Orhan Gencebay’ın “Batsın Bu Dünya” şarkısı, bana 12 Eylül darbesini hatırlatıyor!
O tarihlerde Şanlıurfa’daydım ve gazeteciliğe yeni başlamıştım. Yazı yazdığım “Hizmet” gazetesinin ofisi, Merkez Komutanlığı’nın hemen yanı başındaydı. Arada en fazla iki aracın geçeceği genişlikte bir yol vardı. Ofise gidip gelirken Merkez Komutanlığı’nda yüksek sesle çalınan şarkıları haliyle dinlemek zorunda kalıyorduk. Dinleye dinleye biz de hastası olduk arabesk parçaların. Gerçi aynı şarkıyı özellikle de Orhan Baba’nın “Batsın Bu Dünya” şarkısını üstüste ve sık sık dinlemek biraz kabak tadı vermeye başladı ama elden gelen bir şey olmadığı için kabullenip zevkini çıkarmaya çalıştık.
Ama!
Açıkçası, biraz da garip geliyordu bu tür şarkıların çalınması. Hani marş olsa “Tamam, darbenin özüne uygun” diyebilecektik…
Ya da; Komutan arabeski çok seviyordur… Bunu da anladık fakat cümle aleme dinletmenin anlamı ne olabilirdi?
“Neden, nasıl, niçin?” leri tartışırken birisi demez mi, “içeride belki işkence yapılıyor, gözaltındakilerin sesleri dışarı gitmesin diye müziğin sesi fazla açılmış olabilir…”
Bu sadece tahmindi. O günkü şartlarda böyle bir soruyu gidip komutana soramadığımız için kimsenin günahını almak istemiyoruz.
Biz yine, “Komutan arabeski seviyordu ve oradan geçen vatandaşlar da ‘bu zevkten mahrum kalmasın’ diye müziğin sesini açtırmıştı” şeklinde düşünelim…
 
ÇANKAYA’ YERİNE ‘SİLİVRİ’
Allah, o kabus dolu yılları bir daha göstermesin. Denge sağlansın diye “bir sağdan bir soldan” idama götürülen gençlerin ailelerine Allah sabır versin…
Bu ülkenin insanı demokrasi için çok bedel ödedi. Cumhuriyet kurulduğundan beri darbe korkusu altında yaşadı. Sandıklar kuruldu, seçimler oldu, birçok hükümet iş başına geldi ama “gölge iktidar”da hep darbeciler yer aldı.
Ta ki referanduma kadar. 12 Eylülleri bitiren sandık ne güzel tevafuk oldu da 12 Eylül tarihinde halkın önüne konuldu... 
12 Eylül’ün yargılanması gerçek demokrasiye geçiş için bir milat olmuştur. Artık her kafası esen darbe yapamayacaktır. Darbeyi planlamak isteyenler Çankaya Köşkü’nü hayal etmekten ziyade Silivri yolunu hesaba katmak zorunda kalacaklardır...
Şimdi kamuoyunda “Kenan Evren-Tahsin Şahinkaya ikilisi Silivri’ye gönderilsin mi gönderilmesin mi? tartışması yaşanmaktadır. Aslında önemli olan Evren-Şahinkaya ikilisinin içeri atılıp atılmaması değil. Yaşları hayli ilerlemiş insanları bu saatten sonra içeri atsanız ne olur, dışarıda tutsanız ne olur?
Önemli olan darbecilerin yargılanmasıdır.
Birkaç yıl öncesine kadar hayal edilmesi bile cesaret isteyen böyle bir olay artık çok normal şekilde gerçekleştirilebiliyor.
Türkiye nur topu gibi bir demokrasiye kavuşuyor. Bugün yaşadığımız sıkıntılar işte bu doğumun sancılarıdır. Özellikle genç neslin, dünü ve bu gelişmeleri ‘çok iyi not etmesi gerekir’ diye düşünüyorum…
Dünya batana kadar gerçek demokraside kalma dileğiyle…
 
 İstanbul Times / Müslüm Aktürk