Bu kin niye Bekir Coşkun?

Gazeteci-yazar Bekir Coşkun’un, bir gazetedeki söyleşisinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile alakalı sert ve yakışıksız ifadeler kullanması beni üzdü.
 
Gazeteci-yazar sıfatı ile Bekir Coşkun kimi isterse eleştirebilir, bu anayasal hakkına hiçbir itirazım yoktur. Lakin söyleşide kullandığı cümleleri kin ve garez içerirse işte buna itiraz ederim.
 
Bekir Coşkun’un öncelikle edep ve adap ölçülerini elden bırakmaması gerekir. Siz kim oluyorsunuz da koskocaman bir ülkenin Başbakan’ına, küçümser bir eda ile“Tayyip” diye hitap ediyorsunuz ? Başbakanı sevin veya  sevmeyin, bu konuda kimse sizi zorlayamaz ama ülkenin Başbakan’ına “Sayın Recep Tayyip Erdoğan” deme nezaketini elden bırakmamanız size bir şey kaybettirmez.
 
BAŞBAKAN’A “EVET” DİYEN SUÇ ORTAĞIYMIŞ
 
Mantığa bakar mısınız… Yahu arkadaş bu halkın % 50’sinin oyu ile iktidar olmuş bir Başbakan’a “evet” demek neden suç oluyor, nerede yazılı bu? Bekir Coşkun kendi hayal dünyasında yeni kanun ve yasalar mı çıkarıyor? Şimdi Türkiye’nin yarısı suçlu mu?
 
Bekir Coşkun sana bir şey anlatayım. Söyleşinde “Tayyip bizim tarihimizde kara bir leke. Hani çıkmayan lekeler vardır ya. Nar lekesi, vişne lekesi gibi. Bu hepsinden beter. Çıkmaz leke” diyorsun ya…
 
Sana birkaç örnek vereyim;
 
-Hastanelerde kuyruk beklemiyoruz eğer bu leke ise varsın çıkmasın.
 
-Edirne’den Kars'a yola çıktığın zaman eskiye göre yollarımızın iki misli genişlediğini
 görmek mi leke? Eğer bu sana göre leke ise varsın çıkmasın.
 
-Darbecilere yargılama yolu açıldı, bu yolu açmak leke ise varsın çıkmasın.
 
-Engelli vatandaşlara bir çok kolaylık yapıldı, bu mu çıkmayan leke? Eğer bu sana göre leke ise varsın çıkmasın.
 
-Türkiye’nin yurt dışında bilinirliliği artı, eğer bu çıkmayan leke ise varsın çıkmasın.
 
-Velhasılı kelam Sayın Bekir Coşkun, bu hükümet döneminde bir çok güzellik yapıldı.
 Hepsini yazmaya kalksam 1000 sayfalık kitap eder. Zaten siz gerçekleştirilen olumlu çalışmaları aslında benden daha iyi biliyorsunuz. Bunun için hepsinin listesini yapmaya gerek yok.
 
 Bunları söylerken Başbakan’a avukatlık yaptığımdan değil. Sadece “adil” olunması gerektiği
 için bir kaç kelam yazayım, dedim.
 
İnsanın olduğu yerde eksik ve hatalar daima olacak ve oluyor. Daha dünya nüfusu henüz
25-30 kişi iken bile Peygamber Hz.Adem’in oğlu Kabil, kardeşi Habil’in katili olduğu 
da malum. Ben Başbakan’ı kutsal kabul edip “laf söylersen çarpılırsın” da demiyorum. Edepli ve adaplı bir üslupla “Ekonomik politikalarınız iyi değil, orta sınıf yok oldu” de, ben de yanında yer alayım. Ama dersen ki “Tayyip tarihimize kara bir lekedir” işte o zaman sana itiraz ederim. Neye göre kara leke ? Kime göre kara leke ?
 
SEVABA ORTAK OLURUM
 
Kendi halimde, tırnaklarımla gece-gündüz çalışarak para kazanırken, “çocuklarımızın geleceği daha iyi olsun” düşüncesiyle Zeytinburnu, Sümer Mahallesi’nin “Kurucu Mahalle
Başkanı” sıfatımla AK Parti’de siyasi çalışmalarıma başladım.13 ay sonra yapılan ilk ilçe kongresinde 13 mahalle başkanı içinde bir tek ben ilçe yönetim kurulu üyesi oldum.
28 Mart 2004 yerel yönetim seçimleri öncesi 20 Mart 2004’de yapılan Kazlıçeşme
Mitingi’nin Tertip Komitesi’ndeydim. Başbakan alana geç geldiği için, aynı gün miting yapacak olan CHP’ye alanı teslim edemediğimiz için hakkımızda açılan davada ben ve iki arkadaşım 3 ay hapis cezası ile CEZALANDIRILDIK. 

2006 yılına kadar Zeytinburnu ilçe başkan yardımcılığım devam etti. Mayıs 2006’dan Ocak 2009’a kadar Beylikdüzü ve Kıraç’tan sorumlu İl Koordinatörü oldum. Her Perşembe cebimden para harcayıp toplantılara katılarak bu partiye hizmet ettim.
 
AK Parti’den önce, biri oturduğum ötekisini de kiraya verdiğim iki tane dairem vardı. AK
Parti’nin orta sınıf için ciddi bir ekonomik politikası olmadığından işlerimiz ters gitti ve
iki daireyi satarak borçlarımı ödedim.
 
Tam “borçlarım bitti” derken yine bu hükümetten bir darbe yedim. Abuk-subuk gerekçelerle 
on yıl önce aldığın daireden eksik ödenen 300 lira yüzünden 4 bin TL borçlu çıkarıldım. Yetmedi, bir çok yerde borç icat ettiler.

Kısaca alavere dalavere ederek beni 150 bin TL borçlandırdılar. Bir sene önce çıkan 6111 Sayılı Yasa’ya göre bana tahakkuk ettirilen borçları yapılandırdık ve çoluk çocuğumuzun mutfak paralarını her ay düzenli olarak buraya ödüyoruz.

Eskiden köylerde zalim ağa garip gureba köylüyü perişan ediyordu. Şimdi ise maddi ve manevi bedel ödeyerek iktidar yaptığımız ağabeylerimiz bize yaşam hakkı vermiyorlar. 
 
Bekir Coşkun, bunlar doğru ama Başbakan’ın yaptığı iyi şeyleri de inkar etmemek gerekir.
 
İDARİ KADRO TİTREYİP KENDİNE GELMELİ
   
Söyleşinizde birçok doğru da var. Hiç kimse alternatifsiz değildir. Bunu en az sizden ve benden daha çok Başbakan da biliyor.
 
AK Parti idari kadrolarının titreyip kendisine gelmesi gerekir. Ben hapis cezası dahil onca
bedel ödememe rağmen bugün bu iktidar döneminde fakirleşmişsem, devlet ve bankalar
zenginleşmişse o iktidarı ben de sorgularım arkadaş…
 
“Özal ve Demirel de 15 gün içinde ortaya çıkıp iktidar oldu” diyorsun, bu da doğru… Ben AK Parti için bariz bir örneğim. Benim gibi, bu partinin başarısı için maddi ve manevi bedel ödeyen bir çok kişi bugün kuruluşunda yer aldığı partiyi eleştiriyorsa bu durumu düşünmek gerek.  Bankalar servetlerine servet katarken küçük ve orta sınıf esnaf yok oluyorsa ve bu duruma sessiz kalan iktidar kim olursa olsun benim oyumu alamaz.
  
AK PARTİ KURMAYLARINA MİNİK BİR BİLGİ
 
Kadrolarınızda bir metal yorgunluk oluştuğu görülüyor. Kuruluşunuzda bir kısım çevrelerin Başbakan için “Artık muhtar bile olmaz” dedikleri dönemde bile yanınızda olan, partiye destek veren bazı insanları dışladınız. Dönün bir etrafınıza bakın, 2001 yılında bedel ödeyen kaç kişi şu en etkin görevlerde? İl başkanlığı olarak 10 yılda hangi yerel medya organı ile bir çay içtiniz? Hangisine bayramda seyranda minik bir ilan verdiniz? Üstüne üstlük ilçelere talimat göndererek “Sakın ha yerel basın ile çalışmayın” dediniz.
 
Velhasılı kelam ödediğimiz onca maddi ve manevi bedele rağmen bugün parti nezdinde zerre kadar kıymetimiz yoksa biz neden kıymet verelim peki?
 
Peygamber olmadığımız için öteki dünyada nasılsa birbirimize şefaat edemeyeceğiz. Zaten bu dünyada sizden bize hayır yoksa aynı yerde olmamızın bir anlamı var mı acaba?
 
Bugüne kadar yazmadım ilk kez yazıyorum; benim aldığım HAPİS cezası ve ödediğim paralar ile hayat suyu verdiğim AK Parti çatısı altında belediye başkanı olan herkesin üzerinde hakkım vardır. Kimse ile de helalleşmedik henüz...
 
GÖNLÜM HOŞ DEĞİL
 
Bizler AK Parti için maddi ve manevi bedel öderken “Başbakan’ın işi bitti, o artık muhtar bile olamaz” diyen bir çok kimse şu an AK Parti yönetiminde yer alıyor.
 
Dostlar; itiraf edeyim ki, geçen 10 yıllık sürede gönlüm hoş değil…
 
Evet Bekir Bey, bu haksızlıklara rağmen bu ülkenin Başbakan’ına karşı saygısızca laf etme hakkını kendimde bulmuyorum, edebim de buna izin vermez zaten.

Yıllardan beri yazıyorsun, kovulmadığın köy kalmadı. Artık takkeyi önüne koyup “Ben nerede hata yaptım, yapıyorum?” diye kendini sorgula…. Sen sen ol, hiç olmazsa ahir ömründe kimsenin günahını alma…

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner  11.12.2012