yerine getirenlerdir.

Selam olsun, hiçbir otoriteden korkmadan düşünenlere!

Selam olsun, Vahiy merkezli düşünenlere!..


İstanbul Times / Ziya Gündüz