Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşen programın ev sahipliğini Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş yaptı. Yazar İskender Pala, Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun hikâyesini yazış öyküsünü anlatarak programa başladı, “Leyla ile Mecnun, yaşanmış bir aşk hikâyesi olarak, halk arasında anlatılıyordu, fakat yazıya Türkçe olarak geçirilmemişti.

İstanbul Times Haber Merkezi 


Kendisi de bir Türk olan Nizami hikâyeyi Farsça olarak yazmıştı. Fuzuli’nin bu hikâyenin daha önce yazıldığından da haberi yoktu. 1534 yılında bu hikâye Türk dili ile yazıya geçirilmiş oldu.”

 

‘Shakespeare, Leyla ile Mecnun hikâyesinden haberdardı’


William Shakespeare’in Leyla ile Mecnun hikâyesinden haberdar olarak Romeo ve Juliet’i yazmış olabileceğini dile getiren Pala, şöyle devam etti, “1605 yılına gelecek olursak İtalya’da Verona’da halk arasında yaşanmış bir hikâyeyi Londra’da William Shakespeare yazıya geçirdi. Tıpkı Fuzuli’nin halk arasında anlatılan bir hikâyeyi yazıya geçirmesi gibi William Shakespeare’de benzer bir hikâyeyi kaleme aldı, adını da Romeo ve Juliet koydu. Birisinin kitabını yazdığında diğeri henüz çocuktu. Fuzuli’nin kitabının konusu İtalya’daki hikâyenin konusuna çok benziyordu. Muhtemelen Fuzuli’nin Leyla ile Mecnun’unu William Shakespeare biliyordu. Bilmese bile doğuda böyle bir hikâye anlatıldığından haberdardı.”

 

‘Fuzuli 18 bin kelime kullanıyordu’


Fuzuli’nin 18 bin kelime ile yazdığını hatırlatan Pala, “Fuzuli, Leyla ile Mecnun’u yazdığında kafasında 18 bin kelime vardı. Bugünün insanının 350 kelime ile yaşadığımızı düşünürsek 18 bin kelime ile 16. Yüzyılda yaşayan dedemizin onda biri kadar biliyoruz onda biri kadar düşünebiliyoruz, hayatı mayalandırabiliyoruz demektir. Fuzuli bizden hayatı on kat daha zengin yaşıyordu, demektir. 18 bin kelime ile düşünebilen Fuzuli, 3 dil biliyordu ve bu dillerde kitaplar yazıyordu. Fuzuli, Tıp kitabı yazdı, İslam tarihi kitabı yazdı, Sosyal hayat kitabı yazdı, Felsefe ve Gök Bilimi hakkında yazdı. Biz ise internet başında, 16 yüzyıldan bu yana teknoloji olarak çok ama çok ileride olmamıza rağmen 18 bin kelime yerine 350 kelime ile konuşur hale geldik. Halimize oturup ağlamamız lazım. Leyla ile Mecnun kitabında öyle sahneler öyle anlatımlar var ki Romeo ve Juliet kitabından kat ve kat güzel. Buna rağmen hiçbir okul kitabımızda Leyla ile Mecnun hikâyesi yoktur, hatta düşünce hayatımızda bile yoktur. İngiltere’de Romeo ve Juliet’in ilkokullara yönelik, liselere, üniversitelilere yönelik basımları vardır. Leyla ile Mecnun’un dilini anlamadığımızı dile getirsek de, Romeo ve Juliet’in dili de bizde nasıl dil değişime uğramışsa oda değişime uğramıştır. Romeo ve Juliet’in operası yapılır, çizgi filmi yapılır, enstitüsü kurulur. Bizde ise bir lise öğrencisi Leyla ile Mecnun’dan bir metin görse ne kadar geri işler, anlaşılmayan bir dil, der. Fuzuli bizde fuzuli görülmektedir” dedi.

 

İskender Pala, daha sonra Fuzuli’nin dünyevi aşkı bir basamak olarak kullanıp maddeden ayrılıp tamamen ruha ait olan ilahi aşkı anlattığı Leyla ile Mecnun şiirini hikâyesi ile birlikte katılımcılara anlattı.

 

Program sonunda Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, İskender Pala’ya katılımlarından dolayı teşekkür ederek, çiçek takdim etti.

Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim