EY İNSANLAR, Özellikle Hz. Musa`ya inanan Yahudiler ve Samiri`nin peşinden Şeytanın ayak izlerini takip eden Yahudiler iyi dinleyin… Hatta HRİSTİYANLAR ALLAH`ın yeryüzüne gönderdiği kutlu kulu ve elçisi Hz. İSA`yı öldürmeye yeltenen ve diğer önceki elçileri öldüren insanlardan mı olacaksınız? EY  MÜSLÜMAN  ALEMİ VE BÜTÜN VARLIKLAR;

 “ELÇİLERİN EVVELİ HZ. ADEM ALEYHİSSELAM, SON RESULÜ HZ. MUHAMMED ALEYHİSSELAMDIR. BUNLARA VE BUNLAR ARASINDA GELMİŞ GEÇMİŞ BÜTÜN ALLAH`IN ELÇİLERİNE İNANDIM, HEPSİ HAKTIR, SENİN TARAFINDAN GETİRİLİP HABER VERDİKLERİ ŞEYLERİN CÜMLESİ DOĞRUDUR. DİLİMLE, İKRAR, KALBİMLE TASTİK EYLEDİM.

ESKİ ANLAŞMA (TEVRAT VE ZEBUR) Yasanın Tekrarı 4 Bab Puta tapanlara karşı uyarı 27 – 28 – 29 – 30 - 31.nci bölümde ne diyor;


27 - “RAB sizi başka halkların arasına dağıtacak. RAB`in sizi süreceği ulusların arasında sayıca az olacaksınız.

28 – Orada görmeyen, duymayanı yemeyen, koku almayan, insan eliyle yapılmış, ağaçtan, taştan tanrılara tapacaksınız.

29 – Ama Tanrınız RAB`bi arayacaksınız. Bütün yüreğinizle, bütün canınızla ararsınız, O`nu bulacaksınız.

30 – Sıkıntıya düştüğünüzde ve bütün bu olaylar başınıza geldiğinde, sonunda Tanrımız RAB`be dönecek, O`nun sözüne kulak vereceksiniz.


31 – Çünkü Tanrımız RAB acı yan bir Tanrı`dır. Sizi bırakmaz, yok etmez ve atalarınıza ant içerek yaptığı antlaşmayı unutmaz.

BARNABAS İNCİLİ BAKIN 66 – 67 – 68 – 69.`NCİ BÖLÜMLERDE NE DİYOR;


66- İçlerinden biri öne gelip dedi: “iyi Muallim ( Hz. İsa), doğru ve güzel öğretirsin; bu bakımdan söyle bana Cennette ALLAH bize nasıl bir mükâfat verecektir?”


Muallim cevap verdi: “Sen bana iyi dersin ve yalnızca ALLAH`ın iyi olduğunu bilmezsin, ALLAH`ın dostu Hz. Eyüp`ün sözüne bakın: “Bir günlük çocuk temiz değildir; ya da, ALLAH`ın melekleri bile ALLAH`ın huzurunda hatasız değildirler.” Daha da dedi: “Beden günahı çeker ve toprağın suyu emdiği gibi kötülükleri emer.”

Bunun üzerine kafası karışan Ferisi (Yahudi mezhebi)  sustu. Ve Muallim dedi:

“Bakın, size söylüyorum ki, hiçbir şey, konuşmaktan daha feci değildir.” Hz. Süleyman`ın sözüne dikkat edin:  “Hayat ve ölüm dilin kudreti içindedir.”


Ardından havarilerine dönüp, dedi:


“Sizi kutsayanlara karşı dikkatli olun, çünkü onlar sizi aldatmaktadırlar.


Dille Şeytan ilk anne-babamızı kutsadı, ama sözlerinin sonu kötü oldu.


Mısır`ın önde gelenleri de aynı şekilde Firavun`u kutsadılar,


Calut Filistinlileri kutsadı. Yine, dörtyüz sahte peygamber Ahab`ı kutsadı; fakat, övgüleri yalancıktandı ki,

ÖVÜLEN ÖVÜLENLERLE BİRLİKTE HELAK OLUP GİTTİ.” Bu bakımdan ALLAH Hz. İşaya Nebi aracılığıyla boşuna “İnsanlarım, sizi kutsayanlar sizi aldatırlar” dememiştir.


Yazıklar olsun size yazıcılar (Roma imp. Vergi toplayıcıları) ve Ferisiler; yazıklar olsun size kâhinler (ALLAH ile insanlar arasında aracılık yapanlar)  ve Levililer (İsrail`in on iki oymağından biri, Hz. Harun soyundan gelen); çünkü siz, “Kurban kesmeye gelenleri ALLAH`ın bir insan gibi et yediğine inandırarak, Rabb`ın kurbanını berbat ettiniz.”  


67 -
 Çünkü onlara dersiniz: “Koyun, sığır ve kuzularınızı ALLAH`ın mabedine getirin ve kendiniz hiç yemeyip, bunları size vermiş olan ALLAH`a bir pay ayırın”; ve babamız Hz. İbrahim`in inancı ve itaatiyle birlikte, ALLAH`ın kendisine yaptığı vaat ve verdiği nimetler hiçbir zaman unutulmasın diye, babamız Hz. İbrahim`in oğluna bahşedilen hayata bir şahitlik olan kurbanın menşeini onlara anlatmazsınız. Fakat peygamber Hz. Hezekiel aracılığıyla ALLAH der;


“Kurbanlarınızı benden uzaklaştırın, sizin kurbanlarınız bana kerih geliyor.” Allah`ın Hz. Hoşea nebi`ye söylediği sözün olacağı vakit yaklaşıyor: “İnsanların seçmediğine seçilmişler diyeceğim.” Ve Hz. Hezekiel Nebi`ye de der:


“ALLAH insanlarıyla, babalarınıza verip de gözetmedikleri ahde göre olmayan yeni bir ahit yapacak ve onlardan taş yüreklerini alıp, yeni bir yürek verecek”
 ve bütün bunlar olacaktır, çünkü siz O`nun kanunun da yürümüyorsunuz. Artı, “elinizde anahtar varken açmıyorsunuz; tersine üstünde yürümek isteyenler için yolu kapatıyorsunuz.”


Kâhin her şeyi mabedin yanında duran baş kâhine bildirmek için gidiyordu ki; Muallim dedi: “Kal, çünkü soruna cevap vereceğim…”


68 -
 “ALLAH`ın bize CENNET`te ne vereceğini size anlatmamı istersin. Bakın, size diyorum ki, ücretleri düşünenler patronu sevmezler. Önünde bir koyun sürüsü bulunan bir çoban kurdun geldiğini görünce onları korumaya hazırlanır; ama tersine, ücretli, kurdu görünce koyunları ve sürüyü terk eder. Huzurunda durduğum ALLAH sağ ve diridir ki, eğer babalarımızın ALLAH`ı sizin ALLAH`ınız olmuş olsaydı, “ALLAH bize ne verecek” diye aklınızdan geçirmezdiniz. Tersine, Hz. Davut Resulün dediği gibi derdiniz: “Bana verdiği bunca şeye karşılık ben ALLAH `a ne vereceğim?”


Anlayasınız diye, sözlerimi bir temsille anlatacağım.


Kralın biri, yol kenarında hırsızlar tarafından soyulup, ölme derecesinde yaralanan bir adam gördü. Ve ona acıyıp, bu adamı şehre götürerek gerekli bakımını yapmalarını kölelerine emretti ve onlar da bunu tüm dikkatleriyle yerine getirdiler.  Ve Kral hasta adama karşı büyük bir sevgi duyup, kızını ona verdi ve varisi yaptı. Şimdi, bu kral mutlaka en merhametli bir kraldı; fakat adam köleleri dövdü, ilaçları küçümsedi, karısına kötü davrandı, kral hakkında ileri geri konuştu ve sipahilerini ona karşı ayaklandırdı. Dahası, kral herhangi bir hizmet istediğinde, “Kral bana ödül olarak ne verecek” der dururdu. Şimdi, kral bunu işitince, böylesine dinsiz bir adama ne yapsın?”


Hepsi birden cevap verdiler: “Yazıklar olsun ona, kral onu her şeyden yoksun bırakır ve şiddetli bir biçim de cezalandırır.” O zaman Muallim dedi: “Ey Kâhinler, yazıcılar, Farisiler ve siz, benim sözümü dinleyen baş kâhin:  “Size ALLAH`ın, elçisi  Hz. İşaya aracılığıyla söylediğini bildiriyorum:


“Ben köleleri besleyen ve yücelttim, fakat onlar beni küçümsediler.”


Kral, İsrail Kavmini bu dünyada acılarla dolu bularak, onlara kulları ve elçisi olan Hz Yusuf, Hz Musa ve Hz. Harun`u verip, bakımlarını yaptıran ALLAH`ımızdır. Dahası ALLAH`ımız onlara karşı öylesine bir sevgi duymuştur ki, İsrail Kavmi uğruna Mısır`ı vurmuş, Firavun`u boğmuş ve Kenanilerle Medyenliler`in yüz yirmi kralını darmadağın etmiştir. İsrail Kavmi`ne kanununu vermiş, onları insanlarımızın oturduğu toprakların tümüne varis kılmıştır.


“Fakat, İsrail Kavmi`nin yaptığı nedir? Ne kadar peygamberi öldürmüş, ne kadar peygamberliği bozup lekelemiştir; nasıl da ALLAH`ın kanununu çiğnemiştir”; bu nedenle kaç tanesi ALLAH`tan kopup, sizin suçlarınız yüzünden ey kâhinler, putlara kulluğa koşmuştur! Dahası yaşama biçiminizle ALLAH`ın nasıl da hiçe sayarsınız! Ve, sonrada gelip bana sorarsınız; “ALLAH bize Cennet`te ne verecek” diye. Bana şöyle sormalıydınız: “ALLAH`ın bize Cehennemde vereceği ceza ne olacaktır?” Ve,  sonra da ALLAH`ın kendinize merhamet etmesi amacıyla gerçek tövbe için ne yapmanız gerektiğini sormalıydınız. Size bunu söyleyebilirim ve sizi bu hedefe yöneltiyorum.”


69 - “Huzurunda durduğum ALLAH sağ ve diridir ki, benden göklere çıkarma değil, gerçeği alacaksınız. Bu bakımdan size diyorum ki, babalarımızın günah işledikten sonra yaptığı gibi tövbe edip, ALLAH`a dönün ve kalbinizi serleştirmeyin.”

Kâhinler bu konuşma üzerine kızgınlıktan bitip tükeniyorlardı. Fakat halktan korkularından tek bir ses çıkaramıyorlardı.

Ve Muallim sözlerine şöyle sürdürdü:

“Ey fakihler, ey yazıcılar, ey Ferisiler, ey kâhinler, söyleyin bana,

Şövalyeler gibi atlar arzular, fakat savaşa gitmeği arzu etmezsiniz;

Kadınlar gibi güzel giysiler arzular, fakat eğirme ve çocuk beslemeği arzu etmezsiniz;

Denizin balıklarını arzular, fakat balığa gitmeyi arzu etmezsiniz;

Şehirliler gibi şeref arzular, fakat cumhuriyetin yükünü arzu etmezsiniz;

ve kahinler olarak onda birleri (aşarı) ve ilk (toplanan) meyveleri arzular, fakat ALLAH`a gerçek kulluk etmeyi arzu etmezsiniz.

Böyleyken, burada şersiz-kötülüksüz her iyiliği arzuladığınızı gören ALLAH ne yapacaktır size? Bakın, size diyorum ki, ALLAH size, tüm iyiliklerden yoksun her türlü şerri bulacağınız bir yer verecektir size.”

BAKIN KUR-AN`I KERİM`in CASİYE SÜRESİ 14 – 26 AYETLERİ NE DİYOR;


RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH`IN İSMİ İLE BAŞLARIM;


14 –İman edenlere de ki: ALLAH`ın (ceza) günlerinin geleceğini ümit etmeyenleri (şimdilik) bağışlasınlar. Çünkü ALLAH her toplumu yaptıklarına göre cezalandıracak.


15 – Her kim iyi bir iş yaparsa, kendi lehine. Her kim de kötü bir iş yaparsa, kendi aleyhinedir. Sonra hep döndürülüp, Rabbinize götürüleceksiniz.


16 – Yemin olsun ki Biz, zamanında İSRAİLOĞULLARINA kitap vermiş, hüküm vermiş, nübüvvet vermiştik. Ve kendilerine tertemiz rızıklardan, rızık olarak vermiştik. Hem âlemlerin üstüne çıkarmıştık.


17 – Bu emirlerden onlara apaçık deliller de vermiştik. Şimdi ayrılığa düşmeleri, yalnızca kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki düşmanlık ve hasetten dolayıdır. Muhakkak ki Rabbin, onların ayrılığa düşüp durdukları şeyde, kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.


18 – Sonra, bu emirden bir şeriat (adalet) üzere seni görevlendirdik. Onun için, sen o şeriata (adalete) uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma.


19 – çünkü onlar, ALLAH`tan gelecek hiçbir şeyi senden gideremezler. Ve çünkü zalimler, birbirlerinin dostu, ALLAH ise takva sahiplerinin dostudur.


20 – Bu (Kur`an) , insanlara basiret nurları ve yakin edilecek bir kavim için bir hidayet ve bir rahmettir.


21 – Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini iman edip Salih ameller yapan kimseler gibi yapacağımızı, hayat ve ölümlerini aynı yapacağımızı mı sandılar? Ne kötü hükmediyorlar!


22 – Hâlbuki ALLAH, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de her nefsi, hiç hakları yenmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için onlara zulmedilmez.


23 – Ya şimdi baksana! O kimseye ki, ilah olarak nefsine tutunmuş. ALLAH da onu bir ilim üzerine şaşırtmış. Kulağını ve kalbini mühürleyip, gözüne de bir perde çekmiştir. Artık, onu ALLAH`tan sonra kim yola getirir!? Hala da düşünmez misiniz!?


24 – Hem dediler ki: “O hayat, yalnızca bizim dünya hayatımızdan ibarettir. Ölüyoruz ve yaşarız. Ve bizi ancak sürekli olan zaman helak eder.” Hâlbuki bununla alakalı bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannediyorlar.


25 – Karşılarında açık açık deliller halinde ayetlerimiz okunurken, şöyle demekten başka tutunacakları yoktur: “Haydi! Babalarımızı getirin, doğru iseniz.”


26 – De ki: “Size ALLAH hayat veriyor. Sonra sizi O öldürüyor. Sonra da sizi kıyamet gününde toplayacak. Fakat insanların çoğu bilmezler.”


Sevgi ve saygılarımla… “KOMŞUNUZU, KENDİNİZ GİBİ SEVİNİZ Kİ ALLAH`IN RAHMETİNE KAVUŞASINIZ… 


KAYNAKÇA: KUR`AN-I KERİM – SEDA YAYINLARI – ELMALI`LI MUHAMMED HAMDİ YAZIR


KUTSAL KİTAP (TEVRAT, ZEBUR, İNCİL) – YENİ YAŞAM YAYINLARI – KUTSAL KİTAP ŞİRKETİ


BARNABAS İNCİLİ – ELİF KİTAPEVİ – İNGİLİZCEDEN CEVİREN MEHMET YILDIZ


İ
stabul Times / Murat Akbaş