Seçim çalışmalarının en hararetli olduğu bir dönemde İstanbul Times’in İmtiyaz Sahibi Sayın Hüseyin Çetiner ile birlikte CHP İstanbul İl Başkanı Sayın Bahri Şahin’i ziyaret ettik. Ziyaretimizin sebebi, Bahri Şahin’in seçime ilişkin görüşlerini almaktı.

Çeşitli sorularla röportajımızı gerçekleştirdik. Söz konusu röportaj İstanbul Times’te tam iki sayfa yer aldı. Ancak şimdi burada o röportajdan bahsetmenin bir anlamı yok. Zira demeçler genelde 12 Haziran seçimine yönelikti ve 12 Haziran çok gerilerde kaldığı için Sayın Şahin’le yapılan görüşmenin detayına girmiyorum.

Ancak; o görüşmemizde Bahri Bey hakkında edindiğim intibaı geç olsa da dile getirmek istiyorum…

Öncelikle şunu belirteyim; Bahri Şahin, günün şartlarına göre kendini değiştirmemeye direnen bir CHP’li profili çizmedi. Özellikle genç yaşına rağmen büyük düşünen, özgüvenli ve işini yaparken kavgadan gürültüden uzak durmaya özen gösteren bir karakter yansıttı bize…

Röportaj sırasında o kadar güzel yanıtlar veriyordu ki bir ara test etmemiz gerekti Sayın Şahin’i. Bilinçli olarak bir-iki soruyla Bahri Bey’in hoşgörü sınırını zorladık. Ağzından, Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, seçim meydanlarında Başbakan Erdoğan’a yönelik “dişlerini sökeceğim” türünden sözler çıkmayınca Bahri Şahin’in “olduğu gibi göründüğüne” kanaat getirdik…

Hani bir söz vardır; “yiğidi öldür hakkını yeme” diye… CHP’nin politikasını beğenmiyorum. CHP, hala 50 yıl öncesinde yaşamaya, statükoda ısrara devam ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu ilk başlarda, “CHP’de yepyeni bir sayfa açacak” diye kamuoyunu ümitlendirdi ama ne yazık ki “Gandi Balonu” çok kısa bir süre sonra hava almaya başladı. 12 Haziran akşamı ise bu balondan eser kalmadı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kişiliğine bir sözümüz yok fakat politikadaki hayatının genel başkanlık döneminde başarılı olduğunu söylemek çok zor…   

“Yiğidi öldür hakkını yeme” sözüne gelecek olarsak; Politika yaptığı partisinin icraatlarını beğenmememe rağmen Sayın Bahri Şahin’in genç yaşına karşın iyi bir çalışma sergilediğini söyleyebiliriz. İlerisi için ümit vaat eden genç Başkan Şahin bize A Milli Futbol Takımımızı bir dönem çalıştıran Teknik Direktör Ersun Yenal’ı hatırlattı. Ersun Hoca, günün teknolojisini kullanarak maçlara çıkıyordu. Bilgisayarını yanındın eksik etmiyordu. Bahri Şahin de yaptığı çalışmaları anlatırken bilgi çağının her fırsatını değerlendirdiğini gösterdi bize…

Özetlemek gerekirse; Bahri Şahin’in, yaz-boz tahtasına dönen İstanbul İl Başkanlığı koltuğunda uzun süre oturacağını tahmin ediyoruz. Türkiye’nin kavgacı olmayan, yapıcı eleştirilerde bulunan, yeri geldiğinde beyaza “beyaz” karaya “kara” diyebilen bir ana muhalefete ihtiyacı var. “İstemezük” hareketine artık halk prim vermiyor. İşte o günkü röportajda edindiğimiz izlenimde Sayın Şahin’in körü körüne bir siyaset yapmayacağını gördük. En azından eleştirilerinde daha hoşgörülü, daha kibar bir söylem kullandığına şahit olduk…

Bu vesile ile CHP’nin yönetimine bir kez daha seslenmek istiyoruz: Politikada başarılı olmak için iyi bir hatip olmak yetmiyor. Sağa-sola bağırıp çağırarak, rakip partilere hakarete varacak tarzda sözler sarf ederek seçmenden oy kazanılmadığı da 12 Haziran’da ortaya çıktı... Siz Süper Lig’de mücadele ediyorsunuz. Sizden önde bulunan takım iyi maçlar çıkarıyor ve sürekli şampiyon oluyor. 2002’den beri sizin en önemli icraatınız o takımı kötülemek oldu… Saha içinde mücadele vermek yerine zaman zaman saha dışına çıkıp rakibiniz AKSPOR’u çeşitli yerlere şikayet edip küme düşürmek istediniz. Birkaç puanlarını sildirdiniz ama buna rağmen rakibinizin şampiyon olmasını engelleyemediniz. Demek ki, sizin de artık iyi bir oyunu planlamaktan, düşünmekten başka çareniz kalmadı. Sergilenen oyunu kötülemekle puan alınmıyor. Puan alıp şampiyon olmak için güzel icraat gerçekleştirmek, yani; güçlü, çağı takip edebilen (Bahri Şahin gibi) oyuncularla iyi taktikler ortaya koymak gerekli…

Bizden söylemesi…