Taksim Gezi parkı olayına karşı bir takım  uç örgütlerin bayraklarının dalgalanmalarına bakan bazı kişiler burada ki eyleme katılan herkes sanki bir örgüte mensubuymuş gibi bir algı içinde olmaları yanlış.

Bakınız bu satırların yazarı olarak Ak Parti adına hapis cezaları dahil onlarca maddi ve manevi bedel ödeyen bir kişi olarak İstanbul’daki İmar olaylarından dolayı son üç yıldır dilimin döndüğü kadar İstanbul’un 1204 Latin saldırısından daha fazla tahribata uğradığını söylüyorum.
Gerekçelerim çok sağlam; Onlarca ilçenin kesiştiği Bakırköy Osmaniye’de Hollanda ve İngiliz firması olan Multi Development için Marmara Forum’a verilen 375 bin m2 lik inşaat iznine rağmen alt ve üst geçitlerin aynı olmasında bir mantıksızlık olduğunu söyleye söyleye dilimde tüy bitti ama kimse sorumluluğu üzerine almadı.

2009 sel felaketinden sonra İBB başkanı Dr.Kadir Topbaş tapulu olsalar bile dere yatağındaki tüm yapıları bedeli ne olursa olsun yerle bir edeceğiz dedi hiçbir şey yapmadıkları gibi o günden bu yana benim takip ettiğim ve bildiğim yüzlerce dev dere yataklarının yanı başında proje inşa edildi,ediliyor.

Örnek mi istersiniz ; Gül İnşaatın ikitelli Tır grajı yanındaki iş merkezi, hemen ilersinden Ebubekir  Aydın’ın yaptığı on binlerce m2 lik iş merkezi…Fer yapı’nın Altın Yıldız fabrika arsası üzerinde yola  sıfır yaptığı yüzlerce konut,Fatih Koleji (Havalimanı karşısında dere yatağında) Capital Tower başta olmak üzere nice yerlere zenginler bina yaptı.

İBB’nin 2001 Acil eylem planındaki 484 Çadırkent yeri AVM oldu

1999 Depreminden hemen sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de depremi önemsemiş, iki yıllık bir hazırlıktan sonra valilikle birlikte Acil Eylem Planı hazırlamıştı. Bu planda, bir depremde vatandaşların nasıl davranacağı, nerelere çadır kurulacağı, nerelerin sağlık alanı olarak kullanılacağı, helikopterlerin kullanacağı alanların nereler olacağı ayrıntılı olarak belirlenmişti.

Bu plan, kabul edildiği 2001 yılında basında da geniş yer almış ve belediyenin internet sitesinde yayınlanmıştı. Bu acil eylem planında, 1.196.757 çadır kapasiteli 484 çadırkent yeri, 219 helikopter pisti, 152 soğuk hava deposu yeri, yardım malzemeleri için 241 depo yeri tespit edilmişti.

Bu 484 çadırkent yerinin birçoğunda bugün rezidanslar, plazalar, AVM'ler yükselmektedir. Gerçekten de, İstanbul’un en lüks, en yüksek ve en pahalı binaları olarak gösterilebilecek Zeytinburnu Kazlıçeşme'de İstanbul'un o tarihi silüetini bozan, başbakanı küstüren Onaltı Dokuz projesi, Bayrampaşa'da Ora AVM, Zeytinburnu'nda Sahilpark Veliefendi, Bahçelievler'de Starcity Outlet Center, Zaman Gazetesi binası, Ağaoğlu MyCity, Meydan AVM, Bayrampaşa'da Forum İstanbul AVM, Üsküdar'da Kiptaş Ünalan Evleri, Tuzla'da Kiptaş 2-3 Etap Konutları, Maltepe'de DAP Royal Center, Gaziosmanpaşa'da TOKİ Avrupa Konutları, Esenler'de Kemerpark Evleri, Bağcılar'da Çınar Olimpia Park Sitesi, Bakırköy'de Ataköy Konakları, Capacity AVM, Beşiktaş'ta Selenium Plaza, Ortaköy Ermeni Vakfı Arazisine yapılan rezidans, Ali Sami Yen'in yerine yapılan gökdelenler, Anthill Acil Eylem Planı’nda Çadırkent olarak belirlenmiş yerlerdi.

Dostlar işte görüyorsunuz 2001 yılında İBB.nin deprem anında Çadırkent ve Soğuk hava deposu yeri olarak ilan ettiği yerlere neler yapıldığını yazarımız Av.Dr. Tuncer Özyavuz bu haftaki yazısında detaylı olarak bir çalışma yaptı.Ben de bu yazıdan sadece bir pragraf aldım. 

Bakar mısınız bu yerler üzerine inşaat yapan bir tek fakir vatandaş var mı Allah aşkına ? Bizler evlatlarımızın geçimi için sabah saat 6' dan gece 24'e kadar çalışa duralım Ağaoğlu gidip Çadırkente RESİDANS yapsın... Necip Fazıl'ın tabiri ile bu taksimi kurt yapmaz Kuzulara şah olsa demek isterim.

Bu haksızlıkları gören bizim gibi gariplerin çalışma şevki kırılıyor ve bin yıl çalışsak bile Ağaoğlu'nun Çadırkent
üzerine yapacağı yüzlerce blokun bir tanesini yapma şansımız ve ömrürmüz olmaz diye düşünmek yanlış mı ?
Taksim Gezi Parkı son 15 yılda yapılan imar talanına bir tepkidir.
 
Değerli okurlarım Taksim Gezi  parkı eylemine mutlaka uç freaksiyonlara mensup örgüt sempatizanları da katılmıştır. Ama olayı başından sonuna kadar takip eden tarafsız bir kişi olarak burada eylem yapanların omurgasını İstanbul’da yapılan imar talanına isyan eden vatandaşın ortak sesi olarak görmek gerekir.

Başbakan’ın ben istesem buraya bir milyon kişi dökerim sözü de yanlıştır

Hiçbir kimse başbakan’a sen buraya 1 milyon kişi getiremezsin demedi. Ülkenin başbakan’a burada bir şey olursa sorumlusu CHP’dir,veya burada eyleme katılan herkesi potansiyel terör örgütü üyesi olarak görmek yanlıştır. Ak Parti  her seçimde oyunu artırdığı için yaptım her şey doğrudur mantığını iyice benimsedi. Oysa ki beşerin yaptığı her şey doğru olmayabilir.

Taksimde istenmeyen bir şey olursa sorumlusu CHP’dir mantığı da yanlış

Dünyanın neresinde ülkede cereyan eden bir olayda ana muhalefet partisi suçlu oluyor anlayamıyorum. Ülke toprakları üzerinde cereyan eden olumlu ve olumsuz tüm olayların sorumlusu halkın oyları ile iş başına getirdiği HÜKÜMETTİR. Dolayısıyla Taksim’de de Silopi’de de meydana gelen olayda ana muhalefet partisi değil, Emrinde Polis,asker ve istihbarat olan Hükümettir.

Ak Parti 2006’dan sonra yavaş yavaş alt gelir grubundan ve adaletten uzaklaştı Örnek 2006 Ak Parti Zeytinburnu kongresi 182 Boş oya karşılık 131 oy alan ilçe başkanı 3 sene Ak partiyi temsil etti. Burada Adalet var mı ?

Sayın Başbakanım Ak Partiyi kurduğunuz zaman belediye başkanı iken uğradığınız haksızlıktan dolayı yanınızda yer almak istedim. 2002 Şubatında kurulan Zeytinburnu ilçe teşkilatına başvurarak hiçbir beklentim olmadan verilecek olan görevi yapacağımı söyledim.

O zaman ki ilçe başkanı ve yardımcıları ilçenin en büyük ikinci mahallesi olan Sümer’in kurucu mahalle başkanlığı görevini  verdiler bu görevi Mayıs 2003’de yapılan 1.kongreye kadar başarılı bir şekilde yaptım. Bu kongrede 13 mahalle başkanı içinde ilçe yönetim kurulu üyesi olan tek mahalle başkanı oldum.

20 Mart 2004’de yerel yönetim seçimleri için yapılan Kazlıçeşme mitinginin tertip komite üyesi oldum.
Aynı gün saat 12.30 da alanı CHP’ye vermemiz gerekirken sizin alana geç gelmenizden dolayı alanı teslim edemediğimiz için başka bir siyasi partinin mitingini engellediğimiz gerekçesi  ile CHP ben ve iki arkadaşım hakkında dava açtı. Yapılan yargılamada  3 ay hapis  cezası aldık.

Bir çok arkadaşımız 28 Mart 2004 de meclis üyesi olduğu için açılan yerlerine biz de ilçe başkan yardımcısı olduk. Bu vazifemiz  2006 yılı şubat ayında yapılan ilçe kongrelerine kadar sürdü. İlçe kongresi öncesi o zaman ki ilçe başkanına sizin yerinize başka bir arkadaşımız ilçe balkanı adayı olsun dediğimiz için bir çok ilçe başkan yardımcısı haksız bir şekilde liste dışı kalınca delegeler bu duruma itiraz etmek için 182 tane boş oy verdiler. İlçe başkan adayı arkadaşımız 131 oy aldı. Normal şartlarda 182 oy daha büyük olduğu için bu kongrenin iptal edilmesi gerekirdi. Ancak bu yapılmadığı gibi yedi yıldır delegelerden de özür dilenmiş değil.

Bize  Hapis cezası verilen mahkeme kararını yorumsuz olarak hem il başkanlığına hem de genel merkeze gönderdik. Hiçbir parti büyüğümüz bize KURU bir geçmiş olsun bile demedi. Bunları  neden aradan bu kadar zaman geçtiği halde  yazdığıma gelince AK PARTİ’ nin isminde adalet olsa da bir çok yerde adalet olmadığıdır.

Bazı okurlarım aradan 9 yıl geçmiş 2004 de aldığınız HAPİS cezasını gündeme getirmenin anlamı nedir de diyebilir.  Necip Fazıl Kısakürek “tefsiri yapılmamış her olay daima tazedir” der. O zaman ki il başkanı şimdiki sağlık bakanı Dr.Mehmet Müezzinoğlu  veya başka bir yetkili haksızlığa uğrayan bizlerin gönüllerini halen  almış değiller.

Bu dipnotu bu şekilde izah ettikten sonra gelelim Mayıs 2013 Taksim Gezi  parkı olayına.
Gelir dağılımı adaletsizliği, imar talanı,ben yaptım oldu mantığının baş tacı edilmesi  toplumda bir patlamaya neden oldu İddia ediyorum Taksim Gezi parkı protestosuna katılanların en az yarısı Ak partinin ilk döneminde oy vermiş insanlardan oluşuyor. Çamlıca’ya cami yapıyoruz deniliyor altında 156 bin m2 rezidans çıkıyor.Taksim’de  topçu kışlası yapılacak deniliyor altında AVM.çıkıyor.

Bu son 10 yılda 39 tane milyar dolarlık iş adamımız çıkmış.Buna karşılık orta sınıf hayatının sonuna kadar borç yükünün altına girmiş. Milyar Dolarlık iş adamlarımızın olmasına karşı değilim ama bunların üretim yaparak mı yoksa faaliyet dışı gelirlerinden zengin olduğu sorgulanmalıdır.

Hükümetin İçki için bazı düzenlemelere girmesine karşı değilim. Ama devletleri,milletleri ve aileleri mahveden ve yüce kitabımız Kur’an-ı kerimde İÇKİ’ den daha fazla üzerinde durulan FAİZ için hükümet neden bankaların reklamlarına bir sınırlama getirmiyor ?

Hüseyin Çelik Taksim Gezi Parkı için bir araya toplanıp tepki gösteren halka yönelik biz bunu hak etmedik diyor…

Çevreye ve yeşile sevdalı 50 - 60 kişinin Taksim Gezi parkında ağaçlar kesilip bölgede kalan son toprak parçamız AVM.ye peşkeş çekilmesin düşüncesi ile nöbet tutarken sanki düşman birliklerine gecenin karanlığında saldırıp gafil yakalamak mantığı ile sabahın alaca karanlığında  üzerlerine GAZ bombası yağdırmaya hiçbir gönül razı olmaz.

Vatandaşın üzerine GAZ bombası yağdırırsanız vatandaş da bir araya gelir ve yapılanın yanlış olduğunu söyler. Zaten hiçbir siyasi iktidar biz yanlış yaptık halk bize gerekeni söyledi demez. Bunu diyecek kadar sağduyulu düşünen bir iktidar halk ile karşı karşıya gelmez.

Yukarıda Ak Parti için  ne tür bedeller ödediğimi yazdım. Ben bile İstanbul’da yapılan İmar talanına İSYAN ederken bu partiye hiç oy vermeyenler daha fazla tepki göstereceklerdir.

TOKİ modern ağa olmuş emekli İşçi Ali Amcanın Arsasını elinden zorla alıyor Torunlar’a  veriyor

Hükümet TOKİ’nin İstanbul’da yaptığı haksızlıklardan haberdar mı değil mi bilmem ama eğer haberdar değilse bu af edilmeyecek bir hatadır. Ama haberdar olup da yapılanları onaylıyorsa o zaman da halkını APTAL Yerine koyuyor demektir ki bu daha büyük bir hatadır.

Basit bir olay anlatacağım; “Başakşehir ilçesinin ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesinin girişinde bir beton yığını gibi yükselen Torunlar GYO’nun “Mall Of İstanbul projesinin yapıldığı yerde  garip gurebaya ait 12 dönümlük yer vardı. M2 sine 300 TL değer biçildi ve bir çok hak sahibi bedelini bu para üzerinden. Merhum Ali Durmuş amcanız Almanya’da yıllarca işçilik yaparak  burada 2.000 m2 lik arsayı 1974 de satın alıyor.

1984 yılında Arsa ofisi 400 m2 yi yol için istimlak ettim sana da parasını verdim diyor.  Ali amca nasılsa halkın geçeceği yol oldu diyerek  yapılana rıza gösteriyor. Ama yıl 2009 olunca Arsa ofisinin evladı TOKİ Paşa hazretleri ben babama benzemen.

Yol içinde  istemiyorum.Siz garip gureba tayfası arsadan inşaattan anlamazsınız. Geriye kalan 1600 M2 lik arsanı da 300 TL den alıyorum diyor. Artık yaşlanmış ve yatağa düşmüş Ali Amcanın pazarlık yapacak takati kalmadığı için  Mali müşavir olan oğlu Yüksel Durmuş TOKİ yetkililerine İstanbul’un göbeğinde kalan bu arsanın m2 si nasıl 300 lira olur diyor.

TOKİ yetkilileri biz olur dersek olur diyorlar

Senin adına bankada hesap açtırıp  bu parayı yatırırız ve kimsede bu işlemi bozamaz diyorlar.

Çocukları babalarına durumu izah ediyorlar babası da devlete gücümüz yetmez oğul anlaş ver arsayı diyor. Yüksel bey de Arsamız üzerine sosyal donatı şerhi koymuşlar zaten biz buraya bir çivi çakamıyoruz diyerek bu sefer dostlarını devreye koyarak arsasının değerini yükseltmek için bir çabanın içine giriyor. TOKİ dava ve pazarlık işleri ile  uğraşmamak için tamam senin arsan için m2 sine 600 lira veriyorum diyor.
Yüksel bey Tapu dairesine giderken Pazarlık yaptığı TOKİ yetkililerini beklerken karşından biz Torunlar GYO.nun avukatlarıyız diyen kişileri görünce bu işin masum olmadığını seziyor. Avukatlar anlaştınız ha TOKi ha biz ne fak eder diyor ve istemeye istemeye tapuyu veriyor.

Ama burada bir cinlik yapılacağını seziyor . Dört ay sonra  üzerinde sosyal donatı olan arsanın imara açıldığını görür görmez kan beynine sıçrıyor ve hemen Küçükçekmece Adliyesinde haksızlığa uğradığını iddia ederek dava açıyor.

Dava devam ederken Başakşehir Belediyesi de Mall of İstanbul’un yanı başındaki 12 dönüm arsasını kısa bir süre önce  eski para birimi ile 75 trilyona Torunlar GYO’ya satıyor.

Bakar mısınız vatandaşın arsası için 600 lira belediyenin arsası içinse nerede ise m2 si 7.000 TL ye satılıyor.
Bunun neresinde adalet var. Bazıları o zaman Mall of İstanbul projesi yoktu arsanın m2 si 600 TL idi şimdi çevre değerlendi m2 si 7.000 lira olmuş diyebilirler ama buna kargalar bile inanmaz.

Meydana gelen olaylara oh olsun demiyorum ama son yıllarda vatandaş arasında bir çok konuda uçurum oluştu bu sıkıntı şu an dışa vuruyor Gezi Parkı görünen yüzü…

Hüseyin Çelik bu olay ile Gezi Parkının ne alakası var diyebilir ama toplumsal olaylar tek bir sebepten dolayı çıkmaz. Haksızlıklar ve yanlışlar birikir, çoğalır başka bir olay ile patlak verir. Gezi parkı olayı İstanbul’da yapılan imar talanlarının toplamına yapılan bir başkaldırıdır.

Yukarıda bahsettim Ak Parti’nin isminde Adalet var  2006 Zeytinburnu ilçe kongresinde  131 oya karşın 182 boş oy alan kişinin üç sene ilçe başkanlığı yapmasına göz yuman herkes bugünkü olaylardan pay sahibidir.
B2 de belirlenen fiyatlar uçuk basın mensupları için yapılacağı söylenen konutları hiçbir basın mensubu alamaz hükümet  halkın durumundan bu kadar kopuk işte.

Son yıllarda hükmet üyeleri o kadar toplumdan uzaklaştılar ki B2 arazilerini yıllardır kullananların bu kadar büyük paraları ödeyemeyeceğini bilemeyecek kadar halktan uzaklaştı. 

Basın ilanı kurumu üç senedir bizi bekleterek TOKİ ile size uygun fiyata konut üreteceğiz dedi 

Nihayetinde kısa bir süre önce fiyatlar açıklandı. 163 m2 lik daha iki sene sonra teslim edilecek daire için 245 bin TL fiyat istiyor.Bunun % 10’u peşin diğeri her ay 2.250 TL ve 6 ayda bir de memur maaşları oranında artış olacak deniyor. Oysa Esenyurt’ta bitmiş oturmaya uygun dairenin metre karesi 1.000 lira civarında iken TOKİ ve BİK bize iyilik yaptığı  söyleyerek nerede ise m2 sine 2.000 TL istiyor.

Burada iki şey söz konusu.Birincisi  ya idarecilerimiz halktan uzaklaşmışlar ya da kendileri paraya para demedikleri için bir gazetecinin ortada olmayan daire için hemen 25 bin TL peşin her ayda 2.250 TL taksit ödeyemeyeceğini bilmeyecek kadar kendilerini aşmışlar demekten başka elimden bir şey gelmiyor.

Dostlar ,ilk bakışta bu yazım biraz birbirinden kopuk gibi görünebilir ama biraz düşünürseniz son günlerde ülke genelinde yaşanan olayların sadece Gezi parkı ile alakalı olamadığı görülecektir.

Toplumun % 95’i artık ömrünün sonuna kadar borç altına girmiş durumda. Yani bir çok kişinin artık kaybedeceği bir şeyi kalmamış. İnşallah şu an ülke genelinde gelişen olaylar kısa süre içinde dinecek ama HÜKÜMET devleti zengin edip vatandaşı fakirleştirirse  korkarım ki bundan daha sıkıntılı süreçler yaşayabiliriz.

Başkasına bakmaya gerek yok.Nerede ise günde 20 saat çalıştığımız halde fatura,borç,saçma sapan cezalardan dolayı rahat uyuyamıyoruz.

Hükümet asgari ücrette vergiyi kaldıracaktı kaldırmadı 

Bir çok kurum halkı soyup soğana çeviriyor yine bir şey yapmıyor. Her ay telefon hatlarında sabit ücret adı altında 20 TL alınması,parası olmayıp 50 TL elektrik faturasını ödemeyen garipten bir de 23, TL açma kapama ücreti keserseniz bu vatandaş nefes alamayacak ve sağa sola saldıracaktır. I

IMF ye borcumuzu bitirdik diyerek vatandaşı perişan etmek hükümetlere bir şey kazandırmaz. Özal isteseydi enflasyonu bir anda bitirir sıkı para politikası ile o da IMF ye borcumuz kalmadı diyerek  hava atabilirdi ama halk perişan olurdu. 

Özal döneminde enflasyon vardı ama işte oluyordu. Şu an IMF ye borcumu kalmadı Ankara Ticaret odası İstanbul Sokaklarındaki bilbordlara ilan yazarak   “İMF ye borcumuzu bitiren Başbakan’a teşekkür ederiz” diyor.Bu yağcılık değil de endir ?

Neyse dostlar burada keseyim yoksa bu bir köşe yazısı değil de küçük bir risale gibi olacak . 
Hükümet kepini önüne koyup düşünsün vatandaşta protestoyu daha ileriye görtümesin.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner 3 HAZİRAN 2013