Atatürk olmak kolay mı sanıyorsun? Fakat hain dersen sürüsüne bereket derim. Öyle her kula nasip olmaz hele hele her topluma yüzyılda bir gelir.

Atatürk olmak Allah`ın bir lütfü, her anneye nasip olmaz. Günümüzde annelerimizin gözleri yaşlı ise durup bir düşünmek lazımdır. Allah`ım biz ağlattık sen onların yüzlerini güldür Allah`ım demek için biz neler yapıyoruz?

Bugünlerde Yunanlılar adacıklarımızda cirit atarken hiçbir şey olmamış gibi ahkâm kesmek, boy endam etmek ve susmak gücüme gidiyor. Acaba “Atatürk olsa ne yapardı?” diye düşünürken bir baktım ki ATATÜRK yine yapmış ATATÜRK`lüğünü..!  Bunları bizlere neden anlatmazlar diye yine komplolar aklımda dolaşırken;

ATATÜRK`ün 1927 yılından ölümüne kadar yani 1938 yılına kadar hiç yanından ayırmadığı baş kütüphanecisi NURETTİN (NURİ) ULUSU Bey`in hatıralarını kaleme alan oğlu MUSTAFA KEMAL ULUSU`nun derlediği “ATATÜRK`ÜN YANI BAŞINDA – NURİ ULUSU`NUN HATIRALARI” kitabında bakın neler anlatıyorlar:

“Atatürk, Salih OMURTAK Paşa`yı çok severdi. Onun askeri tavrını, hareketlerini, kabiliyetini çok beğenir ve takdir ederdi.

Bir gece Dolmabahçe Sarayı`ndayız, PAŞA da odasında. Birden beni çağırmış, derhal odasına gittim, bana NURİ, arkadaşlarına haber ver, acele ÇORLU`ya gidiyoruz.

Belli zaman sonra ÇORLU`daydık. Salih OMURTAK PAŞA o zaman Çorlu`da Kolordu Komutanı idi. Doğru oraya gittik. Salih Paşa da tabii bu ani ziyaretten dolayı, bize şaşkın bir şekilde karşıladı ve Atatürk`le beraber komutan odasına çıktılar. Biraz sonra Paşa`nın yaveri geldi ve bu gece burada kalınıyor, dedi.

Nuri ULUSU, ATATÜRK bir yerde kalınacaksa bize önceden talimat verirdi. Bu gizli ve enterasan olayı o zaman anlamlandıramamıştım. Sabah erkenden kalktık, Paşa ile birlikte kahvaltı yaptılar ve saat ona doğru Dolmabahçe `ye doğru geri dönülmüştür. Neden? Ani ziyaret, bu ani ziyareti, diğer bazı sırları gibi, bizimle beraber tarihin yapraklarına gömüldü gitti.

NOT:

Bu hatırayı okuduktan sonra ATATÜRK ile Salih OMURTAK arasındaki o geceki tarihi konuşma beni meraklandırdı ve de yaptığım araştırmalar sonucunda Sayın Ahmet ŞERİF ŞEREFLİ`nin “BULGARİSTAN`DAKİ TÜRKLER” adlı Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanmış “ATATÜRK`ÜN BULGARİSTAN`DAKİ TÜRK KALTİAMINI ÖNLEYİŞİ” başlıklı yazısını buldum. Şimdi o bölümü size yazarın kaleminden aktarıyorum:

“19 Mayıs 1934 yılında bir darbe yapan Bulgar Ordusu, kurduğu geçici hükümet sayesinde HİTLER ALMANYA`sının safında yerini almış, Bulgaristan TÜRKLERİ arasında yaygınlaşan TURAN GENÇLİK VE SPOR CEMİYETLERİ BİRLİĞİ`ne karşı polis takibatına geçip işkence ile öldürmeler çoğalmıştı. Ayrıca Bulgar Köylerinden teşkil ettikleri çetelerle toplu katliama başlamak üzereykenTÜRK İSTİHBARATI bu haberi ATATÜRK`e iletir. ATATÜRK de, o sıralarda TRAKYA`da askeri tatbikat yapmakta olan 3. ORDU KOMUTANI SALİH OMURTAK PAŞA`ya, Bulgar sınırını uygun ölçüde ihlal ederek Bulgarlar`a gözdağı vermesi konusunda talimat verir.

Yağmurlu bir gecede, Bulgar sınırını sapa bir yerden geçen askerimiz öncü birlikleri, sabah ortalık aydınlandığında FİLİBE yakınındaki HACIİLYAS (PIRVOMAY) kasabasına varmışlardır. Önce kendi askerleri sanan Bulgarlar, hava iyice aydınlanınca, FİLİBE`ye doğru ilerleyen birliklerin TÜRK ASKERİ olduğunu fark edip Bulgar Kralına iletirler.

Telefona sarılan KRAL III. BORİS, ATATÜRK`le yaptığı görüşmede, “Ekselansları acaba Bulgaristan`a harp mi ilan ettiniz?” diye sorar telaşla.

ATATÜRK, “Neden böyle bir şey yapayım ki!” deyince, Kral BORİS:

“Askerleriniz FİLİBE önlerinde ve SOFYA yönünde ilerliyorlar!” diye cevap verir.

ATATÜRK “Yolu şaşırmışlardır, KRAL Hazretleri, şimdi olayı tetkik eder, Haşmetmeaplarına malumat arz ederim” diyerek teselli eder ve SALİH OMURTAK PAŞA`ya:

“MAKSAT HÂSIL OLMUŞTUR, GERİ DÖNÜN”, talimatını gönderilir.

Bu gözdağı üzerine, Kral hemen duruma el koymuş ve kitle halinde yapılması planlanan TÜRK KATLİAMI da durdurulmuştur. O zamanki Turancı liderlerden, cemiyetin Genel Başkanı Varnalı ÖMER KÂŞİF Bey`den, Bulgaristan`da bu olay için Bulgar köylerinden ırkçı “RODNA ZAŞTİTA” (VATAN SAVUNMASI) Çetelerinin hazırlandığını ve her TÜRK Köyünün katliamı için büyük hendekler kazıldığını dinlemiştim. SALİH

 OMURTAK PAŞA olayını da bizzat bu orduda albay olarak görev yapan ve öncü birliklerde yer alan, yazar EMİNE IŞINSU`nun babası merhum TÜMGENERAL AZİZ ZORLUTUNA (eşi merhume şaire HALİDE NUSRET ZORLUTUNA idi) Paşa`dan dinlemiştim.”

Bu yazıyı okuduktan sonra, Bulgar sınırını ihlal ederek Bulgarlara biraz gözdağı vermesi konusunda, o gece ÇORLU`ya sırf bu maksatla giderek III. Ordu Komutanı SALİH OMURTAK PAŞA`ya bu çok özel emri vermiş olduğu şeklinde değerlendiriyorum. Takdiri siz değerli okurlarıma bırakıyorum.

“TARİH BİLMEK, VAR OLMAK DEMEKTİR.” VE “ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK” tabirini boşuna dünya söylemiyor.

Demek ki neymiş;

 “ATATÜRK OLMAK KOLAY OLMADIĞI GİBİ ONA LAF SÖYLEYENLERDE HAİNLİKLİKLERİNİ İSPATLAMIŞ OLUYORLAR.”

ATATÜRK`ÜN ASKERİYİM DEMEKLE, NE DE ATATÜRK`ÜN PARTİSİYİM DEMEKLE OLMUYOR…

“DİL SÖYLER GÖNÜL NE EYLER” FARKI GÖREN VAR MI?

Sevgi ve saygılarımızla… “Ne acı ki! Onun yaptıklarından bile feyiz alamayan bir TOPLUM olduk çıktık vesselam…” ata mirası ulus… murat akbaş

Kaynakça: ATATÜRK`ÜN YANI BAŞINDA – NURİ ULUSU`NUN HATIRALARI – MUSTAFA KEMAL ULUSU – DOĞAN EGMONT YAYINCILIK