"Avusturya Hükümeti ülkede ki yedi camiyi kapatacaklarını ve birkaç imamı sınır dışı edeceklerini açıkladı. Bu karara gerekçe olarak ise 2015 yılında çıkartılan ve dini cemaatlerin yurt dışından gelen paralarla finanse edilmesini yasaklayan bir kanuna dayandırıldığını ifade etti. Kapatılacak yedi camiden birisinin Türk Camisi geri kalan altısının ise Araplar'a ait olduğu belirtildi.

Bu konu öncelikle yasalar ile hukuk ve adaletin arasında ki uçurumun ne kadar çok olabileceğini göstermesi anlamında ibretliktir. Karara dayanak olarak gösterilen söz konusu yasa hukuken vardır ama yasanın varlığı içeriğinin adil olduğu anlamına gelmez ki değildir de. Ülkemizde de yasalar ve adalet arasında ki uçurumun arttığını unutmamak gerekir diyerek bu konuda küçük bir dipnot bırakmış olalım ve konumuza dönelim.

Avrupa’da son on yılda yükselen İslamofobinin geldiği nokta korku verice boyutlardadır. Bu karar sosyolojik olarak İslam dinine inanan insanları rencide edeceği ve ötekileştireceği gibi nüfusunun çoğu Müslümanlar'dan oluşan devletlerinde Avrupa ve onun kültürüne olan bakışını zedeleyecektir; karar hukuki olarak ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü” ile ilgili olan 9.Maddesine de aleni şekilde aykırıdır; son kertede siyasi olarak ise bu durum böyle devam ederse ve diğer Avrupa ülkelerine de sıçrarsa inanç üzerinden devletlerarası “Soğuk Savaş’ın” başlamasına sebebiyet verecektir.

Avrupa 18 ve 19. Yüzyıllarda biriktirdiği siyasi, sosyolojik ve ekonomik mirasa dayanarak kendisini hümanizm başta olmak üzere dünyanın geri kalanından üstün görmekteydi. Ama zaman Avrupa’nın bu kibrine tokadı çok sert vurdu ve kendisini üstün gördüğü hususlarda bizzat kendi eliyle 2.Dünya Savaşı vasıtasıyla enkaza döndüler. İnsanlık değerlerinde en üstün seviyede olduğunu iddia eden Avrupa insanlık tarihi boyunca yaşanmamış ayıp ve utançları insanlığa yaşattı.

2.Dünya Savaşında yaşanılanlar ve ötekileştirmenin devlet aygıtını nasıl canavarlaştırdığı unutulmamalı Avusturya devleti dünya barışına ve insanlığa kara bir leke olan bu büyük hatasından derhal vazgeçmelidir. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi derhal müdahil olmalı ve Avrupa’nın insani olarak biriktirdiği değerlerin bir kez daha yok edilmesine müsaade etmemelidir."dedi.

Editör: TE Bilisim