Bu ülkede yaşayıp da ülkesini,devletini dinini diyanetini seven bir kimsenin ülkem gelişmesin ilerlemesin  diyeceğini tahmin etmiyorum . 

Tabi her zaman v e her daim sütü bozuklar ve sadece kaostan medet umanlar her zaman var olmuşlardır. 

Benim sözüm zaten bu kalbi mühürlenmişlere değil. 

Ülkem de yaşayan herkes Recep Tayyip Erdoğan’ı sevmek zorunda değil. Zaten korkutarak sindirerek de birlerini ilelebet sevdirmek mümkün değil.  
Bu tür baskılar artarsa özgür düşünen ve rahat karar veren insanlar yerine RİYAKAR  bir toplum oluşur. Bu tür bir toplumda hiçbir zamanda iyi ve güzellik hakim olmaz, teknoloji gelişmez korkulan kişi yarı tanrı seviyesine getirilir işte  bu o ülkenin hayrına olmaz.

Duvar Yıkılır İnsan ölür…

Çok kısa  bir süre önce  süslü kelimeler yerine kitabın orta yerinde konuşan bir topluluk ile sohbet ediyordum.  İlmi olmaya n ama   irfandan şüphe etmediğim birisi Hüseyin bey siz gazetecisiniz bir çok kişi ile bir araya gelerek konuşuyorsunuz. Biz ise  kendi halimizde hayatımızı idame etmeye çalışıyoruz. Hepimiz insanız ve bizlere ölümün ne zaman geleceği garantisi yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bir şey olursa ülke ne olur diye bir sor sordu.


Niye lafı evirip çevireyim.  Net,kesin ve anlaşılır bir cevap veremedim. Ama aklıma da çok güzel bir soru düşürmüş oldu.

Bu sorudan sonra aklıma şunlar geldi ;

-
Cumhurbaşkanı seçimle geldiği için kim Ak Partinin a dayı olacak ?

-Başkanlık sistemi henüz gelmediği  için Hükümet başka partiden cumhurbaşkanı başka partiden olursa ,işler nasıl olacak ?

-İlk iki turdan hiçbir aday seçilmek için yeterli oyu alamazsa ne olacak ?

-Bu kadar tehlikeli olduğu her gün ifade edilen  Pararel  yapı ile  kim mücadele  edecek ?

-Şu an ülkede her şey Cumhurbaşkanına göre dizayn edildiğine göre ALLAH korusun reis-i cumhur hastalanır veya emri hak vaki olursa yeni kişiler başkanlık sitemini mi  isteyecek yoksa parlamenter sisteme devam mı edelim diyecek ?

-Cumhurbaşkanını halk seçtiğine göre parlamenter sistem işleyecek mi ?

Bu konuda sorulacak çok ama çok soru var ancak her soru  yeni bir sorunu da beraberinde getireceği için şu an bu konuda susmak daha iyi.

Reis-i Cumhur  başkanlık işini çok  kişiselleştirdi 

Keşke bu mevzu halka anlaşılır bir dille anlatılabilseydi. Bizim işimiz yazmak v e okumak olduğu halde biz bile başkanlık sistemi ne getirecek ne götürecek bilmiyoruz. Partili Cumhurbaşkanlığı modeli  cumhuriyetin ilk yıllarında denenmiş Hatta daha ileride gidilmiş. İlerde valiler ilçelerde de kaymakamlar

CHP’nin il başkanı ve ilçe başkanı olmuşlar. Bu sistem güzel ve işleyebilseydi neden kaldırıldı diye düşünmek gerek.
Cumhurbaşkanının her kesin devlet büyüğü olduğu için partisi ile ilişkisini kesmesi  sanki daha adil ve makul gibi  geliyor bana.
Sonuçta bu tür toplumsal konular için  her şey konuşulup tartışılmalı ve toplumun büyük çoğunluğunun hem fikir olduğu yönetim şeklinde uzlaşıp  ona göre çalışmak gerek.

Resi-i Cumhurun kendisini bu kadar yükün altına sokması hem kendisi hem de ülke için iyi değil.

Ülkede ,şirketlerde ve ailede işler sert bir şekilde tek kişinin etrafında dönüyorsa onun sistemden çekilmesi ile yanan sorunları tarif etek mümkün değil.
Yetki paylaşımında belki işler çok hızlı ilerlemiyordur ama  en azında  ağır aksak da olsa bir kurallar silsilesi vardır.

Artık hangi sistem ile yönetileceksek karar verilsin 

Üç yıla yakındır nerede ise başkanlık sistemi ile yatıp başkanlık sistemi ile kalkar olduk. Sıkıldım,daraldım ve de  gerildim. Artık ne olacaksa olsun da biz de önümüzü görelim arkadaş. Tam başkanlık mı  olsun,yarım başkanlık mı olsun,partili cumhurbaşkanımı olsun. Ama  bu konuyu toplam rahat bir ortamda kendi arasında  bu konuyu ir masaya yatırsın genel çoğunluk hangi sisteme karar  verirse ülkemiz ona göre idare edilsin artık.
Ben de halk da uzu süre sürümceme de kalan olayları sevmiyor. 

Bizim ülke olarak bir an önce yönetim sistemimizin ne olacağı ile alakalı karar vermemiz gerekir:         

Benim ilaha şu sistem olsun  bu olmasın gibi bir ön yargım yoktur. Benim hayatımı olumlu yönde etkileyen  her sistem benim için saygındır.
Ülke için çalışan  her lidere karşı da saygım vardır. 

Liderler eylem v e söylemleri ile halkı ve basını baskı altına almasınlar. Benim için bu önemli. 
Herhangi bir partili liderini sevebilir,saygı duyabilir .Ancak en doğru olan benim liderimin dediğidir dediği an  orada hayır gelmez. Çünkü bir lider her şeyin en iyisini bilmeyebilir. 

Başkanlık sistemi bu kadar gerilmeseydi bugün karşı olan bir çok kişinin karşı olmayacağını düşünüyorum. Sürekli halkın içindeyiz bir kısım vatandaşlar başkanlık sisteminin babadan oğla veya DAMAT ’ a  geçebileceğine inanan bir kesimde yok değil.

Yaşam öyküm belgesel oldu 

Herkesin kendisine görme bir yaşam öyküsü var. Bende 45 yıllık hayatımı yarım saatlik bir belgesel ile özetledim. Elbette bu çalışma mükemmel oldu diyemem. Fakat tarihe eksik de olsa bir not düşmek açısından fena olmadı. Yazdığım kitapları okuyanlar zaman zaman yazdıkları mektup ve e- mailler ile yaşamımı merak ettiklerini ifade ettikleri oldu.  Şu an bu tür merakı olan dostlarıma belgeseli izleyin diyeceğim. Belgeselin meydana gelemsinde   emeği geçen herkese teşekkür ederim.                                                                     

www.istanbultimes.tv     www.istanbulunsesi.tv den izleyebilirsiniz.

Sonuç olarak azami müştereklerde birleşerek  ülke için elimizden geleni yapalım.

Yeni Başbakanımız Bin Ali Yıldırım ‘da halkın büyük çoğunluğunu kucaklayarak ihtilafları değil ittifakları ön plana çıkarmalıdır.
Ülkemize kötülük etmeyelim.  Hep beraber  ya ülkenin selametine çalışalım veya selametine çalışanlara köstek olmayalım..

Terörsüz,günlerde yaşamak ve kimsenin terör nedeni ile hayatını kaybetmediği bir Türkiye  de yaşamak dileği ile  hepinize selam ve saygılar.


İstanbul Times / Hüseyin Çetiner   - 25 Mayıs 2016