Aslında kandırıldık, aldatıldık derken; meğer gözümüzün içine baka baka bütün makamları önlerine seren halkımız 2002 yılında TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ her şeye rağmen gayri nizami, asimetrik bir yarasa olan terörü bitirmiş veya en aza indirmiş ve bir virüs gibi inlerinde saklanmış duruma getirmişti. Emperyal yabancı menfaat odaklarının oyuncağı olan PKK, PJAK, PEŞMERGE, PYD ve IŞID veya dünyanın her yerindeki paralı terörden biri olan PKK`yı bitiren kutlu bir ordumuz vardı. 

Bundan sonra siyasilerin bu topraklardaki yaşayan bütün insanlarımızı birlik ve beraberlik içinde ileri koşan nesiller ve çocuklarımızla birlikte yaşamak isteyen bir halk olmak istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz?
Fakat bu oyunu daha öncede defalarca oynadılar. İçimizdeki truva atlarıyla en yakın tarih; 12 Eylül öncesi 74 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI sonucunda ABD bize ambargo uygularken; aslında ABD kendisine ambargo uyguladılar. Çünkü Türkiye`deki üstlerini kapattığımızdan bu toprakların etinden, suyundan, tarihinden, coğrafik konumundan yararlanamıyorlardı. Daha sonra 12 Eylül sürecine giden ortamı hazırlayarak “Bizim çocuklar darbe yaptılar” diyerek ukalalıkla içimizdeki Truva atları ile tekrardan Türkiye`de üsler kurmaya başladılar.
Bugün 2016 yılı Türkiye`sinde 103 üs kurarak NATO İzmir Merkezi olacak kadar ileri gittiler.
Hatta kafamıza çuval geçirdiler.

Bütün limanlarımız, yer altı kaynaklarımız ve ticaretimiz onlara teslim edilmiş bir haldeyiz. Atatürk “Gençliğe Hitabeyi” boşuna yazmadı ve bizler onu kitaplardan çıkarmaya ses dahi çıkarmıyoruz.
Abd`ye gitmeden ve icazet almadan hareket edemeyen bir siyasi yapı oluştu. Ne yazık ki bu hastalık ordumuzda da var. Nerde benim “BAĞIMSIZLIK BENİM KAREKTERİMDİR.” DİYEN ŞİARIM?
Basın yayın organları artık bize özgür haber sunmak yerine yanlı çalışıyor.
Muhaberat gemimizi yanlışlıkla vurmuşlar,
Valimize tokat attılar,
Eşref BİTLİS Paşamızı öldürdüler de işi oluruna getirdiler.
Asel-san beyinlerimizi intihar süsü ile oldu-bitti ile öldürdüler.
Toryum ve atom profesörlerimizi Kütahya uçağına bindirerek öldürdüler, pardon kazaya kurban gittiler…
“EĞİTİM BİRLİĞİNİ” mantara çevirdiniz… Geleceğimiz çocuklarımızı kobaya döndürdünüz… Bunu hak edecek ne yaptık?
Atatürk Devrimleri 1938`den beri karşı bir devrimle öçlerini yavaş yavaş sinsi bir yılan gibi içimizde; kimliğimizi, dinimizi, ahlakımızı, birliğimizi, kardeşliğimizi aklınıza gelecek bütün güzelliklerimizi elimizden alarak bizleri yönetiyorlar.
Bugün artık bizleri bir virüs gibi yok etmek istiyorlar. “Dağdan gelip bağdakini kovuyorlar.” Bugün 12 Eylül sürecini hazırlayanlar iş başında aynı oyunu oynayarak TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARINI birbirine düşürmek istiyorlar. Sonra her şeyi halktan beklemek bu ne biçim bir alçaklıktır. Nerde yetki ve sorumluluk verdiklerimiz? Niçin görevlerinizi yapmıyorsunuz?
“LEŞ Mİ KESİLDİNİZ?”
Ya biz ne istiyoruz? Ecdadımız bize yakışanı yapmamızı istiyorlar…
Ben burada sen orada bir el atında biz olmaya neredesiniz? Bu oyunu bozalım mı? "OYUNBOZAN" olmaya var mısın? Aynı Mustafa Kemal ATATÜRK, Silah arkadaşları, Şehit ve Gazilerimiz gibi…
Onlar bizleri bekler… Ecdadı bekletmek olmaz… Bize yakışmaz beyler bayanlar…
“Ya İSTİKLAL ya İSTİKLAL….”

ALDATAN VE ALDATILANLARA DUYRULUR… Sevgi ve saygılarımla… ATA MİRASI ULUS…Murat AKBAŞ